Nurdan Haber

Gönüller Fâtihi Büyük Üstad’a 

Gönüller Fâtihi Büyük Üstad’a 
29 Kasım 2016 - 8:51

  [Medine-i Münevvere’de bulunan mühim bir âlimin, Risale-i Nur hakkında yazdığı bir manzumesidir.]

Gönüller Fâtihi Büyük Üstada 

    Nuruyla bütün gönlümü fetheyleyen üstad
Gönlüm seni, kudsî heyecanlarla eder yâd

    İlhamıma can geldi beraet haberinle
Mü’minleri şâdeyleyen ulvî zaferinle

    Sıyrıldı ufuklardan o kasvetli bulutlar
Göklerde melekler, bu büyük bayramı kutlar

    Milyonların imanını kurtardı cihadın
Par-par yanar imanlı gönüllerdeki yâdın

    Coşturmada imanları, binlerle vecizen
Tarihini kudsî heyecanlarla süzerken

    İlhamımı mestetti tecellâ-yı cemalin
“Fâtih” gibi rehberleri andırmada halin

    Dağlar gibi sarsılmadın, en korkulu günlerde
Her ânı ölümler dolu tazyikın önünde

    Dünyalara dehşet salıyor sendeki iman
Sarsılmayan imanına düşman bile hayran

    Rehber sana zira “Yüce Peygamberimiz”dir
Ölmez eserin: Gençliğe gösterdiğin izdir

    Kur’an-ı Kerim’in ezelî feyzine erdin
İnsanlığa, iman ve kemal dersini verdin

    Ey başlara Cennetlerin ufkundan inen tac
Âlem senin irfanına, irşadına muhtaç

    Derya gibi nurlar taşıyor her eserinden
“Allah”a giden Nurcuların rehberisin sen

    Milyonları derya gibi coşturmada “Sözler”
Cennetteki âlemleri seyretmede gözler

    Hikmet dolu her cümlede, Kur’andaki nur var
Her lem’ada, binbir güneşin huzmesi çağlar

    “Nur yolcusu” insanlığa örnek olacaktır
Kudsî heyecanlarla, gönüller dolacaktır

    Mefkûresi, günden güne erdikçe kemale
Gark olmada iç âlemi, en tatlı visale

    Coştukça denizler gibi kalbindeki iman
Bin ders-i hakikat veriyor ruhuna Kur’an

    Âzadedir İslâmı saran tehlikelerden
Davası temiz çünki siyasî lekelerden

    Her hamlesinin kuvve-i kudsiyesi vardır
Vicdanları mesteyleyen ulvî sesi vardır

    Aşkın ezelî sırrına erdikçe gönüller
Yer yer donatır ufkunu sevda dolu renkler

    Bir ülkeyi baştan başa fetheyledin ey Nur
Nurun olacaktır, bütün insanlığa düstur

    Kur’an seni teyid ediyor mu’cizelerle
Ey şanlı gönül fâtihi hiç durmadan ilerle

    Tarih-i hayatın doludur hârikalarla
Hiç sönmeden âlemde güneşler gibi parla

    Manzume-i Şemsiyeyi temsil ediyorsun
Heybetli fezalarda hız almış gidiyorsun

    İmanlı nesiller seni takibedecektir
Yıllarca, asırlarca peşinden gidecektir

    Tarihi aşarken sen o iman dolu hızla
Milyonları aşmış bütün evlâdlarınızla

    Birden açılır ruhuma esrarlı bir âlem
Vasfeyleyemez aşkımı, şiirimdeki nâlem!

  Ali Ulvî

[Bu mektub, oniki sene evvel yazılmış ve Sikke-i Tasdik-i Gaybî mecmuasında dercedilmiş bir mektubdan bir parçadır.

Risale-i Nur’un bu vatan ve millete kazandırdığı büyük ve çok mukaddes iki neticeyi beyan etmesi, filhakika aynen bu iki neticenin tezahürü bu memlekette ve âlem-i İslâmda görülmüş olması dolayısıyla bu mektub çok ehemmiyetlidir.]

  بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 

Risale-i Nur, bu mübarek vatanın manevî bir halaskârı olmak cihetiyle; şimdi iki dehşetli manevî belayı def’etmek için matbuat âlemi ile tezahüre başlamak, ders vermek zamanı geldi veya gelecek gibidir zannederim.

O dehşetli beladan birisi: Hristiyan Dinini mağlub eden ve anarşiliği yetiştiren, şimalde çıkan dehşetli dinsizlik cereyanı bu vatanı manevî istilâsına karşı Risale-i Nur bir sedd-i Zülkarneyn gibi bir sedd-i Kur’anî vazifesini görebilir.

İkincisi: Âlem-i İslâm’ın bu mübarek vatanın ahalisine karşı pek şiddetli itiraz ve ittihamlarını izale etmek için matbuat lisanıyla konuşmak lâzımgelmiş diye kalbime ihtar edildi.

Ben dünyanın halini bilmiyorum, fakat Avrupa’da istilâkârane hükmeden ve edyan-ı semaviyeye dayanmayan dehşetli cereyanın istilâsına karşı Risale-i Nur hakikatları bir kal’a olduğu gibi, âlem-i İslâm’ın ve Asya Kıt’asının hal-i hazırdaki itiraz ve ittihamını izale ve eskideki muhabbet ve uhuvvetini iade etmeğe vesile olan bir mu’cize-i Kur’aniyedir.

Bu memleketin vatanperver siyasîleri çabuk aklını başına alıp Risale-i Nur’u tab’ederek resmen neşretmeleri lâzımdır ki, bu iki belaya karşı siper olsun.

Acaba bu yirmi sene zarfında iman-ı tahkikîyi pek kuvvetli bir surette bu vatanda neşreden Risale-i Nur olmasaydı; bu dehşetli asırda, acib inkılab ve infilâklarda bu mübarek vatan, Kur’anını ve imanını dehşetli sadmelerden tam muhafaza edebilir miydi?

Said Nursî

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )