Nurdan Haber

⁠⁠⁠BU ORDU, HANGİ ORDU?

⁠⁠⁠BU ORDU, HANGİ ORDU?
20 Aralık 2016 - 12:49

Meş’um 15 Temmuz gecesi Bursa’da bir hanımefendi balkonda otururken, birden sokağı sarıklı, cübbeli, sakallı zatlar dolduruyor. Kadın ürküyor. Baştaki Zat: “Korkma kızım. Ben Emir Sultan. Herşey bizim kontrolümüzde. Merak etmeyin.” diyor.

Bu kabil şeyler İstanbul’da da ve Anadolu’da çok yerlerde görülüyor. Hani o gece çok ramaklardan dönmüştük. Bir asırdan beri zaten çok ramaktan dönüyoruz. Nedir bu işin sırrı.. Hazret-i Bediüzzaman’ın Mektubat’ından okuyalım:

Sual: Âhirzamanda Hazret-i Mehdi geleceğine ve fesada girmiş âlemi ıslah edeceğine dair müteaddid rivayat-ı sahiha var. Halbuki şu zaman, cemaat zamanıdır; şahıs zamanı değil! Şahıs ne kadar dâhî ve hattâ yüz dâhî derecesinde olsa, bir cemaatın mümessili olmazsa, bir cemaatın şahs-ı manevîsini temsil etmezse; muhalif bir cemaatın şahs-ı manevîsine karşı mağlubdur. Şu zamanda –kuvvet-i velayeti ne kadar yüksek olursa olsun– böyle bir cemaat-ı beşeriyenin ifsadat-ı azîmesi içinde nasıl ıslah eder? Eğer Mehdi’nin bütün işleri hârika olsa, şu dünyadaki hikmet-i İlahiyeye ve kavanin-i âdetullaha muhalif düşer. Bu Mehdi mes’elesinin sırrını anlamak istiyoruz? (Daha sualden, soranın mes’eleye vakıf olduğu anlaşılıyor.)

Elcevab: Cenab-ı Hak kemal-i rahmetinden, Şeriat-ı İslâmiyenin ebediyetine bir eser-i himayet olarak, herbir fesad-ı ümmet zamanında, bir muslih veya bir müceddid veya bir halife-i zîşan veya bir kutb-u a’zam veya bir mürşid-i ekmel veyahud bir nevi Mehdi hükmünde mübarek zâtları göndermiş; fesadı izale edip, milleti ıslah etmiş; Din-i Ahmedîyi (A.S.M.) muhafaza etmiş. Madem âdeti öyle cereyan ediyor, âhirzamanın en büyük fesadı zamanında; elbette en büyük bir müçtehid, hem en büyük bir müceddid, hem hâkim, hem mehdi, hem mürşid, hem kutb-u a’zam olarak bir zât-ı nuranîyi gönderecek ve o zât da Ehl-i Beyt-i Nebevîden olacaktır.

Cenab-ı Hak bir dakika zarfında beyn-es sema vel-arz âlemini bulutlarla doldurup boşalttığı gibi, bir sâniyede denizin fırtınalarını teskin eder ve bahar içinde bir saatte yaz mevsiminin nümunesini ve yazda bir saatte kış fırtınasını icad eden Kadîr-i Zülcelal; Mehdi ile de âlem-i İslâmın zulümatını dağıtabilir. Ve va’detmiştir, va’dini elbette yapacaktır.

Kudret-i İlahiye noktasında bakılsa, gayet kolaydır. Eğer daire-i esbab ve hikmet-i Rabbaniye noktasında düşünülse, yine o kadar makul ve vukua lâyıktır ki; eğer Muhbir-i Sadık’tan rivayet olmazsa dahi, herhalde öyle olmak lâzım gelir ve olacaktır diye ehl-i tefekkür hükmeder. Şöyle ki: Felillahilhamd

اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلٰٓى اٰلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ كَمَا صَلَّيْتَ عَلٰى اِبْرَاه۪يمَ وَ عَلٰٓى اٰلِ اِبْرَاه۪يمَ فِى الْعَالَم۪ينَ اِنَّكَ حَم۪يدٌ مَج۪يدٌ

duası -umum ümmet, umum namazında, günde beş defa tekrar ettikleri bu dua- bilmüşahede makbul olmuştur ki; Âl-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm, Âl-i İbrahim Aleyhisselâm gibi öyle bir vaziyet almış ki; umum mübarek silsilelerin başında, umum aktar ve a’sarın mecma’larında o nuranî zâtlar kumandanlık ediyorlar. {(Haşiye): Hattâ onlardan bir tanesi olan Seyyid Ahmed-üs Sünusî, milyonlar müride kumandanlık ediyor. Seyyid İdris gibi diğer bir zât, yüzbinden fazla müslümanlara kumandanlık ediyor. Seyyid Yahya gibi bir başka seyyid, yüzbinler adamlara emirlik ediyor ve hâkeza. Bu seyyidler kabîlesinin efradlarında böyle zahirî kahramanlar çok olduğu gibi; Seyyid Abdülkadir-i Geylanî, Seyyid Ebulhasen-i Şazelî, Seyyid Ahmed-i Bedevi gibi manevî kahramanların kahramanları dahi varlarmış.} Ve öyle bir kesrettedirler ki; o kumandanların mecmu’u, muazzam bir ordu teşkil ediyorlar. Eğer maddî şekle girse ve bir tesanüd ile bir fırka vaziyetini alsalar, İslâmiyet dinini milliyet-i mukaddese hükmünde rabıta-i ittifak ve intibah yapsalar, hiçbir milletin ordusu onlara karşı dayanamaz! İşte o pek kesretli o muktedir ordu, Âl-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’dır ve Hazret-i Mehdi’nin en has ordusudur.

Evet bugün tarih-i âlemde hiçbir nesil, şecere ile ve senedlerle ve an’ane ile birbirine muttasıl ve en yüksek şeref ve âlî haseb ve asil neseb ile mümtaz hiçbir nesil yoktur ki, Âl-i Beyt’ten gelen seyyidler nesli kadar kuvvetli ve ehemmiyetli bulunsun. Eski zamandan beri bütün ehl-i hakikatın fırkaları başında onlar ve ehl-i kemalin namdar reisleri yine onlardır. Şimdi de, kemmiyeten milyonları geçen bir nesl-i mübarektir. Mütenebbih ve kalbleri imanlı ve muhabbet-i Nebevî ile dolu ve cihandeğer şeref-i intisabıyla serfirazdırlar.

Böyle bir cemaat-ı azîme içindeki mukaddes kuvveti tehyic edecek ve uyandıracak hâdisat-ı azîme vücuda geliyor. Elbette o kuvvet-i azîmedeki bir hamiyet-i âliye feveran edecek ve Hazret-i Mehdi başına geçip, tarîk-ı hak ve hakikata sevkedecek. Böyle olmak ve böyle olmasını; bu kıştan sonra baharın gelmesi gibi, âdetullahtan ve rahmet-i İlahiyeden bekleriz ve beklemekte haklıyız. SAİD NURSİ (R.A) (29. Mektup, 7.Kısım, Birinci İşaret)

Kainatın yaradılışı da bir dua neticesi olduğunu da düşünürsek, herşeyin esasında bu dua keyfiyeti mevcuttur. Emr-i İlahiyi ifa etmek ve sırf rıza-yı İlahi için yapmak, dua ve ubudiyetin esasıdır. Zaten “Kainattan maksad-ı ala, Tezahür-ü Rububiyete karşı, ubudiyet-i külliye-yi insaniyedir.” Said Nursi (r.a)

Not: İşte demek bazı meczubların hoca, bilmem ne zannettikleri şahıs; İslam düşmanı, zalim, sömürücü emperyalizmanın uşağı, bu manevi ordu’nun karşısında ve şeytan ordusunun içinde olan süfyani bir müflistir. Eski Türkiye’de bir Fir’avunun ve Fir’avun meşreblerin iğvasıyla şanlı ordu, tarihteki erişilmez mevkiine tam zıt olarak, milletimizin omuzunda bulunan tarihi misyonun tam aksine maksatlarda kullanılmak istendi. Fakat yine Hazret-i Bediüzzaman’ın vaktiyle verdiği beşaret: ((“Şanlı ordu şerefini kurtaracak.” diye rivayetlerden anlaşılıyor.)) buyurmuşlardı.

İşte Yeni Türkiye’de hem devlet zilletten kurtuldu; hem ordu, yeşil renkte görünen Ye’cüc-Me’cüc taifesini de aşarak, tarihi misyonuna kavuştu; “Şanlı Ordu” olduğunu takdir-i Hüda ile ispat etti. HAMD ALLAH’A.

Bir not: Hz Üstad Bediüzzaman: “Bu hizmet bir cihette benim duamın neticesidir. Bir dua mümkün mü kırk sene.. seksen sene esbab-ı kabul dairesinde yapılsın da, onu reddetmek Rahmet-i İlahiyenin şe’ninden değildir.” buyurmuşlardır.

Duanın her nev’i ile: Kavli, kalbi canhıraş dualar, harbler, sürgünler, zehirlenmeler gibi fiili dualar, bin sahifeyi bulan Arabî-Türkî telif ve istibdad-ı mutlak altında, çoğu elyazması 600.000 bin nüsha gizli neşir ve en şiddetli devlet terörü altında asla menfi harekete cevaz vermeyen ve tenezzül etmeyen ululazmâne sabırlar, çilleler, vesaire… Öyle çilleler ki, diyor: “Dinim beni intihardan menetmeseydi, Said bugün çoktan masumlar zümresine iltihak etmiş olacaktı!

Bizden hep zulüm görmüş; fakat bize ebedi hayat ve saadetimiz hesabına hep şefkat etmiş bir zat. Zulmen sevkedildiği bir mahkemede müdafaada: “Benim idamıma hükmeden zatlar, Risale-i Nur’la imanlarını kurtarsalar kardeşlerim siz şahid olunuz, ben onlara hakkımı helal ederim.” buyuran bir zat! Allah ebeden rızasına ve sonsuz rahmetine mazhar eylesin. Amin.

Tarihçe-i Hayatındaki, Birinci Dünya Harbinden sonra gördüğü bir RÜYADA, Alem-i İslam’ın mukadderatı için toplanan, her asrın meb’uslarından meydana gelen bir mecliste: “Ey felaket ve helaket asrının adamı!. Senin de reyin var.” diyerek davet edildiği manevi mecliste suallere verdiği harikulade cevaplar üzerine, beşaretini almıştı: “Evet ümitvar olunuz!. şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sada İslamın sadası olacaktır!.. “Ve sonra o asrın meb’usu, imzası olan bir kıt’alık şiirinde: “Yakînim var ki, istikbal semavatı ve zemin-i Asya.. bahem olur teslim yed’-i beyza-yı İslama.” diye imzasını atıyor… Yeni Türkiyenin bugünlerdeki güncel duruma da ne kadar tevafuk ediyor. Ve yine işte şimdi Eski Türkiye’den Yeni Türkiye’ye gelişimizi hatırladığımızda, çok şeyleri anlayabiliriz. Vesselam.

 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )