Nurdan Haber

Farklılıklar

Farklılıklar
17 Şubat 2017 - 19:37

Cenâb-ı Hak, insanları çeşitli renklerde ve dillerde yarattığını,
bunun kendi varlığı ve birliğine delil olduğunu bizlere
hâtırlatıyor.(Kur’ân-ı Kerîm, Rûm-22 ) Gerçekten de, hiçbirimiz
yaratılışımıza âit kararları kendimiz vermedik. Bütün kâinâtı yoktan
var eden ve dilediği biçimi veren, ancak, kudreti sonsuz olan
Hâlık’tır.

O halde, elimizde olmayan bu gibi özelliklerden dolayı insanlar
arasındaki farklılıklar birer kavga sebebi olmamalı… Üstelik, bu
özelliklere biçtiğimiz değerler de tamâmen izâfîdir ve bize göredir.
Bir başka yaratıkta sevdiğimiz husûsiyet, beğendiğimiz vasıf daha
başkasında bize sevimli ve beğenilir gelmeyebilmektedir.

Bu konuda temel düşüncemiz, Yûnûs Emre’nin “Yaratılanı severim,
Yaratandan ötürü” mısrâında ifâdesini bulan mânâ olmalı! Bizi hiç
ilgilendirmeyen konularda başkalarını kınamak veyâ bizim gibi olmaya
zorlamak insanlıkla bağdaşan bir durum değildir.

İnsanlarla münâsebetlerimizde inançlarımız, terbiye sistemimiz,
yerleşmiş kurallar büyük rol oynamaktadır. Bu konuda, karşımızdakinin
de bizden farklı inançları, terbiye sistemi ve kuralları olabileceğini
akıldan uzak tutmamakta fayda vardır. Davranışlarımızla, başkasını
rahatsız etmeyecek şekilde hareket etmeliyiz. Karşımızdakilere mümkün
olan en geniş müsâmaha ile bakmak olgun insanlık gereğidir.

Bunun istisnâsı şu olabilir: cemiyetin çoğunluğu tarafından
açıktan veyâ zımnen kabul edilmiş bulunan davranış kurallarına saygılı
davranmak… Meselâ: plaj kıyâfeti ile sokaklarda dolaşmak bizim
toplumumuzca uygun görülen bir vaziyet değildir. Bunu bile bile, bütün
bir toplumu hiçe sayarcasına hareket etmek, hiç şüphesiz,
densizliktir.

Bir kütüphânede, hastahânede bağıra çağıra konuşmak nasıl
istenmeyen bir hâl ise, sokak da öyledir. Maalesef, zamânımızda bu
gibi inceliklere pek dikkat edilmemektedir. Bu durum, âile ortamında
yeterince terbiye edilemememizden dolayıdır. Ayrıca, eğitim
kurumlarımız da bu hususlarda yeterli değildir. Karşılaştığımız kötü
örnekler pek çoktur. Ama bu bize, aynı şekilde davranarak karşılık
vermek hakkı kazandırmaz…

Farklı dillerin konuşulduğu bir toplulukta, anadilimizle konuşmak
elbette bir haktır. Ancak, bu lisânı anlamayanların yanında, kendi
aramızda konuşmak kaba bir davranış olur. Bilmeyen, bir kişi bile
olsa,  o şahsın hâtırı için, onun bildiği dilden konuşmaya gayret
etmelidirler. Bâzı bölgelerimizde bu hususta hassâsiyet
gösterilmektedir.

Aynı durumda, Batı dillerinin konuşulmasına hoşgörü ile bakıldığı,
imtiyâz tanındığına şâhit olmuşuzdur. Bu hâl de, yapmacıklıktır.
Görgüsüzlüğe dâvetiyedir.

Cep telefonlarının ulu orta kullanılması, iki kişi arasındaki
husûsî sohbetlerin etrâfa zorla dinletilmesi de ayrı bir tuhaflıktır.
Aleniyetin bu kadarını tavsîf edecek bir kelime bulmak, doğrusu, zor…

Cem’iyetimiz sür’atle bayağılığa giderken; vazîfesi geçmişten
gelen güzellikleri geleceğe taşımak olanlar, mes’ûliyetlerini
unutmamalı!

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )