Nurdan Haber

Bediüzzaman’a “Hayır” Dedirtmek

Bediüzzaman’a “Hayır” Dedirtmek
01 Nisan 2017 - 13:15

Bediüzzaman Said Nursi’yi ‘hayırcı’ yapan Yeni Asya yazarı Ferşadoğlu’na bir tepki de Hüseyin Yılmaz’dan geldi.

Beyaz Gündem tarafından gündeme alınan “Yeni Asya Yazarı Said Nursi’yi ‘hayırcı’ yaptı” başlıklı haberin ardından, yazar Ali Ferşadoğlu’na tepkiler gelmeye devam ediyor. En sert tepkilerden birisi de araştırmacı yazar Hüseyin Yılmaz’dan geldi.

İşte Hüseyin Yılmaz’ın ilgili yazısı;

Gün geçmiyor ki, Nurculuk iddiası taşıyanlardan birileri, Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’ni şuursuzca, hattâ küstahça kıt zekâsına âlet edip, “Yaşasaydı, evet veya hayır, derdi” demesin.

Kaç sefer yazdım, Üstad’ın düşüncelerinden hareket edip, evet de diyebilirsiniz, hayır da. Ya isabet etmişsinizdir, ya da hata. Yapılabilecek bir şey yok.

Ancak, yaşasaydı evet derdi; yaşasaydı hayır derdi, yollu ifâdeler; her türlü tahkire müstahak olduğunuzu ilândan başka bir şey değildir. Hangi saikle olursa olsun, bu kabil sözler, en hafif ifâdesiyle cehldir, şuursuzluktur. Ağır ifâdesi küstahlık ve ihanettir; akla, iz’ana ihanet.

Üstad’a bunu reva gören, babam olsa affetmem ve nazar-ı müsamaha ile bakmam…

Şimdi de, Yeni Asya Gazetesi’nden Ali Ferşadoğlu, gemi azıya alıp, “Üstad hayatta ve referandumda, HAYIR, diyor” buyurmuş.

Ferşadoğlu’nun sözünün, hafif ifadesiyle, şuursuzluk olduğunu yukarıda ifâde ettim, tekrara gerek yok. Ama zannediyorum ki, bu kadarı hakikatin bütününü ifâde etmiyor. Bu tavrın arkasında daha farklı amillerin olduğunu, Yeni Asya idâre kadrolarının Gülen havariliği, referandumda “hayır” demek için ortaya koydukları canhıraşane gayret, isbata kâfidir. Muhtemelen Ferşadoğlu da bilerek veya bilmeyerek, bu gayretin bir parçası olarak haddinden çok büyük bir kelâm etmiş.

Üstad’ın, Birinci Meşrutiyeti rafa kaldıran, 33 yıl sonra ikincisinin ilânına da mecbur kalan Sultan Abdulhamid’in idaresine kıyasla daha faydalı addettiği meşrutiyete dair senâkâr sözlerini kullanarak Üstad’a “hayır” dedirten Ferşadoğlu, tam bir şuur sekâmeti içinde.

Behey adam!.. Meşrutiyet diye senasından acze düştüğün idare, yarı monarşik bir dikta rejimidir. Padişahı millet seçmez, babadan oğula geçen, İslâmiyet’te yeri olmayan bir saltanatla başa geçer. Meclisin varlığına rağmen, padişahın yetkileri çok fazladır. Buna rağmen bunun bir merhale, bir basamak olduğunu gören Üstad, meşrutiyeti alkışlar.

Bu güne gelirsek. Başkanlık sistemi ABD ve Fransa’da olunca şahane demokrasi, ama bizde olunca diktatörlüktür, öyle mi? Serbest seçimlerle, millet ekseriyetinin seçtiği bir Başkanın idaresine diktatörlük demek, akla ziyandır. Meclis ve yargı bağımsız; Başkan kanunlarla mukayyeddir.

A Ferşadoğlu, millete mi emniyetiniz yok, yoksa ya yanlış adamı seçerse diye mi korkuyorsunuz; yahut millet hâkim olursa bütün bu şer cephesinin dağılacağına mı korkup üzülüyorsunuz?

Birincisinden korkmayınız; zirâ, millet ekseriyeti şerde ittifak etmez. İkincisinden korkunuz, zirâ çok yakında tahakkuk edecek, şer cephesi dağılıp cehenneme müstahak olacaktır.. 17 Nisan’dan sonra hissenize ne düşer, bilmiyorum. Ama tevbe kapısı açıktır. Cürmünüzün bedelini ödeyip temizlenebilirsiniz.

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )