Nurdan Haber

Bediüzzaman’ın huzurunda tebessüm ettiren bir hatıra

Bediüzzaman’ın huzurunda tebessüm ettiren bir hatıra
05 Mayıs 2018 - 8:00

Hapishane müdürünün üstüne bal yogurt

Bediüzzaman’ın huzurunda tebessüm ettiren bir hatıra

Isparta’nın Çobanisa köyünde 1930 yılında doğan Hafız Nebi’nin ismi Risale-i Nur’da iki yerde geçiyor. Hatıralarının tamamı Ömer Özcan’ın Ağabeyler Anlatıyor-3 kitabında yayınlanmıştır.

Risale-i Nur’da iki yerde adı geçen Ispartalı Hafız Nebi Çoban Ağabey, halen hayattadır

Hafız Nebi Çoban’ın güldüren bir hapishane hatırası şöyledir:

BABAM EFEYDİ, “HEYT!” DEDİ Mİ, KİMSE BİR ŞEY DİYEMEZDİ ONA

Denizli hapishanesinde yatan (1943-1944) Üstad’ımız  Bediüzzaman hazretlerine ve ağabeylerimize Isparta’dan ziyarete gittik. Kafilede babam ve amcam da vardı. Babamın adı Ahmet’tir. Babam efeydi; saçının tepesinin ortasını kazıtır, yanları kalırdı. “Heyt!” dedi mi, kimse bir şey diyemezdi ona. Koruk Efe’yle düşmüş kalkmış birisi… “Efeler, Eşkıyalar, Ahmetler” diye adı Risalelerde geçer.

HAFIZ ALİ SAĞDI, AMA HASTAYDI, HASTANEDE YATIYORDU

İşte bir gün biz vardık Denizli’ye, hapishanenin içine girdik. Beraber getirdiğimiz bal çömlekleri, yoğurt çömlekleri, eşyalar; şöyle sırayla koyduk onları. Hapishanenin önü, üstü kapalı ama açık bir alan… Mahpus ağabeyler gelip bakıp bakıp alıp gidiyorlardı. Yukardan talebeler hep indi, Hüsrev Hoca da indi. Üstad’la o muhatap oluyor, hep o veriyordu.

Hafız Ali sağdı, ama hastaydı, hastanede yatıyordu. Onu da ziyaret ettik, biz ayrıldıktan birkaç gün sonra kabrine düştü.

BABAM HAPİSHANE MÜDÜRÜNÜN ÜSTÜNE BAL, YOĞURT DÖKÜNCE…

Halil İbrahim emmim de benimle beraber öptü Bediüzzaman’ın ellerini. Babam Ahmed de vardı orada. Amcam babama bazen deli derdi. “Ülen deli! Üstad orda duruyor, herkes elini öpüyor, sen ne duruyorsun?” dedi. “Hani nerde?” diye bağırarak sıçradı babam. O, salonun içinde Üstad’ın uzağında ilerdeydi, görmemişti.

Orada koca donlu (pantolonlu) birisi vardı. Meğer oranın müdürüymüş o. Müdür babamın yakasından şöyle tuttu, çeke çeke sürümeye başladı, Üstad’ı göstermek için; babam birden yere kapaklandı, düşüverdi. Müdürün koltuğu, üstü, pantolonu, her tarafı yoğurt oldu, bal oldu. Ortalık böyle karışınca, o mübarek Üstad da çıkmış yerine geçmiş. Babam yine öpemedi elini. Amcam: “Ben iki kere öptüm, biri senin oluversin, hem bir daha gelirsin” dedi babama.

SAVLI MUSTAFA ÇAVUŞ: “CEZA VERELİM BUNLARA, BUNLAR CEZASIZ OLMAZ”

Müdürün üstü başı berbat olunca, bizi götüren Savlı Mustafa Çavuş’ta gülyağı varmış, hemen cebinden çıkarıverdi; “Ceza verelim bunlara, bunlar cezasız olmaz, başka yere gitmesinler” dedi müdüre. Müdür: “Ne cezası verelim?” dedi. Bu hapishanenin bahçesini bellettirelim bunlara” dedi. Mübarek iş büyümeden halletti orada. Yoksa iş büyüyecekti. Artık bahçeyi bir belledik ki sorma, ohoo hapishaneyi yıkacağız nerdeyse.

Ömer Özcan, Ağabeyler Anlatıyor-4

 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )