Nurdan Haber

DİKKAT! SALGIN VAR!

DİKKAT! SALGIN VAR!
12 Eylül 2017 - 11:03

Salgın haline gelen maddi hastalıklar gibi manevi hastalıklar da olur. Son zamanlarda bunlardan birini görmek mümkün. Toptancı bir yaklaşımla, tüm cemaat, tarikat ve sair gruplar aleyhinde yazmak, konuşmak sari bir maraz. Bunu da, tarikat veya grubunu istismar eden bazı sahte mürşitleri, şeyhleri, hocaları örnek göstererek yapıyorlar. 

Halbuki bazı insanların bir mesleği, yolu, yöntemi istismar etmesi, kötüye kullanması, yanlış hedeflerine basamak yapması o meslek, yol ve yöntemin yanlış olduğu, yok edilmesi gerektiği manasına gelmez. Bazı esnaflar, doktorlar, mühendisler yanlış yapıyor, hata ediyor, aldatıyor diye esnaflık, doktorluk, mühendislik silinip atılmaz. Rabbimiz, ayeti kerimede “Birinin hatasıyla başkası mesul tutulamaz” buyuruyor. 

Bu vahim hatayı yapanları inceleyince üç ana gruba ayrıldıklarını gördüm.

Birincisi… Hakikatte ülkemizde ve dünyadaki İslami inkişaftan rahatsızlık duyan, buna mani olmaya çalışan zındıka komiteleri ve onların sureti haktan görünen münafık, riyakar sözcüleri. Taktik değiştirdiler. Her şeyi kullandıkları gibi bunu da kullanıyorlar. Bazı enaniyetli yarım hocaların şöhret arzusunu da kullanarak İslami inkişafı boğmaya çalışıyorlar.  

İkincisi… Siyasetin her derde deva olduğunu, herkesin İslami kimlikli bir partiye destek olup başka çalışmaları bırakması gerektiğini düşünen, bütün meselesi politika olan kimseler. Bunlar, her şeyin devlet eliyle yapılacağını vehmeden, tepeden inmeci, halkın tercihine saygı duyuyor gibi görünmekle birlikte esasen ‘devletçi’ olan tipler. Devleti, hükümeti, meclisi, yönetici zümreyi belirleyenin seçmen yani halk, millet, toplum olduğunu anlamıyorlar. Halbuki dine hürmetkar yöneticilerin seçilebilmesi için halkın tercihte hassasiyet kazanması lazım. Bu da ancak manevi çalışmalarla mümkün. Gerçi imani hizmetler ne siyasete ne de başka herhangi bir şeye alet ve vasıta yapılmaz. Fakat tam bir ihlasla da yapılsa, bu nevi çalışmaların niyet edilmeyen başka bazı müsbet neticeleri olabilir. Dolaylıdır bunlar. Nitekim öyle de oldu. Neredeyse yetmiş yıldır süren irşat gayreti sayesinde bazı müspet sonuçlar alınabildi. Seçilenler, halk havuzundan bir bardak sudur. Havuz bulanıksa, bardaktaki su da bulanık olur. Neye layıksak öyle yönetiliriz. 

Üçüncüsü… Mukallit cahiller güruhu. Bunlar ne dini biliyorlar ne de toplum meselelerini. İtimat ettikleri bazı şahısların tesiriyle böyle şeyler söylüyor, hatta onlardan daha aşırı olabiliyorlar. Özellikle bazı yarım hocaların desiselerine kapılıyor, ehli sünnet çizgisinde İslama hizmet etmeye çalışan gruplar hakkında çok fena şeyler yazıyor veya söylüyorlar. 

Mühim bir hakikati de kısaca söyleyeyim: Diyelim neredeyse tamamı dindar yöneticiler seçildi. Bunlar mümkün mertebe dine hizmet etmeye de çalışıyorlar. Peki, insanı sürekli şerre davet eden, bunun için bin türlü yol deneyen iblis yok mu oluyor? Hep kötülük isteyen ve şeytanı daima dinleyen, heva ve hevesinin peşinden giden nefis ölmüş mü oluyor? İnsanın yapısında bulunan dünya sevgisi, makam hırsı, haset vesaire tarihe mi karışıyor? Hayır! Madem öyle, yönetim kademesi nasıl olursa olsun, insanlar irşada muhtaçtırlar. Rehber ararken elbette seçici olmalılar. Elbette yeşil gösteren her ferdin peşinden giden koyun gibi olmamalılar. 

“Efendim, Kuran var, Hadis var, rehber niçin lazım olsun ki” diyenler olabiliyor. Ütopya bu. İnsanı tanımıyorlar. Bu sakat mantıkla denilebilir ki: Efendim, her alanla ilgili ders kitapları kitapçılarda var, alır okursun, okul da neymiş, öğretmen, profesör vesaire ne lazım! 

Hayır kardeşim! Hem terbiye, talim ve taallüm hem de birlik ve beraberlik tesisi için cemaatlere, tarikatlara ihtiyaç var ve her zaman da olmuş. Her insan mizacına, kültürüne, kapasitesine göre bazı zatlardan ders ve feyiz alabilir. Yeter ki dikkatli olsun. Yeter ki yegane hidayet ve feyiz kaynağının Allah olduğunu, mürşidinin, üstadının sadece vesile olduğunu bilsin. Yeter ki muhabbette ifrat edip de şeyhine, hocasına ilahlıktan pay vermesin.

Sözün kısası, bazı istismarcılar yüzünden milletin istifade ettiği feyiz kaynaklarını külliyen kurutmaya çalışmak büyük zararlar getirir. Zındıka komitelerine diyeceğim yok, fakat ehli iman dikkatli olmalı. 

Vesselam

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )