Nurdan Haber

Avrupa Parçalanıyor mu?

Avrupa Parçalanıyor mu?
25 Ekim 2017 - 14:14

Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM), Avrupa’da yaşanan bağımsızlık referandumlarıyla ilgili dikkat çeken bir rapor yayınladı. Rapora göre Katalonya ile başlayan bağımsızlık hareketleri Avrupa’nın birliğini bozmaya başladı. Geçen Pazar günü İtalya’nın Lombardiya ve Veneto bölgelerinde yapılan özerklik referandumları da Avrupa Birliğinde domino etkisi oluşturabilir. Son dönemlerde Belçika’nın kuzeydeki Flaman Bölgesi, İtalya’nın kuzeyindeki Padanya, yine İtalya’ya bağlı Güney Tirol, Almanya’nın Bavyera eyaleti ve Fransa’ya bağlı Korsika Adası’nın da bağımsızlık istemesi akıllara Avrupa Parçalanıyor mu?’ sorusunu getirdi.

DOĞRUHABER Gazetesinden Muhsin Şenol Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM)’ın Avrupa birliği raporunu inceleyip analiz etmiş. Şimdi o analizden bir bölüm aktarıyoruz.:

Ekonomik işbirliğiyle başlayan Avrupa Birliği’nde, İngiltere’nin topluluktan ayrılmak istemesinin ardından dağılma korkusu günden güne artıyor. Katalonya’da yapılan referandumun ardından ise Avrupa’da gündem bağımsızlık hareketleri oldu. Geçen Pazar günü İtalya’nın en zengin bölgelerinden olan Lombardiya ve Veneto bölgelerinde halka özerlik soruldu ve alınan yüzde 90’ları aşan ‘EVET’ cevapları Avrupa’yı tedirgin etti. Almanya ve Belçika’daki durumu da ele alan SDAM (Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi) bir rapor yayımladı. Katalonya’da yapılan referandumun tarihsel süreciyle birlikte ele alınan raporda Avrupa’da yaşanabilecek bağımsızlık hareketlerine de dikkat çekildi.

AVRUPA BİRLİĞİ EKONOMİK SEBEPLERDEN DOLAYI DAĞILABİLİR

17 özerk bölgeden ve 2 özerk şehirden oluşan İspanya Krallığı köklü bir geçmişe sahip olmasına rağmen devlet bütünlüğünü sağlayamamış, kırılgan bir yönetim yapısına sahip olageldiği belirtilen raporda, “Bu özerk bölgelerden Bask ve Katalonya bölgeleri daima bağımsızlık eğiliminde olmuş, kendilerini İspanya’nın genelinden ayrı görmüşlerdir. İspanya ekonomisine büyük katkı sağlayan bu bölgeler zaman zaman bağımsızlık isteklerini pratiğe dökmüş ve bunu sağlamak için adımlar atmışlardır.” denildi.  Avrupa’daki bağımsızlık hareketlerinin tıpkı Avrupa Birliği’nin oluşumunda olduğu gibi ekonomik olacağına işaret edilen raporda, Katalonya, İspanya-Fransa sınırının güneyinde, yaklaşık 32 bin km2’lik yüzölçümüne sahip, İspanya’ya bağlı özerk bir bölgedir. 7,5 milyon nüfusuyla İspanya’nın yaklaşık %15’ini oluşturan Katalonya, 200 milyar avronun üzerindeki gayri safi milli hâsılası ile İspanya’nın gayri safi milli hâsılasının % 19’unu karşılamaktadır. Bununla birlikte ekonomik açıdan birçok Avrupa ülkesinden daha iyi bir durumdadır. Merkezi hükümetten, ülke ekonomisine yaptığı katkıdan daha az ödenek almakta, kişi başına düşen milli gelirde de İspanya ortalamasının üzerinde seyretmektedir.” ifadelerine yer verildi.

ASIL MESELE EKONOMİK

İspanya ile Katalonya arasındaki gerginliğin sebeplerinin sıralandığı raporda, “Katalonya, sanayi devriminin gerçekleşmesi ile birlikte İspanya’nın diğer bölgelerine nazaran hızlı bir sanayileşme dönemine girmiş ve diğer bölgelerden işgücü çeker bir duruma gelmiştir. Birçok AB üyesi ülkeden daha fazla nüfusa sahip olan Katalonya, endüstri, ticaret ve turizm gelirleri ile İspanya ekonomisinin lokomotifi konumundadır. Katalonya’nın bağımsızlık girişimini İspanya açısından savaş sebebi noktasına getiren esas mesele de budur.” şeklinde yorumlandı.

AB’NİN VE ABD’NİN BAĞIMSIZLIK REFERANDUMUNA TEPKİSİ

Avrupa’daki bağımsızlık taleplerine karşı tepkiler de merak konusu. AB’nin ve ABD’nin tepkilerinin ele alındığı raporun bu bölümünde şu görüşlere yer verildi: “Tarihte bağımsızlığa hukukî yoldan ulaşan devlet sayısı, yok denecek kadar azdır. Katalonya için bu yol zaten kapalı olmakla birlikte olası bağımsızlık ilanında asıl dikkate alınması gereken nokta Avrupa ülkelerinin tepkisi olacaktır. AB’nin, Brexit ve Amerika’da Trump’ın başa geçmesinden sonra, dünya siyasetinde zaten pek olmayan görünürlüğünü yitirmeye başlamasıyla birlikte kıta içindeki meselelerde bile daha az dikkate alındığı bilinen bir hakikattir. Katalonya’nın bağımsızlığı konusunda AB nezdinde kayda değer bir adım atılmadığı gibi yapılan açıklamalarda AB’nin “değerlerine” açıkça aykırı olan polis şiddetine değinilmemiş, İspanya hükümeti yanında yer alınmıştır.  Süreçte Birlik değil, daha çok AB üyesi ülkeler ayrı ayrı öne çıkmakta, onlar da İspanya’nın birliğinden yana tavır almaktadır. Fransa’nın AB Bakanı yaptığı açıklamada bağımsız Katalonya’yı tanımayacaklarını belirtip olası bir bağımsızlık ilanının bölgeyi AB’nin dışına iteceğini söylemiştir. Almanya, İspanya’nın birliğini ve istikrarını öne çıkarmakta; referandumu İspanya’nın iç meselesi olarak görmektedir. AB ile Brexit müzakerelerini sürdüren İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Boris Johnson Twitter’da yayınladığı mesajında Katalonya referandumunun İspanya’nın iç işi olduğunu belirterek anayasaya saygı ve hukukun üstünlüğünü vurgulamıştır. ABD, süreçte etkin rol almamış; ABD Başkanı Donald Trump “İspanya büyük bir ülke ve bu ülke birleşik kalmalı. Orada bir sürecin geliştiğini görüyoruz ama aslında bu yüzyıllardır süren bir durum. Eğer (Katalonya’da) bir oylama yapılırsa sonucun ne olacağını kimse bilemez. Kendi adıma konuşacak olursam İspanya’nın birleşik kalmaya devam ettiğini görmek isterim.” demiştir.

BAĞIMSIZ KATALONYA’NIN AVRUPA KITASINA VE KİMLİĞİNE POTANSİYEL ETKİLERİ

Bağımsızlık hareketlerinin zamanla domino etkisi yapabileceği vurgusu yapılan raporda, “Her ne kadar referandum için İspanya’nın iç meselesi vurgusu yapılsa da sınırların kaldırıldığı, serbest dolaşımın büyük oranda sağlandığı Avrupa’da, yaşanan gelişmeler sadece ilgili ülkenin iç işi kabul edilmekten uzaktır. Nitekim AB, Balkanlar’da yaşanan sorunlarda görüldüğü gibi kendi sınırları dışında meydana gelen olaylardan bile uzak kalamazken “Avrupa’nın en özerk bölgesi” ilan edilen Katalonya’ya bigâne kalması düşünülemez. Bununla birlikte yaşananlar AB’yi doğrudan ilgilendirmektedir hatta AB için büyük bir sınanmadır. Birleşik bir Avrupa ideali iki büyük savaşın ardından gelen zorunlulukla proje haline getirilmiş, birlik olmanın daima kazandıracağına dair değişmez hakikat Avrupa halklarının kısa sürede toparlanmasına imkân sağlamıştı. İdealizm ile realizmin kesişim noktasında bir bütünleşme hareketi olarak doğan AB, umulandan hızlı yayılmış ve kıtanın tamamını etkisi altına almıştı. Henüz tamamlanmamış bir proje olarak devam eden bu süreç realizmin baskın gelmesiyle idealizme ait değerlerin kimi zaman göz ardı edilmesine sebep olmuştur.” görüşlerine yer verildi.

 

Analizin tamamını okumak için tıklayınız

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )