Nurdan Haber

BEREKETLİ BİR MİSAFİR; HASTALIK

BEREKETLİ BİR MİSAFİR; HASTALIK
30 Aralık 2017 - 10:20

Hayatımızın her anında özellikle kış aylarında, beklenmedik bir ziyaretçimiz vardır. Kapımızı aniden çalan ve bir süre bizlere misafir olan bu ziyaretçimizin adı hastalıktır. Bu misafiri ağırlaması biraz zahmetli olsa da bizden memnun kalarak ayrıldığı takdirde bıraktığı kârlar çok büyük olacaktır. Evet, eğer hastalığın bir manası, hikmeti ve gayesi olmasa idi, Rahim olan Rabbimiz en sevdiği kullarına bu zahmeti çektirmezdi. Peygamberimiz bu duruma işareten şöyle buyurur: “ En şiddetli belaya maruz kalanlar başta peygamberler sonra büyüklükte derece derece onlara yakın olan kimselerdir.” (Tirmizi Zühd,57) Bu misafiri, Rabbimizin razı olacağı tarzda ağırlamanın tek yolu ise sabır içinde şükretmektir.

İnsanın hastalıklarda takınması gereken ilk tavır şikâyet etmeyerek sabır göstermektir. Çünkü insanın şikâyete hiçbir hakkı yoktur. Bu beden Allah’ın mülküdür. İnsan, ona sahip olabilmek için bir bedel ödememiştir. Madem öyledir, Allah mülkünde istediği gibi tasarruf eder, davranır. Hastalıkları bu bedene göndererek “Şafi” ismini göstermek istemesi elbette onun en büyük hakkıdır. Biz ise, değil şikâyet etmek “Şafi” madalyasını göğsümüze taktığı için bu durumdan memnun olmalı, Allah’ın bir ismini üzerimizde gösterebilmenin şerefini ve hazzını yaşamalıyız.

Hem hastalıklar şükür için verildiği buradan anlaşılır ki; biz yoklukta kalmayıp, taş, ağaç veya hayvan şeklinde yaratılmayıp insan olarak dünyaya gönderilmişiz. Elbette bu durum bir şükrü gerektir. Hâlbuki bu hastalık bizim gözümüzde, midemizde veya başımızda olmasa idi biz, manevi bir şükür anlamına gelen bu uzuvların değerini hiç hisseder miydik? Veya hastalık noktasında bizden daha çok bela ve musibete uğrayanlara bakıp halimize şükretmek hiç aklımıza gelir miydi?

Hastalıklar insanı bu şekilde şükre sevk edip ahireti için önemli bir kazanç kapısı açtığı gibi, yine birçok şekilde kişinin ahiretine büyük kârlar sağlamaktadır. Evet, hastalıklar kulluğun manası olan Allah’a karşı acizliğini ve muhtaçlığını hissettirerek insanı bir çeşit ibadet haline sokar ve böylece hastalıkla geçen her bir dakika binler dakika ibadet sevabına dönüşebilir. Hem hastalık sayesinde günahların temizlendiğini peygamberimiz şöyle müjdelemektedir: “Mü’min kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık bir üzüntü hatta bir ufak sıkıntı isabet edecek olsa, Allah onun sebebiyle mü’minin günahından bir kısmını affeder.” (Buhari, Marad, 1) Hem hastalıklar bizi ikaz edip; bu dünyada ölümsüz olmadığımızı, başıboş bırakılmadığımızı, bir vazifemizin olduğunu, gururu bırakıp, yaratanımızı düşünerek, kabre gideceğimizi bilip öyle hazırlanmamız gerektiğini hatırlatır. Böylece içinde bulunduğumuz günahları terk ederek ibadetlere yönelmemizi sağlar.

Madem hastalıklar, böyle büyük kârları bizlere kazandırmak için bu bedenimize misafir olarak gönderilmiştir, biz de Kuran-ı Kerim’de; “Onlar başlarına bir musibet geldiği zaman: “Biz Allah’a aidiz ve sonunda ona döneceğiz.” derler (Bakara/156) diyen bahtiyar kullar gibi olmaya, sabır içinde şükrederek bu bereketli misafirimizi en güzel şekilde ağırlamaya gayret göstermeliyiz vesselam…

Mehmet BİLEN

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )