Nurdan Haber

Bilim ve İslam

Bilim ve İslam
17 Ocak 2018 - 9:57

MODERN BİLİM, İSLAMİ BİLİM ANLAYIŞI VE RİSALE-İ NUR

Günümüz bilim felsefecilerinden Feyerabend1 “Bilim felsefesi ile ilgilenen her ekol, bilimin ne olduğunu, nasıl çalıştığını farklı şekillerde anlayıp anlatmaktadırlar. Buna ek olarak bilim adamlarının, politikacıların ve kamu adına konuştuğu iddiasında olan muhtelif kimselerin de görüşleri vardır. Bilimin tabiatının hala karanlıklar içinde olduğunu söylersek, gerçeği büyük ölçüde dile getirmiş oluruz” demektedir.

Objektif bir bilim tarifinin yapılamaması farklı tarifler ve farklı bilim anlayışlarını ortaya çıkarmıştır. Hemen belirtelim, bilim anlayışı sadece “bilim” sözcüğünden ne anladığımız değil, bilim adamlarının bilim yapmaktaki amacıbilimin sonuçlarını anlama ve kullanma tarzı ve hatta dünya görüşü içinde bilime biçilen tüm değerler sistemi olarak anlaşılmalıdır. Araştırmalar, edinilen bilgiler açısından bilimin kimliği tek olmasına rağmen, bilim anlayışı kişiden kişiye çok farklı olabilir. Bilim anlayışı fertten ferde, toplumdan topluma değişebileceği gibi, zamanla da değişir.

Yaklaşık üçyüzyıldan beri insanların düşünce dünyasını ele geçirmeye çalışan, ders kitaplarında, televizyon programlarında, yazılı ve görsel medyada, hemen hemen her yerde karşımıza çıkan batılı bilim anlayışını daha gerçekçi tanıyabilmek ve zamanımıza, özümüze uygun kendi bilim anlayışımızı tahkim edebilmek adına bilim, bilimsel bilgi ve bilim anlayışı kavramlarını bir birine karıştırmadan bilimsel bilgiyi tanımamız ve analiz etmemiz gerekmektedir. Bilim anlayışı farklılık gösterse de bilimsel bilgi evrenseldir. Evrensellik bilimsel bilgi ile sınırlı kalması gerekirken, insanlığı felakete sürükleyebilecek batılı tarzdaki bilim anlayışı evrenselmiş gibi dayatılmaktadır.

Günümüzde Dünya’daki bilgi paylaşımına ve bilgi türlerine bakıldığında, astroloji, kehanet, ilham, vahiy veya dini bilgi gibi farklı türden bilgilere kıyasla, bilimsel bilginin en güvenilir bilgi türü olduğu söylenmektedir. Bu anlayış, modern bilimin hüküm sürdüğü çağımızda, Müslüman olsun olmasın farklı ülkelerdeki okullarda, üniversitelerde ve eğitim kurumlarında resmi olarak öğretilmekte ve iddia edilmektedir. Kanıta dayalı, eleştiri ve denetime açık, özellikle deney ve gözleme dayanan bilgilerin tekrar edilebilen deney ve gözlemle denetlenebilir olması bilimsel bilginin güvenilirlik kaynağı olduğu kadar söz konusu diğer disiplinlerden farkını da ortaya koyar. Mantıksal çıkarım veya teorik öngörülerin gözlem ve deneylerle tutarlılık testine tabi tutulması, bilimsel bilginin en güçlü yanı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bilimsel metot ile üretilen bir bilimsel bilgi güvenilir, doğru, tutarlı ve yeterince hassas olabilir. İspatlanmış, doğruluğu onaylanmış söz konusu bu bilgi bir teori veya bir iddianın parçası olabilir. Bu teori ve iddianın doğruluğuna söz konusu bilimsel bilgi kanıt gösterilmiş de olabilir. Bu teori veya iddia buna rağmen doğru olmayabilir. Doğruluğu kanıtlanmış bir bilimsel bilginin bir teoride, bir iddiada veya bilimsel tasvir veya açıklamalarda kullanılması o teoriyi, o iddiayı veya o açıklamayı her zaman doğru, kabul edilebilir veya tutarlı yapmaz. Gerçeği arayan araştırmacı her durumda mantık hatası ve tuzaklarına dikkat etmek zorundadır. Bilimin ve bilimsellik iddiasında olan görüşlerin mantık hatası veya tuzaklarından hali olması gibi bir ayrıcalığı yoktur. Aksine bilimsel bilginin güvenilirliğine dair genel kanaat kötü amaçlılar için onu diğer bilgi türleri arasında daha cazip hale getirmektedir. Bu yüzden bilimsel bilgilerin bilinçli veya bilinçsiz bir takım düşüncelerin telkin edilmesinde kullanılması daha muhtemeldir.

Mevcut batı bilimi anlayışı çerçevesinde, modern bilimsel bilgilerle donanmış, önde gelen kozmolog ve fizikçilerinin tasvir ettiği evrende, kâinat ve insanın yaratılışında, özellikle evrensel varlık hakikatini anlama konusunda, ilk bakışta görülemeyen birçok yetersizlik ve tutarsızlık mevcuttur. Bin bir sanatla süslenmiş, ilim nakışlarıyla işlenmiş varlık âleminin tasvirinde, Sani-i Âlem’den söz edilmemesi, aksine İlahsız yaratılışın iddia edilmesi en göze çarpan örneklerden biridir.

İslam âleminin düşünürleri durumun farkındadır. Bunda şüphe yok; olamaz. Çünkü: İslam adına, İslamın bilgiye ve bilime biçtiği değerler adına, “İlim Çinde de olsa git öğren2, “İlim Müslümanın yitik malıdır, nerede bulsa sahip çıkmalıdırgibi emirlerle bilime sahip çıkan, Babil’den Mısır’a, Mısır’dan Antik Yunan’a, Antik Yunan’dan İslam medeniyetine geçmiş, şimdi Antik Yunan adına Batı Medeniyetinin sahiplendiği bilim geleneğini, elden ele devredilen olimpiyat meşalesi gibi Batı Medeniyetine muvakkaten devretmiş ve tekrar geri almaya namzet kadim İslam Medeniyetinin düşünürleri bilimsel bilgi, bilim anlayışı kavramlarının farkındadırlar ve bilirler. Farkında olmak, bir teşhistir. Teşhis şüphesiz önemlidir. Ama teşhisle beraber, uygulanacak tedavi de en az teşhis kadar, belki de daha önemlidir.

Medrese sistemine dayalı klasik ortaçağ İslam Bilimi çerçevesinde içinde yetişmiş; bununla beraber zamanına ait modern Batı Medeniyetinin ürettiği bilimsel bilgileri de anlayıp yakından takip etmiş, problemlerini kavramış, çıkmazlarını görmüş, hastalıklarını teşhis etmiş, ilaç olarak da Risale-i Nur külliyatını yazmış bir İslam düşünürü Bediüzzaman Said Nursi diyor ki:

Kastamonu’da lise talebelerinden bir kısmı yanıma geldiler. “Bize Hâlıkımızı tanıttır; Muallimlerimiz Allah’tan bahsetmiyorlar” dediler. Ben dedim: “Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisan-ı mahsusuyla mütemadiyen Allah’tan bahsedip Hâlıkı tanıttırıyorlar. Muallimleri değil, onları dinleyiniz” 4

Batı kaynaklı bilimsel bilgi ve bilim anlayışı kavramlarının da farkında olan Üstad, müspet hareketi temel alan kendine has tedavi yöntemini nazara verir tarzda, demiyor ki “Bunlar nasıl muallim? Uzak durun! İtiraz edin veya onları dinlemeyin!”, aksine muallimlerin anlattığı bilimsel bilgileri talebelerin dikkatle dinlemelerini, anlamalarını ve İslami bilim anlayışı çerçevesinde değerlendirmelerini istiyor. Bu değerlendirmeyi nasıl yapacaklarını da farklı bilim dallarından örnekler vererek anlatıyor.

Risale-i Nur’da la-dini, yani seküler bilimsel bilginin İslam dünya görüşü, İslami bilim anlayışı içinde nasıl değerlendirildiğinin örnekleri sadece Meyve Risalesinde bahsi geçen altı fen ile sınırlı değildir. İslami bilim anlayışının Risale-i Nur’un farklı konularında farklı açıdan ele alınmıştır. İslami bilim anlayışı üstüne araştırma yapanların, bu konuyu tam anlamıyla tetkik etmeleri lahikalar da dâhil tüm Külliyatı anlayarak okumalarıyla mümkündür. Risale-i Nur perspektifiyle İslami bilim anlayışının birkaç farklı tezahürünü şimdilik örneklendirmek konunun önemi bakımından gereklidir:

1- Kâinata bakış tarzı: “Cenâb-ı Hakkın mâsivâsına, yani kâinata mânâ-yı harfi ile ve Onun hesabına bakmak lâzımdır. Mânâ-yı ismi ile ve esbab hesabına bakmak hatâdır.5 Bir harf tek başına olduğunda anlamı yoktur; harfi görmekle veya işitmekle akılda bir olay, bir cisim veya bir kişi canlanmaz. Harfin anlam kazanması onun bir cümlede, bir kelimede veya isimde kullanılmasıyla mümkündür. Mânâ-yı ismi ile bakmak demek, o isimde o manada takılıp kalmak, arkasında o manayı var eden Yaratıcı’yı görmemek veya görememek anlamındadır. Kâinata mânâ-yı harfi ile bakmak onu Cenab-ı Hak, Yüce Yaratıcı hesabına dikkate almak demektir. İşte, bilimsel bilginin anlamlı ve tutarlı olması ona atfedilen kıymetin bir harf gibi mi, yoksa bir isim gibi mi olduğuma bağlıdır.

2- Bilimsel bilgi ile idrak edilen nizam, intizam ve sanatı değerlendirmek : “Basar masnuatı görüp de, basiret Sânii görmezse çok garip ve pek çirkin düşer. ……. Ve illâ, Sâniin inkârı, basarın şuhudunu inkârdan daha ziyade münkerdir.6 Örneğin, Selimiye Camisi gibi bir sanatı görüp, onu bir taş yığını gibi düşünmek veya Mimar Sinan’ı inkâr anlamında, bu taşlar ne harika taşlardır ki birleşip, üst üste gelerek bu harika vaziyeti almışlar demek, gören gözün, gördüğü şeyi inkâr etmesi gibidir. Bilim anlayışı sebebiyle Sani-i Âlemin inkârı çok daha çirkin, çok daha büyük bir tutarsızlıktır.

3- Bilimin eğitim ve öğretimde kullanılması: “Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit; birincisinde taassup, ikincisinde hile, şüphe tevellüt eder.7 Dini ilimler kelam hadis, fıkıh gibi insanın vicdanını aydınlatan ilimlerdir. Fen bilimleri Matematik, Astronomi, Fizik, kimya, biyoloji gibi şu varlık âlemini, yani kâinatı ve içindekileri öğrenmemize yardım eden bilimlerdir. İnsanın hem vicdanen hem aklen yani bir bütün olarak eğitilmesi gerekir, Aksi takdirde, kendisiyle ve toplumla problemi olan uyumsuz fertler ortaya çıkar.

Gizli mantık hataları ve tuzakları sebebiyle modern bilimin öncüleri varlığın hakikatini tam olarak ortaya koyamamışlardır. Varlığın veya yaratılışın hakikatini anlama konusunda sağlam, tutarlı bir bakış açısının, bilimsel bilgiden ödün vermeyen, ona gerektiği değeri veren, İslami bilim anlayışıdır. Şimdilik kısa kesip, bilimsel bilginin İslami bakış açısıyla nasıl değerlendirildiğinin, nasıl daha tutarlı ve anlamlı hale geldiğinin özgün örneklerini gelecek bölümlere bırakıyoruz.

Prof.Dr. Zeki EKER

Akdeniz Üniv. Fen Fakültesi.

Uzay Bilimleri ve Teknolojileri Bölümü

Antalya

 

  1. Paul Feyarabend, Bilim Kilisesi, çev. Cevdet Cerit, Pınar Yayınları, İstanbul 1991, s. 107.
  2. Acluni, Keşfül Hafa, I, sayfa 138
  3. Acluni, Keşfül Hafa, I, sayfa 363
  4. Asay-ı Musa, sayfa 24
  5. Mesnevi-i Nuriye, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları -1182, İlmi Eserler-185, Sayfa 91
  6. Mesnevi-i Nuriye, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları -1182, İlmi Eserler-185, Sayfa 296
  7. Münazarat, sayfa 86

 

 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )