Bir Çin sözü var: “Ben parmağımla ay’a işaret ettiğimde, aptallar parmağıma bakarlar.”
Kâinattaki her nesne onu işaret ediyor. Eski kitaplar onu müjdelemiş, geçmiş peygamberler onun geleceğini haber vermişler… Buna rağmen güneşi göremeyenler oldu. Ya da gözlerini yumup gerçeklerin ışığından mahrum olanlar vardı.
Olsun varsın. Biz, o ay yüzlüyü görüyoruz ya. Onu canımızdan çok seviyoruz ya…
Malcolm X: ”Güneş doğmaya başladığı zaman horozu susturamazsınız” sözüyle, gönüllerimize doğan o mana güneşini kastetse gerek.
Carlyle: “Büyük adam, göklerde çakan şimşek gibidir. Başka insanlar onu, yanacak madde yığınları gibi beklemişler ve şimşek çakınca, hep birden tutuşmuşlardır.” İfadesiyle Efendimizin eşsiz tebliğini anlatıyor belki de…
Yaman Dede, ne de yaman söylemiş:
“Ne devlettir yumup aşkınla göz, râhında can vermek,
Nasip olmaz mı Sultânım, haremgâhında can vermek,
Sönerken gözlerim âsân olur âhında can vermek,
Cemâlinle ferahnâk et ki yandım yâ Resûlallah.”
Çağımızın idealist sesiyle ona selâm edelim:
“Göklerde son ilâm;
Allah bir, bir İslâm,
Şekiller, elif lâm;
Ne bir harf, ne kelâm;
Esselâm, esselâm…”
N. Fazıl Kısakürek
Bir başka peygamber sevdalısı hissiyatını şöyle mısralaştırır:
“Dîdarına âşığım, yanmakta ciğerim zâr,
Ne gün, ne gün, gel diye, ferman olur sultanım!
Nurunun incisidir: sema, güneş, ay, yıldız;
Sende küçük bir damla umman olur sultanım…”
M. Necati Bursalı
PENCERE
“Dü âlemde Ziya-i mücrimin ümmidi sendendir
Şefaat ya Resûlallah, şefaat yâ Resûlallah…”
Ziya Paşa
(Dünya ve ahirette, günahkâr olan Ziya’nın bütün ümidi sendedir.
Şefaat et ey Allah’ın Resûlü, şefaat et ey Allah’ın Resûlü…)
* * *
“Kâinat bir şecere (ağaç) dir. Anâsır (elementler) onun dallarıdır. Nebâtât (bitkiler) yapraklarıdır. Hayvânât onun çiçekleridir. İnsanlar onun semereleri (meyve)dir.
Bu semerelerden en ziyadar, nurlu, ahsen (çok güzel), ekrem (mükemmel), eşref
(şerefli), eltaf (çok hoş) seyyidül enbiya vel mürselîn (resûllerin efendisi), imamül müttekîn, habibü Rabbil âlemîn (Allah’ın sevgilisi) Hz. Muhammed’dir (a.s.m).”
Bediüzzaman, Mesnevî Nûriye
* * *
“Hz. Muhammed, çağdaşlarını ayrı bir heyecanla ateşlemiş, güzel sıfatlarla süslemiştir. Hz. Muhammed, başarmak istediği ıslahatı, ilâhi bir vahiy olarak takdim etmiştir. Bu, ilâhi bir vahiydir. Hz. Muhammed’in dini ise, akıl kurallarının ilhamlarına tamamıyla uygundur.”
Edward Monte