Nurdan Haber

Tesadüf mü, tevafuk mu?

Tesadüf mü, tevafuk mu?
10 Şubat 2018 - 9:04

 

Bugün bir arkadaşımla karşılaştım. Kendisini yıllardır görmemiştim, aramıyordum, karşılaşmayı tasarlamamıştım, yaşadığım şehre geldiğini bile bilmiyordum. Bir süre konuştuktan sonra ayrıldık. Sence bu karşılaşma bir tesadüf mü, tevafuk mu? 

Bir olay önceden tasarlanmışsa, gerekli nedenler bir araya getirilmişse, sonucun ne olacağı önceden kestirilebiliyorsa, olay meydana geldiği zaman “Tevafuk etti” diyebiliriz.

‘Tevafuk’ birbirine uyma durumudur. Bir ilim, irade ve kasıt işidir.

‘Tesadüf’ ise, kişinin bilgi ve iradesi dışında gerçekleşen, önceden planlanıp kurgulanmayan, haberdar olunmayan vakalar için kullanılır. Bu tür olaylarda ilim, irade ve kasıt bulunmaz.

Arkadaşınla karşılaşma olayı, onu önceden tasarlamadığın için, sana tesadüfmüş gibi görünür.

Fakat arkadaşın bu karşılaşmayı planlamışsa, bilerek oraya gelmişse, olay onun açısından bir tevafuktur.

Bu misali biraz daha geliştirelim.

Diyelim ikinizi de tanıyan bir şahıs sizi karşılaştırmak istedi, ustaca bir plan yaptı.

Siz de farkında olmadan plana uydunuz, sonuç gerçekleşti.

Bu durumda olay sizin için tesadüf, planlayan açısından tevafuk olacaktır.

Bu misali adım adım geliştirmemin bir sebebi var.

Bize tesadüf gibi görünen hadiselerin kader açısından birer tevafuk olduğunu göstermek.

Başımıza gelenleri biz bilmesek de sonsuz ilmiyle her şeyi bilen Allah biliyor.

Bütün olmuşlar, olanlar, olacaklar ezelî kader defterinde yazılı.

Allah için bilinmeyen yok. Her hadise onun ilmine uygun biçimde gelişiyor.

Her atom, her insan, her kuş, her yıldız her hareketinde kaderinde yazılanı kaza ediyor.

Maddeyi, mekânı, hareketi, zamanı yaratan Allah, elbette bu eserleri bilerek yaratıyor.

Allah için zamanda önce, sonra, şimdi yoktur, sadece bir mahlûk olarak zaman vardır.

Zamanı dilimleyen, dakikaları sırasıyla yaşayan, biziz.

Maziye, istikbale, şimdiye esir olan da biziz.

Kaderimizi yaşayarak öğreniriz.

Kader defterinde neler yazılı, bilmeyiz.

Bilmediğimiz için de tesadüf der, geçeriz.

Oysa her olay, kader açısından bir tevafuktur.

Sözün kısası, kâinatta tesadüfe yer yoktur.

Hakiki mümin, dışarıdan tesadüf gibi görünen olayların aslında birer tevafuk olduğuna inanır.

Bu sebeple, önceden tasarlamadığı hâlde bir arkadaşıyla karşılaştığı zaman “Ne güzel tesadüf!” demez, “Ne güzel tevafuk!” der, imanını dile getirir.

Ömer Sevinçgül

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )