Nurdan Haber

Ruh, Kalp ve Zihin -3

Ruh, Kalp ve Zihin -3
26 Şubat 2018 - 7:00

3 -BEYİN – KOKPİT İLİŞKİSİ

Aslında varlığı maddeden ibaret görenler ve dolayısıyla madde-dışı ruhun varlığını reddedenler de içsel bir seziş ile beden ile beraber bedene nüfuz eden bir mananın varlığının ve onun madde-üstü özelliklerinin farkındadırlar. Ancak onlar kolaycılığa kaçıp RUH’un tercih etmek ve komut vermek gibi tüm özelliklerini BEYİN’e vermektedirler. Bunun sonucu olarak da yapısı bir parça etten pek de farklı olmayan ve yüzde 75’i bildiğimiz sudan oluşan beyine, anlamakta zorlandığımız âdeta ilahlık derecesinde bir harikalık vermek zorunda kalmaktadırlar.

Beyindeki harikalık, içerdiği elektrik yüklü parçacıkların hareketinden kaynaklanan elektrik-kimyasal sinyallerle etkileşebilen 100 milyara yakın nöron hücrelerine atfedilmektedir. Hatta beyin, çok gelişmiş ve verimli bir bilgisayar işlemcisine benzetilmektedir. Bir işlev sırasında beyindeki elektrik aktivitesinin belli bölgelerde yoğunlaşması, o işlev ile ilişkilendirilmektedir.

Sonra daha da ileri gidilip bilgisayar işlemcilerindeki gibi bu cansız, bilgisiz, şuursuz elektrik sinyalleri canlılık, akıl, şuur, vicdan, sevgi, irade ve ebedi yaşama arzusu gibi birçok özelliğin kaynağı olarak sunulmaktadır. Modern bilgisayar işlemcilerindeki transistor devrelerinin sayısı da milyarlarla ifade edilmektedir; ancak işlemcilerdeki yoğun elektrik aktifliğinin ve sinyallerin bu tür özelliklere kaynaklık ettiği görülmemiştir ve görülmesi de beklenmemektedir. Hatta, işlemci dışında ve onun cinsinden olmayan akıllı bir varlığın yazdığı kontrol edici ve sürücü yazılım olmasa, işlemcide milyarlarca transistor devreleri arasındaki yoğun sinyalleşmeden bir amaca yönelik anlamlı ve faydalı hiçbir şey çıkmaz. Milyarlarca yıl beklense de yine bir şey çıkmaz.

Beyin, aslında bedenin kontrol merkezidir – aynen pilot kabininin bir uçağın koca gövdesinin kumanda merkezi olması gibi. Uçağın tüm parçaları, vücuttaki sinir ağı gibi iletkenlerle pilot kabinine bağlıdır ve tüm komutları oradan alır.

Ama uçağı sevk ve idare eden, kumanda merkezi değil, uçağın cinsinden olmayan ve şuur, görme, işitme ve irade gibi uçağın malzemesinde bulunmayan özelliklere sahip bir pilottur.

Pilotlar greve gidince uçaklardan hiçbir şey eksilmez ama tüm uçaklar yerde hareketsiz kalır. Pilotun (veya uzaktan kumandalı uçaklarda operatörün) varlığını inkârda ve her harikalığı pilot kabinine vermekte ısrar ederek, uçan bir uçağı doğru olarak anlamak ne kadar mümkünse; madde-dışı bir ruhun varlığını inkâr ederek ve hayat, şuur, hayal, görme ve irade gibi madde-üstü her harikalığı kalın duvarlı karanlık bir kap içine doldurulmuş olan bir atom yığınına atfederek bir insanı doğru olarak anlamak da o kadar mümkündür.

Bir sonraki yazımız: ROBOT – İNSAN FARKI

Yunus Çengel

Nevada Üniversitesi, Reno (ABD)

2017

 

• Önceki Bölüm için tıklayınız…   •  Sonraki Bölüm için tıklayınız…

 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )