Nurdan Haber

Kuyu hikayesinde kardeşlerin durumu

Kuyu hikayesinde kardeşlerin durumu
04 Mayıs 2018 - 0:49

Nurdanhaber – Prof. Dr. Sıtkı GÖKSU

İşte ey tembel nefsim ve ey hayalî arkadaşım! Geliniz, bu iki kardeşin vaziyetlerini karşılaştıralım.

Ta, iyilik nasıl iyilik getirir ve fenalık nasıl fenalık getirir, görelim, bilelim.

Bakınız, sol yolun bedbaht yolcusu, her vakit ejderhanın ağzına girmeye hazırdır, titriyor.

Ve şu bahtiyar-talihli ise, meyveli ve göz alıcı güzellikte bir bahçeye davet edilir.

Hem o bedbaht, elim-üzücü bir dehşette ve büyük bir korku içinde kalbi parçalanıyor.

Ve şu bahtiyar ise, leziz bir ibret, tatlı bir korku, sevimli bir marifet-bilme içinde garip şeyleri seyrediyor ve hoşlanarak bakıyor.

Hem o bedbaht, korku ve ümitsizlik ve kimsesizlik içinde azap çekiyor.

Ve şu bahtiyar ise, alışkanlık, dostluk ve ümit ve arzu ve şevk içinde zevkleniyor.

Hem o bedbaht, kendini vahşi canavarların hücumuna maruz bir mahpus hükmünde görüyor.

Ve şu bahtiyar ise, bir aziz misafirdir ki, misafiri olduğu çok cömert ev sahibinin acip hizmetçileriyle dostluk kurup eğleniyor.

Hem o bedbaht, zahiren leziz, manen zehirli yemişleri yemekle azabını çabuklaştırıyor. Zira o meyveler, numunelerdir: Tatmaya izin var, ta asıllarını isteyip müşteri olsun. Yoksa hayvan gibi yutmaya izin yoktur.

Ve şu bahtiyar ise, tadar, işi anlar, yemesini erteler ve bekleme ile lezzetlenir.

Hem o bedbaht kendi kendine zulmetmiş. Gündüz gibi güzel bir hakikati ve parlak bir vaziyeti, basiretsizliği-ileri görememek ile kendisine siyah ve karanlıklı bir vehimler, kuruntular, bir cehennem şekline getirmiş. Ne şefkate layıktır ve ne de kimseden şikayete hakkı vardır. Meselâ, bir adam, güzel bir bahçede, ahbaplarının ortasında, yaz mevsiminde, hoş bir ziyafetteki keyfe kanaat etmeyip kendini pis, sarhoşluk veren içkilerle sarhoş edip kendisini kış ortasında, canavarlar içinde, aç, çıplak hayal etse, bağırmaya ve ağlamaya başlasa, nasıl şefkate lâyık değil, kendi kendine zulmediyor, dostlarını canavar görüp hakaret ediyor. İşte bu bedbaht dahi öyledir.

Ve şu bahtiyar ise, hakikati görür. Hakikat ise güzeldir. Hakikatin güzelliğini kavramakla, hakikat sahibinin kemaline hürmet eder, rahmetini hak eder.

İşte, Fenalığı kendinden, iyiliği Allah’tan bil” (Nisâ Sûresi, 4:79) olan Kur’ân’ın hükmünün sırrı ortaya çıkıyor.

Daha bunlar gibi sair farkları karşılaştırsan, anlayacaksın ki, evvelkisinin nefs-i emmâresi-kötülüklere sevkeden nefsi ona bir manevi cehennem hazırlamış.

Ve ötekisinin güzel niyeti ve güzel düşüncesi ve güzel huyu ve güzel fikri, onu büyük bir ihsan ve saadete ve parlak bir fazilete ve feyze kavuşturmuş. (Kuyu hikayesinden alınacak dersler bir sonraki yazımızda.)

 

 

 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )