Nurdan Haber

Bir Yâd-ı Cemîl…

Bir Yâd-ı Cemîl…
26 Mayıs 2018 - 8:38

 

Liseye başlamıştım. Evim okula uzaktı. Gidip gelirken yolum lokantaların önünden geçiyordu.

Eve dönerken iyice acıkmış oluyor, güzel yemek kokularını ta uzaktan hissediyor, yutkuna yutkuna yürüyordum.

Özellikle ‘Lezzet Lokantası’nın yemeklerini canım çekiyordu. Fakat girip yiyecek kadar param olmuyordu.

Babam ilçedeki küçük evime geldi bir gün. Beni yanına aldı, o lokantaya götürdü. Birlikte yemek yedik.

Hesabı öderken, lokantacıya “Bu benim oğlumdur. İsmini defterine yaz. Her ne zaman gelirde yemek yemek isterse ver. Ben ayda bir gelir öderim” dedi.

Bu tavrıyla bana dünyaları bağışlamış oldu, öyle hissettim. Bu imkânı hiçbir zaman istismar etmedim. Yine annemin yemeklerini yemeyi sürdürdüm. Arada bir, evde yemek bitmişse yahut canım çok istemişse gittim.

Fakat ne zaman istersem yemek yiyebilir oluşum, bu imkân, bu ihtimal, bu fırsat bana yetti.

Bu tavrı sebebiyle hep minnet duydum babama karşı. Ve hayranlık.

Babamın tahsil hayatı üç yıldan ibaretti. Daha yukarısını okumak için şehre gitmek gerekiyormuş, gidememiş. İçinde ukde kalmıştı. Bu nedenle olacak, tahsilime çok önem verirdi.

“Ben imkân bulup okuyamadım bari evladım okusun” diye düşünürdü sanırım.

Kitap dostuydu. Evde bir sandık dolusu kitabı vardı. Her fırsatta açar okurdu.

Dünya ahvalini takip etmek için hergün gazete getirtirdi ilçeden.

Küçük kasabamızda biricik minibüs vardı o zamanlar. Sabah gider, akşam gelirdi.

Babam, günlük gazete parasını şoföre verir, akşamda gider gazetesini alır, hemen her satırını okurdu.

Kitapları seviyordum. Kokusu bile aklımı başımdan almaya yetiyordu.

Babam yokken sandığını açar, kitapları çıkarır, sayfalarına bakar, kendine özgü kokularını koklar, gözüme kestirdiklerimi okumaya çalışırdım.

Yaşıma uygun değildi bu kitaplar ama yine de ilgimi çekiyordu.

Babam bendeki kitap merakını anlamıştı. Beni elimde kitapla gördü mü memnun olur, sıcacık gülümserdi.

Bu nedenle olacak, bazı babaların kitap okumayı derse çalışmaya mani görmesini, çocuklarına yasaklar getirmelerini hiçbir zaman anlayamazdım. Kitap sevdalısı babamın aklının ucundan bile geçmezdi böyle birşey.

Bir gün ilçedeki eve geldi. “Hadi oğlum, seninle çarşıya çıkalım” dedi.

Merak ettim, düştüm peşine.

Lise birdeydim.

Yaşım onbeş.

Beni bir kitapçıya götürdü.

Kitapçıyla önceden tanışırlarmış. Merhabalaşma, hoşbeş etme, hâl hatır sorma faslından sonra asıl konuya girdi babam.

“Bak Ahmet Efendi, bu benim oğlumdur. Ne zaman gelir de kitap almak isterse ver. Sınırı yok. Ben ayda bir gelir, parasını öderim” dedi.

“Tamam” dedi Ahmet Efendi.

İsmimi bir deftere kaydetti.

Ben o günden sonra haftada bir kitapçıya gitmeye, hoşuma giden kitapları almaya başladım. Lise bitenedek sürdü bu durum.

Beni yazar olmaya yönelten önemli etmenlerden biri de bu olaydı.

Bir gün babama yazar olma niyetimden söz ettim. Karşı çıkmadı ama uygun da bulmadı sanırım.

“Hele tahsilini tamamla da” demekle yetindi. Bir daha hiç açmadım yazarlık konusunu.

Daha önceki konuşmalarından biliyordum, babam benim hukuk okumamı, sonra da politikaya atılarak ‘memleketin kaderi hakkında söz sahibi’ olmamı istiyordu.

“Ben kim, politikacı olmak kim” diyemedim. Babamı incitmektense susmayı tercih ettim.

 

Ömer Sevinçgül

 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )