Nurdan Haber

Cihad -6

Cihad -6
19 Temmuz 2018 - 8:30

Nurdanhaber – Mehmet Nuri TURAN

Cihâdın aşamaları;

Cumhûr-u ulemâya göre; cihâd ve tebliğ birinden ayrı müteala edilmez, tebliğ ve cihâd tedrîcî olarak üç aşamaya ayrılmıştır.

Cihâdın üçüncü aşaması;

Kafirler savaş açsın veya açmasın eğer Müslümanlar savaşın kendileri için uygun olduğuna inanıyorlarsa savaş açabilirler.

اِنْفِرُوا خِفَافًا وَثِقَالًا وَجَاهِدُوا بِاَمْوَالِكُمْ وَاَنْفُسِكُمْ فى سَبيلِ اللّهِ

ذلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ

(Ey müminler!) Gerek hafif, gerek ağır olarak savaşa çıkın, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda Cihâd edin. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. (Tevbe, 41)

وَقَاتِلُوا الْمُشْرِكينَ كَافَّةً كَمَا يُقَاتِلُونَكُمْ كَافَّةً وَاعْلَمُوا اَنَّ اللّهَ مَعَ الْمُتَّقينَ

Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin. Fakat Allah’a ortak koşanlar sizinle nasıl topyekûn savaşıyorlarsa, siz de onlarla topyekûn savaşın. Bilin ki Allah, kendine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir. (Tevbe sûresi 41)

فَاقْتُلُواالْمُشْرِكينَ حَيْثُ وَجَدْتُمُوهُمْ وَخُذُوهُمْ وَاحْصُرُوهُمْ وَاقْعُدُوا لَهُمْ كُلَّ مَرْصَدٍ فَاِنْ تَابُوا وَاَقَامُواالصَّلوةَ وَاتَوُاالزَّكوةَ فَخَلُّوا سَبيلَهُمْ اِنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَحيمٌ

Haram aylar çıkınca bu Allah’a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. (Tevbe sûrasi, 5)

قَاتِلُوا الَّذينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَلَا بِالْيَوْمِ الْاخِرِ وَلَا يُحَرِّمُونَ مَا حَرَّمَ اللّهُ وَرَسُولُهُ وَلَا يَدينُونَ دينَ الْحَقِّ مِنَ الَّذينَ اُوتُوا الْكِتَابَ حَتّى يُعْطُوا الْجِزْيَةَ عَنْ يَدٍ وَهُمْ صَاغِرُونَ

Kendilerine kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah’ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslam’ı din edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın. (Tevbe, 29)

Fukahâ-i İslâm, ittifâkan demişlerdir ki; her sene en az bir def’a küffâra karşı cihâdın i’lân edilmesi, terk edilmemesi lâzımdır. Cihâdın her sene bir def’a i’lânı Müslümânlara farz-ı kifâyedir. Ya’nî, devlet-i İslâmiyye, her sene küffâra karşı bir def’a i’lân-ı harb etmekle mükelleftir. Bu hüküm husûsunda bütün müctehidîn-i izâm ittifâk hâlindedirler. Demek, kâfirlere karşı savaş i’lân etmek ve onlarla bilfiil savaşmak, Müslümânlar üzerine icmâ’ ile farzdır.

Muhakkik ulemâdan Hüseyin el-Cisrî’nin, cihâdın aşamalarını şöyle özetler:Peygamber Efendimiz, peygamberliğini inkâr etmekte inâdla veyâ câhillik ve sapıklıkla direnen kimselere karşı yüce da’vâsının doğruluğuna delîller getirir ve va’zlar ederek halkın gönüllerini birleştirmeye, hak yolu ve doğruluk alâmetlerini göstermeye dikkat ederdi. Peygamberlik iddiâsına kalkışmasından beri uzun zamân geçtiği hâlde yalnız belâgatlı vaazlar ve güzel mücâdeleler edip yumuşaklık göstermekle emredilmişti. Fakat normal akıl ve sağlam görüş sâhiblerince anlaşıldı ki, bu fırkaya delîller getirip vaazlar etmek kâr etmeyecek, doğru yola getiri­lip durumlarının düzeltilmesi bu yolla olmayacak ve onlar dîni kabûl edip doğruluk yoluna girerek rûhlarının kurtuluşunu elde etmeye çalışmayacak, sapıklık sebeblerini de ellerinden bırakmayacakları gibi; gerek Hazret-i Peygamber (asm) ve gerek ashâbına ve ona tâbi’ olanlara eziyyet etmekten de ge­ri durmayacaklar. Fırsat buldukça tuzaklar kurup İslâm’ın yolunu kapat­mak için türlü bozgunculuklar çıkartmak hep bunların işidir. Zarâr verme üslûbları bulmak ve türlü kötülükler yapmak, bu bozgunculuk oca­ğının öğündükleri şeylerdir. Bütün bunlar artık açıklığın son derecesine ulaştı.

Binâenaleyh, teşvîki bırakıp, korkutma yolunu tutmak, bozguncu­luk ve inâd damarlarını kökten kesmek hikmet ve káidesine uyularak; bu azgın fırka ile savaşmanın farz olduğuna dâir Allâh’ın emirleri geldi ve gereği yapılmaya başlandı.(Risâle-i Hamidiye Tercümesi)

Gelecek makalemiz Cihâdın hedefi ve gayesi olacak inşallah.

Selam ve du’a ile Allah’a emanet olun.

 

 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )