Nurdanhaber – Mahir DUMAN
“Zor olan kahramanca ölmek değil, kahramanca yaşamaktır.”
Burhan Toprak
YİĞİT HAYKIRIŞLAR
Ana dilimizle anlatırız acılarımızı, sevinçlerimizi. Dilimiz, ana sütümüz kadar temiz, türkülerimizce sıcaktır. Türkçe güler, Türkçe ağlarız.
Tarih şahit kahramanlığımıza. Hamaset destanları yazmışız. Ardından da şairlerimiz bu başarıları mısra mısra haykırmışlar:
Namık Kemal “valide vatan” için bakın neler söylüyor:
“Yâre nişandır tenine erlerin
Mevt ise son rütbesidir askerin
Altı da bir üstü de birdir yerin
Arş yiğitler vatan imdadına!..”
(Mevt: Ölüm)
Yine N. Kemal “Vatan Şarkısı”nda korkusuz, pervasızdır:
“Top patlasın âteşleri etrafa saçılsın
Cennet kapısı can veren ihvana açılsın
Dünyada ne bulduk ki ölümden de kaçılsın
Gavgada şehadetle bütün kâm alırız biz
Osmanlılarız can veririz nâm alırız biz.”
(ihvan: Kardeş)
İstiklâl şairimiz Âkif yine hislidir:
“Düşer mi tek taşı sandın harim-i nâmusun?
Meğerki harbe giren son nefer şehit olsun.”
(harim-i namus: Namus ocağı)
Âkif’imizin hamasetinden millî marşımız da hissesini almıştır:
“Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan şühedâ.
Cânı, cânânın, bütün varımı alsın da Huda.
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ…”
Muhteşem Osmanlı’yı şanına layık olarak anlatan Yahya Kemal’e kulak verelim şimdi de:
“Deniz ufkundan bu top sesleri nerden geliyor?
Barbaros belki, donanmasıyla seferden geliyor.
Adalardan mı? Tunus’tan mı? Cezayir’den mi?
Hür ufuklarda donanmış iki yüz pâre gemi
Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor!
O mübarek gemiler hangi seherden geliyor?”
Enis Behiç Koryürek “Millî Neşide”sinde şöyle seslenir:
“Hamlemizden yere geçer kanlı saraylar;
Bizce birdir gedalarla beyler, giraylar.
Medeniyet eşiğinden gelir hızımız.
Sorma: Kimdir kanatlanmış bu genç alaylar?”
(geda: Dilenci)
Şimdi de sözü ‘bayrak şairi’mize bırakalım:
“Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı…
Yüksek yerlerde açan çiçeğim:
Senin altında doğdum;
Senin dibinde öleceğim…”
Yazımızı bir “Karakoç”un haykırışlarıyla sonlandıralım:
“Kör dünyanın göbeğine,
Hak yol İslâm yazacağız.
Kuşların göz bebeğine,
Hak yol İslâm yazacağız.
………….
Herkes duyacak, bilecek,
Saklanmaz gayri bu gerçek,
Yaprak yaprak, çiçek çiçek,
Hak yol İslâm yazacağız.”