Nurdan Haber

Yahudilerin sözlerini kullandığımızın farkında mısınız?

Yahudilerin sözlerini kullandığımızın farkında mısınız?
04 Ekim 2018 - 10:59

Yahudilerden bizlere kalan bazı sözler, Bunları söylerken bir çoğumuz hiç düşünmedi ve sorgulamadı..

Yahudilerin Yüzyıllar boyunca oynadığı oyunlardan bir tanesi yeni gün yüzüne çıkıyor… Maalesef…
Kara kedileri, köpekleri ARAP! ARAP! diye çağırdık! Oysa hakiki Araplar beyaz, çok güzel insanlardı. İslâmiyeti yaymak için dünyanın dört bir yanına dağıldılar. Boşalan yerlere Afrika’dan gelen zencileri herkes Arap sandı.

NE ŞAMIN ŞEKERİ, NE ARABIN YÜZÜ dedik… Eski devirlerde şeker az bulunurdu ve pek kıymetliydi. İnsanların severek tükettikleri bir gıda maddesiydi. Araplar o kadar çok kötüymüşler ki “ne onların yüzünü görelim ne de sevdiğimiz şekeri yiyelim” manasında bu cümleyi söylediler, bize de söylettiler. Hâlâ da söylemeye devam ediyoruz.

Ne Şam’ın şekeri, ne Arap’ın yüzü: Muhtemelen, Arapların bir işi yapmak için çok uğraştırdığı, ama çok zengin oldukları ve işin ucunda çok para olduğu için bütün zora koşmalara azimle katlanan, fakat bir daha Şam’ın aşırı güzel şekerleri için bile olsa Arapların yüzünü dahi görmek istemeyen birisi tarafından söylenen söz. “İşin ucunda güzel bir şey de olsa, ben yine de bu kadar zorluğa katlanmak istemem” manasına da gelebilir.

Sevgili Peygamberimiz hatırına Araplara karşı buram buram husumet, ön yargı ihtiva etmektedir. Asla kullanılmaması lazımdır.

ANLADIYSAM ARAP OLAYIM:

Efendimizin s.a.v arap olmasından dolayı araplık üzerinde Efendimize s.a.v hakaret ettiler kin kustular yahudiler bunu söyledi ama bizler de bilinçsizce söyledik .

KARA FATMA:

Beyaz yüzlü nur yüzlü Hz.Fatımaya r.a ve tesettür için giydiği kara cilbaba hakaret olsun diye böceğe KARA FATMA dediler bizler de aynısını cahilce söyledik.

KAKA:

Büyük komutan büyük sahabe ve yahudilerin en çok nefret ettiği sahabelerden biri KAKA r.a . Yahudiler çocuklarını levaboya götürdüklerinde hz.KAKAya kin kusarak çocuklrının yaptığına KAKA dediler bizlerde hiç araştırmadan kaka dedik.
Artık farkındasınız dikkatli olalım!
el-Ka’ka’ b. Amr b. Mâlik et-Temîmî (ö. 40/660) Hulefâ-yî Râşidîn devrinin ünlü kumandanlarındandır.
Bazı hadisçiler sahâbî olduğu görüşün-dedir. Hz. Ebû Bekir döneminde irtidad eden Alkame b. Ulâse üzerine müfreze kumandanı olarak gönderildi ve görevini başarıyla tamamladı (11/632). Aynı yıl Hâlid b. Velîd’in peygamberlik iddiasında bu-lunan Tuleyha ile yaptığı Büzâha savaşı-na katıldı. Ulleys’in ve Übulle’nin fethine Hâlid b. Velid’le beraber iştirak etti (12/ 633). Hîre’nin fethinde de bulunan Ka’kâ’, Hâlid b. Velid’in emriyle bîr süre Hîre’de kaldı. Daha sonra çeşitli fetihlerde görev-lendirildi. Ebû Ubeyde onu Hz. Ömer’in emri üzerine öncü kuvvetlerin kumanda-nı sıfatıyla Irak’a gönderdi (1 3/634). Ka’Kâ’, Kâdisiye öncesi İran fetihlerinde de önemli rol oynadı. Ağvâs’ta cereyan eden savaş, öncü kuvvetlerin başında bulunan Ka’kâ’ın gösterdiği gayretler sonucunda kazanıldı (14/635). Hâlid’in emriyle Suri-ye’deki fetihlere de katılan Ka’kâ’, Yermük Savaşı’nda bir süvari birliğinin ba-şında görev yaptı.
Ka’kâ’ asıl şöhretini Kâdisiye Savaşı’nda (15/636) elde etti; bu savaşın kazanılma-sında onun büyük payının olduğu rivayet edilir. Medâin’in fethinde Kisrâ lIl. Yezdicerd’e ait zırh, kılıç, miğfer gibi teçhizatı ele geçiren Ka’kâ’, daha sonra Hz. Ömer’in emriyle Celûlâ Savaşına öncü kuvvetin kumandanı olarak katıldı. Savaşın ardın-dan Hulvân’a giderek bir garnizon tesis etti (16/637). Aynı yıl Sa’d b. Ebû Vakkâs kuvvetlerine katılıp onun emrinde çalıştı. Ertesi yıl Humus’a gönderildi ve bu sıra-da gerçekleştirilen el-Cezîre fetihlerine iştirak etti. 21’de (642) Nihâvend’in ve 24’te (645) Hemedan’ın fethinde görev aldı. Bir müddet sonra Kûfe’ye yerleşen Ka’kâ’. Hz. Osman dönemindeki iç karı-şıklıklarda halifeyi destekledi. Muhalifler Medine’yi kuşatınca Hz. Osman’ın talebi üzerine yardıma gelenler arasında Ka’kâ” da bulunuyordu. Hz. Ali döneminde onu destekleyen Ka’kâ’, Cemel Vak’ası’ndan önceki müzakerelerde Hz. Ali’yi temsilen Talha b. Ubeydullah ve Zübeyr b. Avvâm ile görüştü. Cemel ve Siffîn savaşlarında Hz. Ali’nin saflarında çarpıştı.
Ka’kâ’ cesaretiyle tanınmıştı. Hz. Ebû Bekir de onun cesaretinden ve yararlı işlerinden övgüyle söz eder (İbnü’l-Esîr, IV, 409) Aynı zamanda şair olan Ka’kâ’ın şi-irleri daha çok savaşlarla ilgilidir. Şiirleri Âsim b. Amr’ın şiirleriyle birlikte Nûrî Hammûdî el-Kaysî ve Hatim Salih ed-Dâmin tarafından yayımlanmıştır. (Mecelletü Külliyyeti’l-âdâb Câmi’atü Bağdâd, sy. 31 (Bağdad 1981) s. 205-251)
Diyanet İ.A., Diyanet Vakfı Yayınları, 24/216
Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )