Nurdan Haber

Kâmil İnsan

Kâmil İnsan
25 Ekim 2018 - 13:56

Şair Yahya Kemal “Bir dosta mısralar” şiirinde “Kâmildir o insan ki yaşar hatıralarla” diyor. Mısrada kâmil insan tabiri geçiyor. Acaba kâmil insan ne demek?

İnsan-ı kâmil (kâmil insan) Allah’ın her mertebedeki tecellilerine mazhar olan insan anlamında tasavvuf terimidir.

İnsân-ı kâmil Hak ile halk arasında bir köprü vazifesi görür. Gerçek insân-ı kâmil olan Hz. Peygamber ile onun vârisi olan insân-ı kâmilin bir özelliği de Allah’ın ahlâkıyla ahlâklanmış olması bakımından ahlâkî kemale sahip bulunmasıdır. İnsân-ı kâmil şeriat, tarikat, hakikat ve mârifet itibariyle tam ve ergin olan kişidir. Kâmil insanın sözleri doğru, işleri iyi, ahlâkı güzeldir, mârifet sahibidir, yani eşyayı ve ondaki hikmetleri gereği gibi bilir.

İnsanlığın övünç vesilesi ve en hakikî insan-ı kâmil Peygamberimiz Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdır. Madem, binler mucizelerinin göstermesi ile ve teşkil ettiği âlem-i İslâmiyet alemiminin ve kemâllerin şahitliği ile ve tebliğ ettiği ve tercüman olduğu Kur’ân-ı Hakîmin hakikatlerinin tasdikiyle, en mükemmel bir insan-ı kâmil ve bir en mükemmel mürşittir.

Eğer insan yalnız bir kalbden ibaret olsaydı; bütün Allah’tan başka her şeyi terk, hattâ Allah’ın isimlerini ve sıfâtı dahi bırakmak, yalnız Cenab-ı Hakk’ın zâtına kalbi bağlamak lâzım gelirdi.

Fakat insanın akıl, ruh, sır, nefis gibi pek çok vazifeli latifeleri ve duyguları vardır.

İnsan-ı kâmil odur ki: Bütün o duyguları; kendilerine mahsus ayrı ayrı kulluk yolunda, hakikat tarafına sevk etsin.

Sahabe gibi geniş bir dairede, zengin bir surette, kalb bir kumandan gibi, duygular askerleriyle kahramanca maksada yürüsün. Yoksa kalb, yalnız kendini kurtarmak için askerini bırakıp tek başıyla gitmek, övünme sebebi değil, belki zorunluluğun sonucudur.

Bize düşen nedir? Kalb ile bir yol izleyerek ilerlemek ile ve ruh alanında çarpışma ile ve manevi ilerlemeler ile insan-ı kâmil olmak için çalışmak.

Yani hakikî mü’min ve tam bir müslüman olmak.

Yani yalnız görünüşte değil, muhakkak iman hakikatini ve İslâm hakikatini kazanmak. Yani şu kâinat içinde ve bir yönde kâinat temsilcisi olarak, doğrudan doğruya kâinatın yaratıcısı olan Allah’a kul olmak ve muhatab olmak ve dost olmak ve halil olmak ve âyine olmaktır.

Ve ahsen-i takvim en güzel yaratılmada yaratıldığını göstermekle, Âdemoğullarının meleklere üstünlüğünü ispat etmek ve hak din yolunun imanî ve amele ait yönleriyle ali makamlarda uçmak ve bu dünyada ebedi-sonsuz saadete bakmak, o saadete girmektir.

Bu âlemi şu kadar zînetler ile nakışlar ile süslendiren Mülkün sahibi elbette ve elbette o hârika, antika, mucize manzaraları, zînetleri, seyircilerden, görün, şahit olanlardan âşık ve çok arzululardan, ârif ilancılardan boş bırakmayacaktır. İşte kapsamlılığı dolayısıyla insan-ı kâmil, göklerin yaratılmasına elde edilmesine çalışılan gaye ve sonuç olduğu gibi, kâinatın yaratılmasına da netice ve sonuç olmuştur.

Prof. Dr. Sıtkı GÖKSU

 

(Kaynaklar: https://islamansiklopedisi.org.tr/insan-i-kamil; Mesnevi-i Nuriye, Mektubat,

Sözler.)

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )