Nurdan Haber

“Kesret İçinde Vahdet: Hikmet ve Barış’ı Birlikte Düşünmek”

“Kesret İçinde Vahdet: Hikmet ve Barış’ı Birlikte Düşünmek”
13 Ekim 2015 - 13:01

Nurdanhaber-Haber Merkezi

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Gelin, dili, dini, rengi ne olursa olsun terör şebekelerinin ve ruhlarını, akıllarını ve bedenlerini bu şebekelere satmış katillerin emellerini boşa çıkaralım” dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığınca Asya ve Pasifik ülkelerinde yaşayan Müslümanları temsil eden dini lider ve temsilcilerin katılımıyla, “Kesret İçinde Vahdet: Hikmet ve Barış’ı Birlikte Düşünmek” temasıyla düzenlenen “I. Asya Pasifik Ülkeleri Müslüman Dini Liderler Zirvesi”nde Görmez, konuşmasına Ankara’da yaşanan terör saldırısıyla başladı.

“Katledilen insanlarımızın acısının yüreklerimizi yaktığı bu günlerde her birimizin buradaki varlığını onlara birer rahmet duası olarak gönderiyoruz ve izninizle her birinizi onlara birer Fatiha okumaya davet ediyorum” diyen Görmez, Fatiha’nın ardından, milletin her ferdini bu acıyı yaşayanlar ve onların yakınlarına sahip çıkmaya, acı ve kederlerini paylaşmaya davet etti.

Görmez, şöyle devam etti:

“Gelin, dili, dini, rengi ne olursa olsun terör şebekelerinin ve ruhlarını, akıllarını ve bedenlerini bu şebekelere satmış katillerin emellerini boşa çıkaralım. Onların bu topraklara kin, öfke, nefret, fitne ve fesat tohumları ekmelerine asla izin vermeyelim. Bugün burada kendilerinden on yıllarca haberdar olamadığımız kardeşlerimizle toplanmış bulunmaktayız. İslam hilafetinin temsilcisi Osmanlı Devleti, Asya-Pasifik ilişkilerine ait dikkat çekici örnekler vermiştir. Osmanlılar o devirde yakın ve sıcak ilişkiler tesis edebilmişken bu iletişim çağında bölgelerimiz arasında görülen bu kopukluk ve iletişimsizlik hali anlaşılabilir ve kabul edilebilir bir durum değildir. Biz belki son dönemlerde Ertuğrul Fırkateyni’nin Japonya’ya gönderiliş ve dönüş yolundaki hazin batış hikayesini biliriz ancak, bölgeyle ilişkiler aslında çok daha derin ve köklüdür. Bugün Tayland’da halen ortak tarih adına hutbeler okunuyorsa, Hindistan’da Türk Kurtuluş Savaşı’nı desteklemek üzere Muhammed Ali konferans düzenlemişse, Deoband uleması da aynı amaçla aynı dönemde Cemiyet-i Ulema’yı kurmuşsa, Devlet-i Aliye 16. yüzyılda Portekizli, 19. yüzyılda Hollandalı işgalci korsanlara karşı Açe’ye lojistik ve askeri destek sağladıysa,  iletişim ve ulaşım imkanlarının fevkalade geliştiği şu dönemde niçin birbirimizden yeterince haberdar olmadığımız sorusunu sormak durumundayız.”

İslam dünyasının tarihin en zor süreçlerinden birini geçirdiğine işaret eden Görmez, “İslam’ın büyük medeniyet havzalarından bazılarını tarihte kaybettik. Bizim dünyalarımızda ortaya çıkan İslam’ın hakikatini tekeline alan, kendisi gibi inanmayanları tekfir eden, ahlak ve hukuk tanımayan kirli savaşları cihat olarak telakki eden yanlış din anlayışları, Pasifik Asya’nın dingin Müslümanlarına bulaşmamalıdır. Bunun için din eğitimini, alim yetiştirme düzenini, din hizmetlerini ve dini kaynakları tahkim etmelidir. Kimi uç yorumlara dayalı din anlayışları bir yandan şiddeti, öte yandan İslam korkusunu ve karşıtlığını beslemektedir” diye konuştu.

– “Uzunca bir süredir İslam coğrafyası çalkantılı bir dönem yaşıyor”

Müslümanların ümmetin birer parçası olarak birliği, bütünlüğü sağlamanın gayreti içinde olmaları gerektiğini vurgulayan Görmez, geçmişle yüzleşmenin İslami bir vecibe olduğunu belirtti.

Görmez, şunları söyledi:

“Bu yüzleşme, bizi bugün kendi ayaklarımız üzerinde nasıl durabileceğimiz sorusuna cevaplar bulmaya sevk ederken, umulur ki çocuklarımıza ve torunlarımıza daha sağlıklı toplumlar bırakmamıza da vesile olacaktır. Bu dönemi atlatabilmemizin tek yolu, birliğimizi, beraberliğimizi yeniden inşa etmekten geçiyor. Bunun için kaybettiğimiz değerlerimizi yani, kendimizi yeniden keşfetme sorumluluğumuz kadar, kardeşlerimiz olan diğer Müslümanları da yeniden tanıma çabası içinde olmamız gerekiyor. Bizler halis niyetle, yıldırıcıların yıldırmasından korkmadan, ürkmeden önce kendi mahallemizde, köyümüzde, kasabamızda, şehrimizde, iş yerimizde, okulumuzda, medresemizde birliği nasıl sağlayabileceğimiz konusunda kafa yormalıyız. Birliğimiz bütünlüğümüz için bizzat çaba göstermeliyiz. Ancak bu şekilde yerelden ulusala, ulusaldan bölgesele ve de küresele ulaşacak bir İslam ümmeti vizyonunu hayata geçirebiliriz. Birliğimizin temeli elbette ki tarih boyunca bütün Müslümanların takip ettiği Kur’an ve sünnet yolu, yani İslam’ın ana yolu olmalı. Bunu destekleyen güçlü tarihsel ve geleneksel yapılarımızı bugüne en güzel, en sağlam bir şekilde nasıl aktarabiliriz, bunun düşüncesi ve çabası içerisinde olmalıyız.”

– Malaya’dan Türk askerine bağış

İki gün önce edindiği tarihi bir belgeyi de paylaşan Mehmet Görmez, belgenin 1913 yılında İngiliz yönetimi altındaki Malaya topraklarında Selangor eyaletine bağlı bir kasabada Müslümanlardan kaldığını anlattı.

Görmez, “1923’te İngiliz yönetimi altındaki bu küçük adadaki Müslümanlar kendi aralarında 79 dolar para toplamışlar. Bu paraları kendilerini yöneten İngiliz şeflerine götürmüşler ve şu ricada bulunmuşlar; ‘Bu parayı Balkan savaşlarında hayatını kaybeden Türk askerlerinin dul eşleri ve yetim çocukları için göndermek istiyoruz. Bize yardımcı olur musunuz?’ Bağış makbuzunun İngilizlere teslim edileni ve ayrıca bunun karşılığında İstanbul’a ulaşan belge de bizde” dedi.

 Diyanet İşleri Başkanı Görmez, toplantının İslam dünyasının iç problemlerini çözerek insanlığa barış, umut ve adalet taşımasına vesile olması dileğinde bulundu.

AA

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )