Nurdanhaber-Haber Merkezi
1. O’na muhtaç olduğunuzun farkına varın
Bu konudaki ilk ve en önemli nokta, ancak Allah’ın her şeyi yapmaya muktedir olduğunun kavranmasıdır. Elbette bize doğru yolu seçme ve orada yürüme gayreti gösterme gücü vermiştir, fakat bu tek başımıza her şeyi başarabileceğimiz anlamına gelmez; O’nun yardımına her daim ihtiyacımız vardır.
Demek ki O’na olan ihtiyacımızın farkında olmalı, sadece bir işe başlarken değil, yolun her aşamasında hatta bir şeyi başarıyla tamamladığımızda bile alçakgönüllü ve O’na itaatkar olmalıyız. Bilmeliyiz ki başarımız ancak O’nun yardımı sayesinde gerçekleşti ve dolayısıyla gururla dolmamıza bir sebep yok. En başta seçim yapma gücünü bize O verdiği için, doğru seçimimizde de O’nun tevfikini görmeliyiz.
Allah Teala Kur’an’da buyuruyor ki:
“Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.” (Tekvir 81/29)
2. Niyetlerinizi düzeltin
Allah’ın rızasını hayatın temel amacı haline getirmek için bilinçli bir karar ve samimi bir niyette bulunmanız gerekir. Sonrasında ise, bu niyeti içten bir gayretle ispat etmeniz.
Uygulamalı ipucu:
Günlük rutininizde kendinize sorun:
– Bunu neden yapıyorum? (Yapmaya azmettiğiniz herhangi bir işi)
– Bu iş Allah rızasını gözetiyor mu? Yoksa başka bir rıza söz konusu mu?
Şayet Allah’ın rızası gerçek hedefimizse, o zaman insanların övgüsünü ve dikkatini çekmek için uğraşmaz, eleştirilerinden de kaygılanmayız.
3. Allah’tan sürekli yardım isteyin
Allah’tan hayırlı işler yapmanız için size istek ve kararlılık vermesini isteyin. Bu duayı hayatınızın bir parçası haline getirin. Otururken, ayaktayken, yürürken, yemek, temizlik yaparken, kısacası her an dua halinde olun. Allah’a, sevdiği ve başkalarına faydalı olacak şeyleri yapmanızda tevfik vermesi için dua edin.
4. Kur’an ve hadisle hemhal olun
Kur’an ve hadis çalışmaları, yeme içme gibi hayatınızın bir parçası olsun. Zaten ruhunuzun Allah kelamını dinleyip özümseme ihtiyacı, bedeninizin yiyecek içecek ihtiyacından daha fazladır. Tamamıyla vücudumuzu besleme telaşında olduğumuzda, ruhumuz açlıktan kıvranır. Bu yüzden bu dengeyi sağlamak zorundayız. Kalbiniz besinini aldığında (Kur’an ve hadis çalışarak, üzerine tefekkür ederek), daha güçlü olacak ve Allah’ın rehberliğini benimsemeye ve uygulamaya daha iyi motive olacaktır inşallah.
5. Başkalarına faydalı olma yolları bulun
Böyle yapmanız çalışmalarınızı kendinizin dışına yöneltiyorsunuz gibi görünse de, aslında başkalarına faydalı olmaya gayret ettiğinizde Allah’ın merhameti üzerinize yağmur gibi yağacak, hayır kapıları daha önce görmediğiniz şekilde size açılacaktır.
Yani karşılık beklemeksizin açık gönüllü, cömert ve affedici olmak, Allah’ın iyi işler yapmanız için gereken özel tevfikini kazanmaya büyük bir adımdır. Ne kadar çok verirseniz, o kadar size verilecektir.
Uygulamalı ipucu:
Kendinize şu hayati soruları sorun:
– Kalbimde başkalarına karşı iyi duygular besliyor muyum, yoksa genellikle bencil biri miyim?
– Başkalarının da başarılı olmasını ister miyim yoksa cenneti bir tek kendim için mi arzu ediyorum?
– Bir şeyi birisiyle (özellikle de sevmediğim biriyle) paylaşmam gerektiğinde bunu Allah rızasını kazanmam için bir fırsat mı görüyorum, yoksa bir yük gibi mi geliyor?
– Bana iyi davrandıkları sürece mi insanlarla iyi geçiniyorum, yoksa onları Allah rızası için seviyor ve önemsiyor muyum?
6. Takvanızı geliştirin
Takva, kelime anlamı olarak kişinin kendini Allah’ın hoşnutsuzluğuna karşı koruması demektir. Eğer başarı yolunda mesafe almak istiyorsak, bilinçli bir hayat sürüp Allah’ı memnun etmeyecek davranışlardan daima kaçınmalıyız.
Bazıları, iyi işler yapmanın onları günah işlemeye karşı zaten otomatik olarak koruyacağını düşünebilir. Halbuki işin aslı, her iki gaye için aynı anda çaba sarf etmek gerektiğidir. Kötülükten uzak durmak için gereken gayreti gösterirken, hayırlı amellere de devam etmeliyiz.
Unutulmaması gereken çok önemli bir husus şu tuzağa düşmemektir: Zannedilebilir ki kişi namaz kılıp Kur’an okuduğu müddetçe, bazı bazı günah işlese de Allah ona gazap etmez. Bu büyük bir yanılgıdır. Bilmeliyiz ki ne kadar dindar olsak veya dışarıya öyle görünsek bile, Allah hakikatimizi bilmektedir. Sırf dışarıdan insanlara iyi görünüyoruz diye gizliden işlediğimiz günahları hafife alırsak, hayırlı işlerde devamımızı sağlayacak Allah’ın tevfikini elde edemeyebiliriz. “De ki: “Pis ile temiz bir olmaz. Pisin çokluğu hoşuna gitse bile.” Ey akıl sahipleri Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.” (Maide 5/100)
7. Boş işlerden uzak durun
Eğer gerçekten Allah rızası için üretmeyi kafaya koymuşsak, zamanı dikkatli kullanmamız ve faydası olmayan tüm işlerden uzak durmamız kaçınılmazdır.
Allah, başarılı kimseleri faydasız işten yüz çevirenler olarak niteliyor:
“Onlar ki, faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler.” (Muminun 23/3)
Burada bahsedilen faydasız işler, bugünlerde pek çoğumuzu meşgul eden yüzeysel mutluluklar olabilir. Bunlar vaktimizi o kadar kuşatır, kalbimizi o kadar sarar ki onlarsız yaşayamayacağımızı sanarız.
Hayatınızda bunları buluyor musunuz?
Bu bir tercih meselesi. Ya üretken olup tüm vaktinizi ve zekanızı size bu dünyada da ahirette de fayda sağlayacak olumlu işler için kullanacaksınız, veya faydasız geçici zevkler uğruna harcayacaksınız.
8. Daha az konuşup daha çok iş yapın!
Toplumumuzda birçok kişinin vaktine mal olan boş işlerden biri, belli bir amacı ve istikameti olmayan laf kalabalığı yapmaktır.
Doğrusu şudur ki, konuşmalarımıza hakim olamazsak, gıybet, iftira, insanları alaya alma, özel meseleleri kurcalama vb. tehlikelere düşeriz. Bir şekilde bu kötülüklerden kendinizi korusanız bile, yine de hiçbir pahaya geri gelmeyecek kıymetli vaktinizi kaybetmiş olursunuz. Bu da, sizinle Allah’ın tevfikini kazanıp hayırlı işler yapma fırsatı arasında bir engel meydana getirir.
O halde, Peygamber Efendimiz’in şu hadisine uygun hareket etmeliyiz:
“Allah’a ve ahiret gününe inanan ya hayır söylesin ya da sussun.” (Müslim)
9. Önünüze gelen fırsatları kaçırmayın
Salih amel yönünden bizi geri bırakan önemli sebeplerden biri de, Allah’ın bize sunduğu fırsatları geri tepmemizdir. Dahası, bir şeyleri erteleyerek güya daha uygun bir zamanda yapacağımızı düşünürüz. Çünkü gerçekçi olmayan hayallerimiz vardır ve vaktimizin tükenmekte olduğunu fark etmiyoruzdur.
Bu nedenle, Allah’ın tevfikini kazanmanın garantili yollarından biri, hayırlı bir iş yapma imkanı olduğunda onu kaçırmamaktır. Bu sayede, olumlu bir şey yapma fırsatı verdiği için Allah’a şükür dolu olduğumuzu ispatlamış oluruz. Allah da şükredersek nimetlerini artıracağını vadetmiştir:
“Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım.” (İbrahim 14/7)
10. Çok çalışmaya hazır olun!
Hayallerimizde dağların zirvelerine çıkmak olabilir, ama gerçekte bizi oraya çıkaracak olan şey, devamlı ve sıkı çalışmaktır!
Kim de Allah’ın rızasını kazanmayı, cennetin yüksek derecelerini elde etmeyi arzu ediyorsa, çok çalışmaya hazır olmalıdır.
Peki çoğumuzun Allah rızası için müthiş şeyler yapma isteği olmasına rağmen bunları gerçekleştirmek için harekete geçmeyişi nedendir? Çünkü rahatımızdan ve keyfimizden vazgeçmek istemeyiz. Sonra da Allah’ın neden dualarımıza icabet etmediğini merak ederiz.
Allah, tevfikini, sözleriyle özleri bir olanlara, gerçekten O’nun hoşnutluğunu gözeten, O’nu memnun edecek işler yapmanın fırsatını kollayanlara verir.
“Bizim uğrumuzda cihad edenler var ya, biz onları mutlaka yollarımıza ileteceğiz. Şüphesiz Allah mutlaka iyilik yapanlarla beraberdir.” (Ankebut 29/69)
Bu hayat imtihanında gerçekten ne kadar başarılı olmak istediğimize biz karar vereceğiz. Allah hepimize, ahirette sonsuz başarıya ulaşmamız için, bu kısa ömür yolculuğumuzu en iyi şekilde geçirmemizi sağlayacak hakiki bir heves ve kararlılık nasip etsin. Amin!