Nurdan Haber

BEDİÜZZAMAN hayatta olsa nasıl hareket ederdi?

BEDİÜZZAMAN hayatta olsa nasıl hareket ederdi?
04 Şubat 2017 - 9:27

Erdoğan Esenkal

Müslümanlar arasında yaşanan ihtilaflarda, menfi olaylarda, çatışma ve harplerde haklıyı, haksızı iyi değerlendirebilmek için; Hz. Ali ve Hz. Muaviye arasında ki Sıffin savaşını, Hz. Ali ile Hz. Aişe validemiz, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr arasında ki harbi (Cemel Vakası’nı), Hz. Hüseyin ile Yezid arasındaki Kerbala vakasını, olaylarını iyi bilmezsek. İhtilafların çıkış nedenlerini, nasıl çıkartıldı, kimler çıkardı, nasıl büyütüldü, kim haklıydı kim haksızdı, bunları iyi tahlil etmezsek; İslam’da ki ölçüyü, mizanı, hak ve adalet anlayış ve hükümlerini tam bilemeyiz ve yanlış düşünme, karar verme ihtimalimiz çok kuvvetlenir.

Bediüzzaman Said Nursi’nin Van’da bulunduğu (1924-25) zamanda Şeyh Said ve arkadaşları devlete karşı isyan etmiştir. Niçin? Çünkü tekke ve zaviyeler kapatılmış, Kur’an öğrenmek, okumak, yasaklanmış, Devlet halkı dinden uzaklaştıracak vs. diye. Dine lakayd ve düşman bir hükümete karşı ayaklanıyorlar.Said NURSİ’ye haber gönderiyor, sen de bize katıl diyor. Fakat Bediüzzaman dâhilde, yani Müslüman bir ülkede devletin başı, idarecileri nasıl olursa olsun, fasıkta olsa, zalimde olsa devlete karşı isyan etmenin İslam’da yeri olmadığını söylüyor. Hatta Şeyh Said’e ve taraftarlarına da isyandan vazgeçmelerini tavsiye ediyor, mektup yazıyor. Doğu’da çok etkili ve büyük bir aşiretin reisi olan Kör Hüseyin Paşa başta olmak üzere birçok aşiret ve şeyhlerin İsyana iştirak etmesini engelliyor. Çünkü karşılarına çıkacak asker de müslüman ve emir alarak ateş ediyor. Çok küçük bir azınlık olan zalim ve şerli diktatör ve yardakçısı yüzünden kan akacak. Canı yanan, ocağı sönen, o da senin dindaşın, hemşehrin, kardeşin, akraban, dostun vs. Belki o da istemiyor ama emri uygulamazsa ya onu vuracaklar ya da emre itaatsizlikten hapse atacaklar bir şekilde cezalandıracaklar.

Diyelim isyan ettin, vurdun, kan döktün. O da sana ateş etti, ne oldu? Masum masumun, Müslüman müslümanın kanını dökmüş oldu. İşte o yüzden İslam’da dâhilde devlet zalim de olsa; fiziki, fiili, silahlı müdahale, başkaldırı, ayaklanma, anarşi, terör, provakasyon yapamazsın. Hariçteki düşmana karşı koyabilirsin, koymalısın da. Dış düşmanla savaşman Cihad ve farz. Hatta o zaman savaşa gitmemek büyük günah ve vebal.

Günümüzde, şu zamanda mücadele, savaş, başkaldırı, anarşi, karmaşa ve kaos çıkarma, tartışma, niza ve isyan gibi olaylar; silah, kılıç, tabanca, top-tüfek ile olmuyor. Eskiden belki altmış, seksen, yüz sene önce mücadele ve harpler silahlaydı. Fakat artık silah kullanamazsın. Kullanırsan dünyanın hiçbir özgür ülkesinden, halkından tasvip görmezsin, terörist örgüt ilan edilir, şu veya bu ilan edilirsin vs.

Bu dönemde, yüzyılda silah; SİBER saldırı, MEDYA, SANAL İLETİŞİM ve HABERLEŞME kanalları, vasıtaları, yolları, görsel ve yazılı basın v.s. Facebook, Twitter, internet…v.b. gibi sanal iletişim sistem ve araçları.

Her türlü sanal iletişim araçları şu an en tehlikeli, en tahrip edici, en zarar verici kısacası en ölümcül ve yıkıcı bir silah. Hem de eski (klasik) silahtan yani kılıçtan, oktan, uçaktan, toptan, tüfekten, tabancadan çok, çok daha tesirli ve tahripkar.

Gezi olaylarını hatırlayın. Tamamen Twitter kullanılarak yüz binlerce insan ayaklandırıldı. Küçücük Bir olay, nasıl çarpıtılıp, provoke edilip ve dezenformasyona uğratılarak, amacından tamamen saptırılarak hükümete karşı bir isyan ve ayaklandırmaya dönüştürülmeye çalışıldı.

Bediüzzaman Said Nursi hazretleri, yaşadığı müddetçe nasıl ki o günün silahlarıyla devlete, hükümete karşı başkaldırmayı, yıkmayı, ayaklanmayı, asayiş ve emniyeti bozmayı benimsememiş, talebe, dost ve sevenlerini bu tip düşünce ve hareketlerden uzak tutmuşsa, sağ olsa ve bu günleri yaşasa idi inanıyorum ki, Bu günün silahları olan sanal ve medya iletişim araçları ile devleti ve hükümeti yıprama, yıkma, asayiş ve emniyeti bozma teşebbüslerine izin vermezdi.

İslam tarihinde hiçbir ehl-i sünnet büyük din ulemasının, mezhep imamlarının, evliyanın, önemli tarikat şeyhlerinin, müceddidin, müçtehidin yaşamış olduğu İslam ülkesinde, devletinde; (her türlü zulme, şiddete, işkenceye ve baskıya rağmen) mevcut idareyi veya devleti yıkmaya yönelik bir hareketi, teşebbüsü olmamıştır. İstisnai olarak bu yola teşebbüs edenler de muvaffak olamamışlardır. İslam Tarihi bunun şahididir.

Büyük ekseriyeti Müslüman ahaliden oluşan İslam devletlerinde iktidara, yönetime karşı silahlı veya menfi mücadele tarzında yani fiili hareketlere başvurarak galip gelen, idareyi değiştiren hiçbir cemaat, dini hareket, tarikat lideri, ulema ve şeyh yoktur. Şedit ve Zalim yöneticilere karşı bu tip teşebbüslerin yapıldığı ülkelerde ise baştaki zalim ve diktatör devlet reisinin daha fazla Müslümanın kanını dökmesine neden oluşturulmuştur. (Yezid’in, Velid’in yaptığı gibi.)

Risale-i Nur talebeliğinde ve Bediüzzaman’ın fikirlerinde menfi harekete yer yoktur. Said Nursi, Cumhuriyet Halk Parti’sine karşı talebe ve dostlarına, Hükümeti yıkmaya, devleti ele geçirmeye yönelik bırakın silahlı mücadeleyi, terörü; asayiş ve emniyeti bozacak silahsız nümayiş, mücadele, başkaldırı, itaatsizliğe teşvik, ülkede bunalım oluşturma, kriz çıkartma gibi faaliyet ve hareketlere dahi izin vermemiştir.

Ancak bu tavrının yanında; Dinin emir ve nehiylerini yaşamada zerre kadar taviz vermemiş ve talebelerine de verdirmemiş, takiyye yoluna kesinlikle tenezzül etmemiş, azami takva, amali-i salih ve salabet-i diniye içerisinde sünnet-i seniyyeye uygun yaşamıştır. Cumhuriyet Halk partisi ve yöneticilerine, dine düşman ve şer zihniyetini değiştirmesi için tavsiyelerde, telkin ve tekliflerde bulunmuş. Uyguladıkları dine karşı siyaset ve politikalarının ahiret ve dünya hayatları bakımından ne kadar zararlı, hatalı, hasaretli ve hezimete sebeb olduğunu izah etmiş, haksızlık ve zulüm yapmamaları için nasihat etmiştir.

Bediüzzaman ne diyor?

Risale-i Nur’un mesleği, hizmet metodu; MÜSBET HAREKETTİR.”
“Risale-i Nur’un mesleği; NEZAKET, NEZAHET ve KAVL-İ LEYYİNDİR.”

Son mektubunda da bu var, Risale-i Nur’un başlangıcında da bu var, Üstad’ın hayatının her anında ve safhasında da bu var.

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )