عَنْ عَبْدِ اللهِ بْنِ عَمْرٍو رَضِىَ اللهُ عَنْهُماَ ُ عَنِ النَّبِىِّ صَلىَّ اللهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمَ قاَلَ ثَلاَثٌ مَنْ كُنَّ فِيهِ وَجَدَ حَلاَوَةَ اْلاِيماَنِ اَنْ َيكُونَ اللهُ وَرَسُولُهُ اَحَبَّ اِلَيْهِ مِمَّا سِوَا هُماَ وَاَنْ يُحِبَّ الْمَرْءَ لاَيُحِبُّهُ اِلاَّ لِلَّهِ وَاَنْ يَكْرَهَ اَنْ يَعُودَ فِى الْكُفْرِ كَمَا يَكْرَهُ اَنْ يُقْذَفَ فِى النَّارِ.
Enes (Radıyallahu Anh) dan rivayet edildiğine göre Nebi Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Üç şey vardır ki; bunlar kimde bulunursa o şahıs imanın tadını tadar: Allah ve Rasulünü o ikisinin dışındakilerden daha fazla sevmek, sevdiğini Allah için sevmek, Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi, ateşe atılmak gibi çirkin ve tehlikeli görmek.”
Buhârî, İman: 9, 14; Müslim, iman: 67.