Nurdan Haber

Kar, Kış ve Yağmurdan Bizlere 5 Hatırlatma Notu

Kar, Kış ve Yağmurdan Bizlere 5 Hatırlatma Notu
11 Kasım 2015 - 11:09

Nurdanhaber-Özel

 

 

1. Lütfu Faciaya Çevirmeyelim

Günümüzde ne yazık ki Allah’ın lütuflarını birer felaket, facia gibi yorumlamaktayız. Bunlardan biri de kar yağışıdır. Televizyon, gazete gibi iletişim araçlarında, kardan genellikle şöyle bahsedilir; felaket, esaret, beyaz facia… Sonra haberlerde yolda kalıp isyan eden insan manzaraları ve işlerinin azaldığından yakınan esnafları izleriz. Kimse Allah’ın lütfundan bahsetmez. Bu lütfun içerisinde bulundurduğu faydaları gözetmeksizin konuşuruz ve şikâyetlerimiz bitmez. Oysaki kar:

– Kirli havayı temizler

– Havanın aşırı soğumasını engeller, soğuğu kırar, bitki ve hayvanların telef olmasını engeller

– Kar suyu toprağı besler; sel ve erozyondan korur

– Barajların dolmasını sağlar

Allahü Teâlâ bizlerden bu lütfunu esirgemezken; bizler tedbirsizlik, sabırsızlık ve şükürsüzlük sonucu yaşananları bir facia, felaket olarak nitelendiririz.” Şüphesiz ki Allah insanlara hiçbir şekilde zulmetmez, fakat insanlar kendilerine zulmederler.” (Yûnus Suresi 44. Ayet)

 

Ve güz mevsiminin haşin tahribatı, hazin firak perdeleri arkasında, tecelliyât-ı celâliye-i Sübhâniyenin mazharı olan kış hadiselerinin tazyikinden ve tâzibinden muhafaza etmek için, nazdar çiçeklerin dostları olan nazenin hayvancıkları vazife-i hayattan terhisetmekle beraber, o kış perdesi altında nazenin, taze, güzel bir bahara yer ihzar etmektir.

 

Risale-i Nur Külliyatı / 18. söz / İkinci Nokta

 

 

2. Rahmetten Nasiplenelim

Yağmurun Allah’ın rahmetinin göstergesi olduğunu bilmeyen yoktur. Birçok rivayette de yağmurda duaların kabul olduğu belirtilmektedir. İmam Ali (radıyallahu anhu) şöyle buyuruyor: “Beş yerde dua etmeyi ganimet bilin: Kur’an okurken, ezan okunurken, yağmur yağarken, iki saf şehadet için karşı karşıya geldiğinde ve mazlum dua ederken; çünkü mazlum dua ettiğinde arştan hicap kaldırırlır.” (İntişarat-ı Kitaphane-i İslamiyye, HŞ.1362) Fakat bizler özellikle de sağanak yağışlarda Allah’ın rahmeti yağıyor diyerek dua etmek yerine; bunu felaket olarak nitelendirip tüm hayatı felç ettiğini düşünürüz. Duanın yanı sıra Allah’ a hamd olsun demeli, rahmeti, bereketi üzerimize yağdırdığı için…” Biz, rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten bir su indirdik de onunla su ihtiyacınızı karşıladık. (Biz bunları yapmasaydık) siz onu (yeterli) suyu depolayamazdınız.” (Hicr Suresi 22. Ayet) Ayeti de şüphesiz Allah’ın rahmetinin göstergesidir.

 

Meselâ yağmur geliyor. Yağmurzâhiren intaç eden esbabhayvânâtı düşünüp, onlara acıyıp merhamet etmekten ne kadar uzak olduğu malûmdur. Demek,hayvânâtı halk eden ve rızıklarını taahhüt eden bir Hâlık-ı Rahîmin hikmetiyleimdada gönderiliyor. Hattâ yağmura rahmet deniliyor. Çünkü çok âsâr-ı rahmetve faideleri tazammun ettiğinden, güya yağmur şeklinde rahmet tecessüm etmiş, takattur etmiş, katre katre geliyor.

 

Risale-i Nur Külliyatı / 33. söz / Yirmi Yedinci Pencere

 

 

3. Tefekkür Edip Şükür Zikredelim

Bir metreküp karda 350 milyon tane olduğu tahmin edilmektedir. Her biri birbirinden farklı altıgenler… Yıllardır birçok bilim adamı kar tanecikleri ile ilgili araştırmalar yapmıştır. Bunlardan biri olan Amerikalı Wilson Bentley şöyle demektedir; ” Mikroskobun altında kar taneciklerinin mucizevi güzellikte olduğunu keşfettim. Bu güzelliğin başkaları tarafından görülmemesi büyük bir kayıp. Her kristal bir tasarım harikası ve hiçbir dizayn bir daha tekrarlanmıyor..” Bu manzara karşısında nasıl tefekkür etmeyiz. “Görmez misin ki Allah bir takım bulutları (çıkarıp) sürüyor; sonra onları bir araya getirip üst üste yığıyor. İşte görüyorsun ki bunlar arasından yağmur çıkıyor. O, gökten, oradaki dağlardan (dağlar büyüklüğünde bulutlardan) dolu indirir. Artık onu dilediğine isabet ettirir; dilediğinden de onu uzak tutar; (bu bulutların) şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri alır!” (Nûr Suresi 43. Ayet) Allahü  teâlânın yağmuru ve karı nasıl oluşturduğu ve bizleri mükâfatlandırdığını bilmeliyiz ve daima şükretmeliyiz.

 

Evet, hiçten, birden harika bir gürültüyle cevvi konuşturmak ve fevkalâde bir nur ve nar ile zulmetli cevvi ışıkla doldurmak ve dağvarî pamukmisâl ve dolu ve kar ve su tulumbası hükmünde olan bulutları ateşlendirmek gibi hikmetli ve garabetli vaziyetlerle baş aşağı gafil insanın başına tokmak gibi vuruyor, “Başını kaldır, kendini tanıttırmak isteyen fa’al ve kudretli bir Zâtın hârika işlerine bak. Sen başıboş olmadığın gibi, bu hadiseler de başıboş olamazlar. Herbirisi çok hikmetli vazifeler peşinde koşturuluyorlar. Bir Müdebbir-i Hakîm tarafından istihdam olunuyorlar” diye ihtar ediyorlar.

 

Risale-i Nur Külliyatı / 7. Şua / Âyetü’l Kübra / İkinci Mertebesinde

 

 

4. Tedbir Alıp Tevekkül Edelim

Haberlerde duyarız; “Sel can aldı, Kar tutkusu ölüm getirdi…” Peki hiç hata, ihmal yok mudur? Her şeyi kadere yorumlamak yanlış değil mi? En basit örnekleri ele alalım: Aracına kış lastiği takmayan ve karlı havada zincirsiz yola çıkan bir kişinin kazaya davetiye çıkarması ya da dere yataklarına yapılan imarların selden etkilenmesi ve bunun sonucunda oluşan can ve mal kayıpları. ” Ey iman edenler, tedbirinizi alın.” (Nisa Suresi 71. Ayet) Allah bizlere tedbir almayı emretmiştir. Gerekli tedbirleri aldıktan sonra Allah’ a tevekkül etmeli. Hata ve ihmallerle yanlış bir kader anlayışına ve yanlış tevekkül inancına sahip olmak cahillikten başka bir şey değildir.

 

Tevekkülesbabı bütün bütün reddetmek değildir.Belki, esbabı, dest-i kudretin perdesi bilip riayet ederek; esbabteşebbüs ise, birnevi dua-yı fiilî telâkki ederek, müsebbebatı yalnız Cenâb-ı Haktan istemek ve neticeleri Ondan bilmek ve Ona minnettar olmaktan ibarettir.

 

Risale-i Nur Külliyatı / 23. söz / Birinci Mebhas / Üçüncü Nokta

 

 

5. Hayrı Hatırlayalım

Hala donarak ölen insanların olduğu bir dünyada yaşıyorsak; bu bir şeyleri unuttuğumuzun göstergesidir. Sokakta yaşayan evsizler, kapısız, camsız, çatısız barakalarda yaşayanlar, yakacak hiç bir şeyi olmayanları hatırlamalı o sıcacık evimizde otururken… Hayır işleyip, sevap kazanmak içinde bu fırsatı iyi değerlendirmeli. ” Herkesin yöneldiği bir kıblesi vardır. (Ey müminler!) Siz hayır işlerinde yarışın. Nerede olursanız olun sonunda Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.” (Bakara 148. Ayet) Kar yağarken kahve fincanları ile evimizin penceresinden kar manzaralarının resimlerini çekip sosyal medyada paylaşmaktan daha önce sokakta yaşayanları, yoksulları hatırlayalım. Unutmayalım yardım edenin, Allah’ da yardımcısı olur.

 

Amma hasenat ve hayrat ise, madem ki vücudîdirler; kesb-i insanî ve cüz’-i ihtiyarî onlara illet-i mûcide olamaz. İnsan, onda hakikî fâil olamaz. Ve nefs-i emmaresi de hasenata tarafdar değildir, belki rahmet-i İlahiye onları ister ve kudret-i Rabbaniye icad eder. Yalnız insan, iman ile, arzu ile, niyet ile sahib olabilir. Ve sahib olduktan sonra, o hasenat ise, ona evvelce verilmiş olan vücud ve iman nimetleri gibi sâbık hadsiz niam-ı İlahiyeye bir şükürdür, geçmiş nimetlere bakar. Va’d-i İlahî ile verilecek Cennet ise, fazl-ı Rahmanî ile verilir. Zahirde bir mükâfattır, hakikatta fazıldır. Demek seyyiatta sebeb, nefistir; mücazata bizzât müstehaktır. Hasenatta ise sebeb Hak’tandır, illet de Hak’tandır. Yalnız, insan iman ile tesahub eder. “Mükâfatını isterim” diyemez, “Fazlını beklerim” diyebilir.

 

Risale-i Nur Külliyatı / 13. söz / On İkinci İşaret / Üçüncü Suâl

 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )