Nurdanhaber-Haber Merkezi
Polonya’nın başkenti Varşova’da yaşayan ve ticaretle meşgul Nur talebesi Necati Bey, kendisinden mal alan bir dükkanda iken namaz vaktinin geldiğini görür. Dükkan sahibi bir hanımefendidir. Kendisine namaz kılmasının lazım olduğunu söyler. O da yer gösterir. Bu arada Necati Bey’in hareketleri dükkan sahibi hanımı çok etkiler, kendisine benim hapiste bir oğlum var, onun da senin gibi olmasını istiyorum der. Necati bey kendisine, Polonya lisanına tercüme edilmiş bir risale verir oğluna göndermesini söyler ve gönderilir.
Üstadımızın dediği gibi “Risale-i Nur’daki hakikî teselliye mahpuslar çok muhtaçtırlar. Hususan gençlik darbesini yiyip taze ve şirin ömrünü hapiste geçirenlerin, Nurlara ekmek kadar ihtiyaçları var.” hakikatı burada da tahakkuk ediyor ve hapishane idarecilerince Risale-i Nuru alan Adrian’da müspet yönde olumlu gelişmeler gözlemlenir. Kısa zaman sonra hapiste olan Adrian iyi halden dolayı tahliye edilir ve Necati bey Adrianı alıp doğruca nur medresesine götürür. Orada kelime-i şehadet getirip Müslüman olur. İsminin bundan sonra Said olmasına karar verir. Said, şimdi kendi gibi hidayete muhtaç Polonyalı gençlere Risale-i nur vesilesiyle hizmet ediyor
Havadisi Nuriye