Katar meselesinde Türkiye çok güzel bir duruş sergilemiştir/sergiliyor.

Ama Ana muhalefet için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Her mesele de olduğu gibi bu meselede de milli duruş sergileyememiştir.

Katar bir İslam ülkesidir. Sadece İslam ülkesi olduğu için değil; maddi çıkarlarımız açısından da bakıldığında bu duruş doğru bir duruştur.

Dünyaya hükmeden hakim güçlerin dünyanın herhangi bir köşesinde bulunan bir malı veya serveti zayıf toplumlara ve ülkelere bedava vereceğini beklemek en hafif ifadeyle saflıktır.

Dünyanın hangi noktasında herhangi bir servet varsa orada kavga olduğu inkar edilemez bir gerçektir.

Güçlü ülkeler ve bu ülkelerdeki hakim Güçler gizli açık kavga etmekten çekinmemektedirler.

Biz de onlar gibi mi olalım? Elbette hayır. Onlar gibi olmadan adalet ve hakkaniyet içerisinde o değerlerden faydalanmayı bilmemiz gerekir.

Normal şartlarda hakkımız… Ancak bu hak bir şekilde gasp ediliyor. Daha geçen hafta; Suudi Arabistan ABD ile 250 milyar dolarlık anlaşma imzalıyor ve arkasından bizimle yapmış olduğu anlaşmaları iptal ediyor hem de 164 milyarlık yatırım anlaşması.

SİNGAPUR’DA İSLAMİYET VE RİSALE-İ NUR HİZMETLERİ…

Demek ki dost olmak müttefik olmak bir şeyi değiştirmiyor meseleyi çözmüyor.

Güçlü olmak ve doğru Politikalar üretmek ve cesur olmak gerekiyor.

Gelişen her hadisede korkarak geri çekilmek demek baştan kaybetmek anlamına gelir.

Diklenmeden uluslararası kurallara riayet ederek ülkemizin Maddi manevi çıkarlarını ön plana alarak Ulus’a yakışır bir şekilde dik durarak çaba harcamak en doğrusu.

Ülkemiz için; uzun senelerin tecrübesiyle buna uygun (bazı aksamalar olsa da) adımlar atıyor demek mümkün. Bu kadar çok şer güçlerinin olduğu bir ortamda başarı oranı yüksek diyebiliriz.

Nurettin Huyut
12.06.2017