Çöker akşam karanlığıyla keder;
Rûha haşyet verir şu mor tepeler.
Yaklaşır, yükselip de göklere yer.
Issız enginde kaybolur insan.
Âniden gök dolar bulutlar ile;
Girerek hızla bin garîb şekile,
Görünür en fakîr hayâle bile
Başka âlemlerin misâli bu an.
Nereden çıkdı şimdi? Kim bu nefer?
Hangi ilden gelir ki, tiğğ ü teber?
-: Yiğidim, söyle, şimdi kande sefer?
Bir beyaz kuş atın.. fakat, ne bu kan?
O yağız çehre; başda tolga – sarık.
Bir kılıç darbesiyle göğsü yarık.
Gök mü, kaftan mı böyle kıpkızarık?
Sanki yâkutla süslüdür mintan!
Atının nallarında bin şimşek
Doldurur âsumânı gürleyerek!
Kûs-i mehter olur akında yürek
Çok uzaklardan akseder: dan! dan!
Hasretiz, ey şehîd, geçen o güne;
Hakkı bayrak yapan şerefli düne.
Hakk için kan döküp de öldüğüne,
Hasretiz, ey şehîd, gazâya; inan!..
31.12.1973
Ekrem Kılıç