Rabb’im, ne güzeldir şu yaz günleri!
Çınlar çobanların kavallarında;
Ilık bir su gibi akşam üzeri.
Yoğunlaşır hayat, çam dallarında.
Gecenin o sesi, kuşun türküsü
Çınlar biteviye ufuklarında;
Çekirge, kurbağa, cırcır ötüşü:
Pastoral senfoni, göl kenarında.
Yıldızlar göz kırpar, sular parıldar.
Hafif de bir rüzgâr eserse eğer,
Söğüt boyun eğer; kavak el çırpar.
O bir yaz gecesi bin yıla değer.
Havada asılır verilen nefes;
Beden uçar gibi, denizde gibi…
Daha hafif, rüzgâr, daha hafif es!
Ürpertme sevgiyle çarpan kalbimi…
Ayın etrâfını çevirmiş hâle;
Gülümser kâinât, bir güzel ağız.
En parlak lâcivert asılmış göğe.
Bir gün göklere de kavuşacağız…
Bu güzel gecede canımı vermek,
Bir melek yanında semâda koşmak,
Bir yıldızdan bakıp dünyâyı görmek,
Rabb’im, dileğimdir Sana kavuşmak!
Abdulkadir Bilgici