Nurdan Haber

Üstadın eneye “elif”, tahavvülat-ı zerrata ise “nokta” demesinin hikmeti nedir?

Üstadın eneye “elif”, tahavvülat-ı zerrata ise “nokta” demesinin hikmeti nedir?
25 Kasım 2017 - 4:00

Cenab-ı Hak insana bir benlik, bir nevi hürriyet vermiştir ki, Cenab-ı Hakkın rububiyetine ait evsafı bilmek için mevhum, farazî bir vahid-i kıyasî yapsın.
Mahiyet-i beşerde pek ince bir ip, insanın vücudunda şuurlu bir kıl, şahsın kitabında bir elif kıymetinde ve miktarında olan ene‘nin iki vechi vardır. Biri hayra bakar. Bu vecihle yalnız kabil-i feyizdir, fâil değildir. Diğer veçhi ise şerre bakar. Bu vecihle kendisini fâil bilir.(Mesnevî-i Nuriye – Şemme)

Üstadımız ene için “mahiyet-i beşeriyede ince bir ip” diyor. Önce buna bakalım. İp insan mahiyeti için neyi ifade ediyor. Sanırım bu mecazi bir cümle ve ip insan mahiyeti için kurtuluşu ifade ediyor olmalıdır. Yani Ene insan mahiyeti için ince bir ip ile verilen mesaj bu ipe insan nübüvvet cephesinden yapışırsa kutuluşa erebilir.

Yine Üstad ene için “insanın vücudunda şuurlu bir kıl” tabirini kullanıyor. Demek ene şuur ile kullanılırsa ve gafletten sıyrılırsa Enbiyanın yolunu şuur ile idrak edebilirse yine kutuluşa erebilir.

Üstad ene için üçüncü olarak “şahsın kitabında bir elif kıymetinde ve miktarında ” cümlesini kullanır. Burada ise şahsın yani insan kitabının basit olmadığı ve nasıl ki elif Kur’anın giriş harfi ise ve bu harf ile Kur’an kıraatine başlanılıyor ve diğer harflerin mahiyeti anlaşılıyor ve elifin üzerine bina ediliyorsa ene de insan denilen kitab-ı samadaniyenin elifi hüknündedir. İnsanda kendine dercedilen ene elifi ile kendini ve kainatı okuyabilir ve Rabbini bilebilir. Böylece marziyat-ı ilahi ene elifinin istimali ile tahakkuk edebilir.

Nasıl ki insan kendi alemini ene ipi, şuurlu kılı ve elif kıymetinde ve miktarında kabul ediyor ise ve bunların istimali ile insan ve kainat okunacaksa, kainatın okunması da zerre ile olmalıdır. Çünkü kainat zerre üzerine teşekkül ettirilmiştir. Zaten zerrenin kuyusuna inildiğinde bir enerjiye ulaşılıyor ki işte o enerji Nur-u Muhammedi(asm)’dir. Kainat zerre olan ve kainatın çekirdeğini teşkil eder Nur-u Muhammadi(asm) üzerine yaratılmıştır. Çünkü “kainatın çekirdeği Nur-u Muhammedi(asm), kainatın neticesi Zat-ı Muhammedi(asm)’dir.” Demek ki insandaki ene ile kainattaki zerreye ulaşmak maksad olmalıdır. Yani sır ene ve zerrededir. 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )