Nurdan Haber

Mürtedlere karşı müdafaa etmek için hapiste kalmak lâzımdır

Mürtedlere karşı müdafaa etmek için hapiste kalmak lâzımdır
15 Aralık 2017 - 3:15

On Üçüncü Şuâ

Üstadın talebelerine gönderdiği gayet kıymettar, nurlu mektuplardır. Risale-i Nur’un parlak mücahedatını bu samimi mektuplar gayet parlak gösteriyorlar.

Üçüncü Nokta: Zaten meseleyi uzatacak ehemmiyetli kitapları ve evrakları ve müdafaaları dahi Ankara’ya göndereceğini, mahkeme reisi o gün söyledi. Elbette şimdi yetişmiş. Şimdi benim muntazam ve izahlı iki müdafaanamem gitse belki meseleyi çabuk halleder, mesele uzanmaz, tacil eder, çabuk aile sahipleri kurtulurlar. Fakat ben ve benim gibi alâkasızlar kurtulmaya değil belki hakaik-i imaniyeyi mülhidlere, mürtedlere karşı müdafaa etmek için en müsait bir yer olan hapiste kalmak lâzımdır.

Dördüncü Nokta: Risale-i Nur beraet etmezse ve benim müdafaatım nazara alınmazsa; faydasız, zahirî inkârınız sizi kurtarmayacak. Vahdet-i mesele haysiyetiyle biz birbirimizle bağlanmışız, yalnız münasebetleri pek az bulunan bir kısım arkadaşlar kurtulabilirler. Eskişehir Mahkemesi, bunu bilfiil gösterdi.

Bir seneden beri, gayet dikkatle içimize casusları sokan ve safdil ve cüretkâr talebelerin ifşaatını zapt eden ve bi’l-iltizam bizi perişan ve mesleğimizden pişman etmek için her vesileyi istimal eden, hattâ aleyhimize Şeyh Abdülhakîm’i sevk ettikleri halde, onu ve Şeyh Abdülbâki’yi ve bana ara sıra itiraz eden Şeyh Süleyman’ı bizim gibi perişan eden adamlara karşı inkârlarınız ve kaçmanız, onların kanaat-i vicdaniye dedikleri düşüncelerinde beş para etmez ve Eskişehir’de dahi etmedi.

Beşinci Nokta: Biz hem burada hem Eskişehir’de tecrübe ile kat’î anladık ki: Biz, vahdet-i mesele cihetiyle tam bir tesanüde şiddetle muhtacız. Sıkıntıdan gelen gücenmekler ve titizlikler ve itirazlar, bizim perişaniyetimizi ikileştirir. Maatteessüf en ziyade güvendiğim ve itimat ettiğim, sizlerdiniz. Bazı hatırıma bir telaş geldiği vakit, İstanbul’dan gelen kâmil ve sıddık hocalar ve Kastamonu vilayetinde fevkalâde sadakat gösteren zatları tahattur ile o endişem zâil olurdu. Dikkat ediniz, küfr-ü mutlakı müdafaa eden gizli komite içinize parmak sokmasın. Benim komşudaki koğuşa parmağını soktu, beni azap içinde bıraktı.

Şimdi siz, mabeyninizde münakaşasız bir meşveret ediniz. Kararınızı kabul ederim. Fakat benim müdafaatım tâ Ankara’ya gitse ve medar-ı nazar olsa buradaki mahkeme, kurtulması mümkün olanlar hakkında kararını vermek ihtimalini hem şimdi bizimle uğraşan ve Abdülbâki ve Abdülhakîm ve Hacı Süleyman’ı nefyeden ve Yeşil Şemsi’yi tahliyeden sonra burada durduran adamlar, elbette Hâfız Mehmed ve Seyyid Şefik gibi salabet-i diniyeleri ile ve onların ölmüş reislerine ve suretine baş eğmemesiyle ve ilhad ve bid’alara taraftarlıklarını göstermemesiyle beraber, serbest bırakmamak ihtimalini de hem Risale-i Nur’un tesettür perdesinden çıkıp gayet büyük ve umumî bir meselede kendi kendine merkezlerinde mübarezesi zamanında şakirdlerini arkasında bulmak ve kaçmamakla sarsılmaz ve mağlup olmaz bir hakikate bağlandıklarını mütereddid ve mütehayyir ehl-i imana göstermesi gayet lüzumlu olduğunu dahi nazarınıza ve meşveretinize alınız. Sakın sakın birbirinizin kusuruna bakmayın; hiddet yerinde hürmet ediniz, itiraz yerinde yardım ediniz.

***

Aziz, sıddık ve sadık kardeşlerim!

Ben birkaç gündür bir duamı değiştirdim. Şimdiye kadar bazen yüz defa tekrar ile وَاغْفِرْ veya وَفِّقْ gibi dualarda طَلَبَةَ رَسَائِلِ النُّورِ الصَّادِقٖينَ cümlesinden الصَّادِقٖينَ kelimesini kaldırdım; tâ ki ruhsatla amele kendini mecbur bilen ve sıkıntının verdiği evham ve meyusiyet cihetiyle, zahirî inkâr ve çekinmekle azîmetli sadakate muhalif hareket eden kardeşlerimiz o dualardan mahrum kalmasınlar.

***

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ

Aziz kardeşim Hâfız Ali!

Hastalığına merak etme. Cenab-ı Hak şifa versin, âmin! Hapiste her bir saat ibadet on iki saat ibadet yerinde bulunmasından çok kârlısın. İlaç istersen bir kısım dermanlar bende var, sana göndereyim. Zaten ortalıkta bir hafif hastalık var. Ben mahkemeye gittiğim gün, herhalde hasta oluyorum. Belki sen bana yardım etmek için eski zamanda birbirinin bedeline hasta olması ve ölmesi gibi hârika fedakârlık gösteren zatlar gibi benim bir parça rahatsızlığımı aldın.

***

Kaynak: Hizmet Vakfı

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )