Nurdan Haber

Bediüzzaman hakkındaki iftiralara cevap

Bediüzzaman hakkındaki iftiralara cevap
02 Mart 2018 - 6:15

Açık bir iftira ile efkâr-ı ammeyi kin ve düşmanlığa sevk etmeye çalışan, cemiyetin sükûn, itidal ve istikametini kara kalemi ile bozmaya çalışan bir müfterinin: “Vatan haini Said Nursi okullarımıza girdi” yazısına cevabımızdır:

  1. Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin sergilediği hayatı, ef’al ve hareketi, meslek ve meşrebi, tarz ve üslubu güneş gibi parlak, süt gibi temiz, su gibi safi ve berraktır. Bu hakikat, bütün ehl-i hamiyet, ehl-i tahkik, akl-ı selim,  meslek ve meşrebinin takipçisi olan milyonlarca Nur talebelerinin ikrar ve beyanıyla sabittir. Elhamdülillah, bu hakikat ve bu tarihi gerçek, devletimiz ve hükûmetimiz tarafından da açık bir dil ile beyan edilmiştir. Özellikle aziz, çok değerli, kıymetşinas, hakperest, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından müteaddit yerlerde ve müteaddit şekillerde beyan edilmiş, çok değerli Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım ve çok kıymetli Meclis Başkanımız İsmail Kahraman’ın beyan ve ifadeleri de aynı hakikati teyid ve tasdik etmişlerdir.

Bu müfterinin yalan ve ifsatlarına, hükûmetin dili ile ve hükûmetin gözü ile baktığımızda ne kadar kasıtlı olduğu ortaya çıkmaktadır.  Evet, şimdi kime itibar edeceğiz bu mahlûka mı, yoksa devletimize, hükûmetimize, akl-ı selime, vicdan-ı umumiye, kalbi külliye mi?

  1. Bediüzzaman Said Nursi hazretlerin 90 yıla yakın hayatının şehadetiyle sabittir ki, Onun bütün derdi, çilesi, davası, sevdası İslam’dır, Kur’an’dır, imandır.  O bu asırda en büyük ve en müstesna bir mücahid-i İslam, en büyük bir fedai-yi Kur’an’dır.  Dar akıllar, karanlık kalpler, habis ruhlar, müşevveş vicdanlar, kirli eller o müstesna fedakârlığı, anlayamazlar, hazmedemezler. Muhatap da olamazlar.

İşte şu cümleler, onun yüksek hamiyetini, saffet ve samimiyetini, fedakârlık ve hasbi gayretini ne güzel ifade etmektedir:

“Bana ıztırab veren, yalnız İslâm’ın mâruz kaldığı tehlikelerdir. Eskiden tehlike hariçten gelirdi; onun için mukavemet kolaydı. Şimdi tehlike içeriden geliyor. Kurt, gövdenin içine girdi. Şimdi, mukavemet güçleşti. Korkarım ki cemiyetin bünyesi buna dayanamaz.. Çünkü düşmanı sezmez. Can damarını koparan, kanını içen en büyük hasmını dost zanneder. Cemiyetin basiret gözü böyle körleşirse, iman kalesi tehlikededir. İşte benim ıstırabım, yegâne ıstırabım budur. Yoksa şahsımın mâruz kaldığı zahmet ve meşakkatleri düşünmeğe bile vaktim yoktur. Keşke bunun bin misli meşakkate mâruz kalsam da îman kalesinin istikbali selâmette olsa!”

“Beni, nefsini kurtarmayı düşünen hodgâm bir adam mı zannediyorlar? Ben, cemiyetin îmanını kurtarmak yolunda dünyamı da feda ettim, âhiretimi de. Seksen küsûr senelik bütün hayatımda dünya zevki namına bir şey bilmiyorum. Bütün ömrüm harp meydanlarında, esaret zindanlarında yahut memleket hapishanelerinde, memleket mahkemelerinde geçti. Çekmediğim cefa, görmediğim eza kalmadı. Divan-ı harplerde, bir câni gibi muamele gördüm; bir serseri gibi memleket memleket sürgüne yollandım. Memleket zindanlarında aylarca ihtilâttan menedildim. Defalarca zehirlendim. Türlü türlü hakaretlere mâruz kaldım. Zaman oldu ki hayattan bin defa ziyade ölümü tercih ettim. Eğer dinim intihardan beni menetmeseydi, belki bugün Said topraklar altında çürümüş gitmişti.”

“İşte benim bütün hayatım böyle zahmet ve meşakkatle, felâket ve musibetle geçti. Cemiyetin îmanı, saadet ve selâmeti yolunda nefsimi, dünyamı feda ettim. Helâl olsun. Onlara beddua bile etmiyorum. Çünkü bu sayede Risale-i Nur, hiç olmazsa birkaç yüzbin, yahut birkaç milyon kişinin -adedini de bilmiyorum ya, öyle diyorlar. Afyon Savcısı beşyüz bin demişti. Belki daha ziyade- îmanını kurtarmağa vesile oldu. Ölmekle, yalnız kendimi kurtaracaktım, fakat hayatta kalıp da zahmet ve meşakkatlere tahammül ile bu kadar îmanın kurtulmasına hizmet ettim. Allaha bin kere hamdolsun.

Sonra, ben cemiyetin îman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur’ân’ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül gülistan olur.”

  1. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, bütün hayatı boyunca asayişe bizzat kuvvet vermiş, “müsbet hareketi” kendisine meşrep ve meslek ittihaz etmiş en ciddi, samimi, halis bir vatanperver ve bu vatanın en halis ve hasbi bir evladıdır. Onun en son dersi “müsbet harekettir”.

Biz, îmanı kurtarmak ve Kur’an’a hizmet için Mekke’de olsam da buraya gelmek lâzımdı. Çünkü en ziyade burada ihtiyaç var. Binler ruhum olsa, binler hastalıklara müptelâ olsam ve zahmetler çeksem yine bu milletin îmanına ve saadetine hizmet için burada kalmağa Kur’an’dan aldığım dersle- karar verdim ve vermişiz.

Bu ifadeler,  Onun fedakârlığını ne güzel ifade etmektedir. Nitekim bir yetkiliye hitaben söylediği şu cümleler, onun müspet hareket noktasında yaptığı hizmetleri açık bir biçimde kör gözlere bile göstermektedir:

“EĞER BİN MÜDDE-İ UMUMİ VE BİN EMNİYET MÜDÜRÜ KADAR BU MEMLEKETTE EMNİYET-İ UMUMİYEYE HİZMET ETMEMİŞ İSEM-ÜÇ DEFA- ALLAH BENİ KAHRETSİN!”

ELHASIL, Hiçbir kirli el, O’nu kirletemez. Hiçbir müfteri ağız onu susturamaz. İftira ve yalanlarla ifsat edenler, iç dünyası karanlık olanlar ancak içlerindeki bulanıklığı kusmuş olurlar. O kadar!”

Risale-i Nur Meşveret Cemaati

Kaynak: Nurdan Haber          

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )