Nurdan Haber

Ene’lerin cirit attığı meydan

Ene’lerin cirit attığı meydan
04 Eylül 2015 - 7:49

“Yorum” kelimesinin Risale-i Nur’da yer almaması bir yana, herkes tarafından bilinen anlamı da “yorumlama” işine şüpheyle yaklaşmamız gerektiğini ayrıca gösteriyor. Kubbealtı Yayınlarının Misalli Büyük Türkçe Sözlüğünde “yorum” kelimesi şu tanımlarla açıklanmış:

1. Bir metin, olay veya konuşma hakkında belli bir görüşe göre yapılan açıklama, tefsir.
2. Bir şeyden bir anlam çıkarma, o şeyi kendine göre değerlendirme. (Yorumlar bu birliğin hızla gelişeceği noktasında birleşmektedir. – Tarık Buğra.)
3. (musiki ve tiyatro eserleri hakkında:) Bir eseri kendi anlayış ve duyuşuna görekendine has bir üslûpla icra veya temsil etme.

Sayılan maddelerden bizimle ilgili olan birinci madde olmakla birlikte, diğerlerinde de “yorum”u “yorum” yapan ortak özellik hemen dikkati çekiyor:

“Belli bir görüşe göre” yapılan açıklama, “kendine göre” değerlendirme, “kendi anlayış ve duyuşuna göre” icra veya temsil etme.

Yorumculuğun dayanılmaz cazibesi

“Kitabı okuyun” dendiğinde, okuyucu ile kitap karşı karşıya gelmiş olur. Yorumlandığında ise, artık konuşan kitap değil, kitabı yorumlayan kişinin anlayışı, bakış açısı, değer hükümleridir. Okuyucu, yorumda kitabı görse bile başka bir renk altında görür. Fakat bunda yorumcu açısından son derece çekici bir taraf da vardır:

Yorumculuk, ene’lerin cirit attığı bir meydandır. O meydanda kişi kendi varlığını gösterme fırsatını bulur. Çenesinin gücüne ve birtakım imkânları kullanma kabiliyetine göre nüfuz ve şöhret kapıları kendisine açılır. Bu arada, bir taraftan yorumladığı kaynağın itibarından yararlanarak kendisine bir kazanç sağlarken, bir taraftan da kaynağı kendi arzusuna göre biçmek ve hoşlanmadığı tarafları keyfine uygun bir şekilde tadil etmek imkânına kavuşur.

Bu sadece Risale-i Nur’a has bir durum değildir. Mevlânâ’nın yahut Yunus’un yorumcular elinden çektiğini dünyada pek az insan çekmiştir. Günümüzdeki yorumcu yoğunluğu içinde bu büyük zatların gerçek irşadlarına ulaşabilmek ve onları hakikî şahsiyetleriyle tanımak kaç kişiye nasip olabiliyor? Bu âlemde kim insanlar arasında bir fikir veya sanat eseriyle haklı bir şöhrete kavuşmuşsa, yorumcu taifesinden de o şöhrete münasip büyüklükte bir musibeti üzerine çekmiş olur.

Kur’ân niyetine yorum dinliyoruz

Fakat bütün bunların çok, ama çok daha kötüsü, Kur’ân söz konusu olduğunda karşımıza çıkıyor. Ve birçoğumuz, sayısını Allah’tan başka kimsenin bilemeyeceği kadar kalabalık bir yorumcu güruhunun hevâ ve heveslerinin mahsulâtını Kur’ân niyetine dinliyor ve okuyor. Onun içindir ki, herkes hayatın merkezine Kur’ân’ı almaktan söz ediyor, herkes Kur’ân’ı okuyor ve anlatıyor, herkes yekdiğeri aleyhindeki iddialarına Kur’ân’dan deliller getiriyor, fakat tefrika ve ihtilâflar gün geçtikçe azalacağına artıyor.

Herkesin elinde Kur’ân olduğuna ve herkes birbirine Kur’ân ile hücum ettiğine göre, dışarıdan bakan bir kimse bundan “Demek ki bütün ihtilâfların kaynağı bu kitapmış” sonucunu çıkaracak olsa haksız mı düşer?

Evet, haksız düşer. Çünkü ihtilâfların kaynağı Kur’ân’ın kendisi değil, herkesin ayrı ayrıKur’ân olarak algıladığı şeydir. Fırkaları birbiriyle Kur’ân çarpıştırmıyor, Kur’ân’ın yorumlarıçarpıştırıyor.

Burada, “Nasıl bu konuma geldik? Nasıl bu durumdan çıkarız? Kur’ân yorumlanmayacak mı?” gibi sorular karşımıza çıkıyor. Bunlara da sırasıyla temas ederek asıl konumuza geleceğiz inşaallah.

 

 

 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )