Nurdan Haber

BEDİÜZZAMAN GIYBET EDİYORSUN DİYE TALEBESİNİ İKAZ EDİNCE…

BEDİÜZZAMAN GIYBET EDİYORSUN DİYE TALEBESİNİ İKAZ EDİNCE…
02 Ekim 2016 - 7:56

BEDİÜZZAMAN GIYBET EDİYORSUN DİYE TALEBESİNİ İKAZ EDİNCE…

Said Nursi hazretlerinin senelerce arkasında namaz kıldığı Emirdağ Çarşı Camii İmamı Hafız Namık Şenel anlatıyor:

“Emirdağ’ın Piribeyli köyünde Hacı Hüseyin Efendi vardı; müderris, âlim… Oğlu Süleyman Tanrıkulu, Yunak Müftülüğü yapmıştı…

“Bir gün Mustafa Acet Ağabey Emirdağ’ından bu köye gidecek… Üstad’a uğradı… Üstad Hazretleri:

– “Orada Hacı Hüseyin Efendi var, selam söyle, o benim kardeşimdir” dedi. Mustafa Ağabey de:

– “Efendim, o Risale-i Nur’un aleyhindedir” diye bir cevap verdi. Üstad:

– “Sen benim kardeşimi gıybet ediyorsun, aramızı bozuyorsun…” deyip hiddet etti…

Bu hadise Müderris Hüseyin Efendi’nin kulağına gitmiş…

Hüseyin Efendi, babamın ahbabı olduğundan Emirdağ’ına geldi mi bizde misafir kalırdı. Beni de severdi. Bana:

– “Hafız sana bir şey soracağım, ama dosdoğru söyleyeceksin. Böyle, böyle bir hadise olmuş. Bediüzzaman benim için böyle demiş. Bu hadise nasıl oldu?” diye sordu. Ben de:

– “Evet… Üstad bunları söylerken orada ben de vardım” dedim. Müderris Hüseyin Efendi:

– ‘Ben müvesvis bir adamım. Ne zaman, zamanın mürşid-i kâmilini görmek için rüyaya yatmışsam, Bediüzzaman al bir ata binmiş hep karşıma çıkmıştır. Ama ah! Bendeki bu müvesvis kafa… –kafasına yumrukla vurdu– Sünnetten iki noksanı var (evlenmedi ve sakal bırakmadı) diye vesvese ettim… Onlar, (Bediüzzaman’ı tanımadan itiraz edenler) benim bildiğimi bilseler, her gün Bediüzzaman’ın ayağının altını öperlerdi’ dedi. Hakperestlik yaptı…”

Ömer Özcan, Ağabeyler Anlatıyor – 4

Emirdağlı iki imam; Hattat Mustafa Acet ve Hafız Namık Şenel

(Fotoğraf 1955 yılına aittir)

Merhum Mustafa Acet (solda): Emirdağ İncili Camii imamı. Said Nursi hazretlerinin en yakın hizmetlerini görmüş sadık bir talebesidir, hattattır

Merhum Namık Şenel (sağda): Emirdağ Çarşı Camii imamıdır. Said Nursi Hazretleri de arkasında namaz kılmıştır. Sadık bir nur talebesidir

* * *

BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİ SAKAL BIRAKMAMA VE EVLENMEME SEBEBİNİ ŞÖYLE İZAH ETMEKTEDİR:

Sakal mes’elesi ise: Bu bir sünnettir, hocalara mahsus değil. Bu millette yüzde doksan sakalsız olanların içinde küçükten beri sakalsız bulundum. Bu yirmi senedir bana resmî hücumlarda bazı arkadaşlarımın sakallarını kestirmeleriyle, benim sakal bırakmadığım bir hikmet, bir inayet-i İlahiye olduğunu isbat etti.

Eğer sakal olsaydı traş edilseydi, Risale-i Nur’a büyük bir zarardı. Çünkü ölecektim, dayanamayacaktım. Bazı âlimler “Sakalı traş etmek caiz değildir” demişler. Muradları sakalı bıraktıktan sonra traş etmek haramdır demektir. Yoksa hiç bırakmayan, bir sünneti terketmiş olur. Fakat bu zamanda, dehşetli pek çok günah-ı kebireden çekinmek için, bu terk-i sünnete mukabil, Risale-i Nur’un irşadıyla, yirmi sene haps-i münferid hükmünde işkenceli bir hayat geçirdik; inşâallah o sünnetin terkine bir keffarettir.

(Emirdağ Lâhikası-49)

* * *

Birincisi: Kırk seneden beri gayet dehşetli bir zındıka hücumu karşısında, her şeyini feda edecek hakikî fedakârlar lâzım geldiği bir zamanda, Kur’an-ı Hakîm’in hakikatına, değil dünya saadetimi, belki lüzum olsa âhiret saadetimi dahi feda etmeye karar verdim. Değil bir sünnet olan muvakkat dünya zevcelerini almak, belki bu dünyada on huri de bana verilse idi, bırakmaya mecburdum ki; ihlas-ı hakikî ile hakikat-ı Kur’aniyeye hizmet edebileyim. Çünki bu dehşetli dinsizlik komiteleri, öyle dehşetli hücumları ve desiseleri yapıyorlardı ki, bunlara karşı gelmek için a’zamî fedakârlık yapmak ve harekât-ı diniyesini rıza-i İlahî’den başka hiç bir şeye âlet yapmamak lâzım geliyordu.

Bîçare bir kısım âlimler ve ehl-i takva insanlar, çoluk-çocuğunun maişet derdi için bid’alara fetva verdiler veya tarafdar göründüler. Hususan din derslerini kaldırıp Ezan-ı Muhammedî’yi kaldırmak gibi dehşetli hücumlara karşı, a’zamî fedakârlık ve a’zamî sebat ve metanet ve herşeyden istiğna etmek lüzumu karşısında, ben bir sünnet-i seniye olan evlenmek âdetini terkettim ki; tâ çok haramlara girmeyeyim ve çok vâcibleri ve farzları yapabileyim. Bir sünnet yüzünden yüz günaha girilmez. Çünki o kırk sene zarfında birtek sünneti yerine getiren bazı hocalar, on kebaire ve haramlara girmeye, bir kısım sünnet ve farzları bırakmaya kendilerini mecbur bildiler.

(Hanımlar Rehberi-26)

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )