Nurdan Haber

Cihad – 2

Cihad – 2
05 Temmuz 2018 - 7:30

Bu yazı serimizde Allah’ın izin ve tevfikiyle Cihâd meselesini ele alacağız. Cenabı Hak Adem (as)’a Peygamberlik vazifesini vermesiyle beraber, iyiliyi emretmesini ve kötülüğü önlemesini ona ve devamında gelen bütün Peygmber’lere emr etmiştir. Bu vazifeyi yaparlarken önce tebliğ ve nasihat etmelerini sonrada gerektiğinde fiilen savaşmalarını farz kılmıştır. Yazı serimizde Cihâd’ın sözlük ve terim anlamından başlayacağız, devamında Cihâdın çeşitleri, aşamaları, gayesi, hedefi, nasıl ve kimlere farzı ayn veya kifaye olduğunu inşallah ayrı ayrı anlatmaya çalışacağız.

*** Cihâdın çeşitleri;***

İslam dininde cihâd, maddi, İlmi ve manevi olmak üzere üç kısma ayrılır:

1) Maddi cihâd: Kur’ân’ın hâkimiyyeti için hâricî düşman olan kâfirlere karşı silâhla yapılan cihâddır. Cihâdın birinci kısmını emreden bir çok âyeti kerimeyi ve Hadisi şerifleri, fıkhi hükümleriyle beraber ilerideki makalelerimizde ele alacağız.

2) İlmi cihâd: Dahili düşman olan münafıklara karşı ilim ve hikmetle onları hakka davet etmek ve irşâda muhtaç mü’iminlere vaaz, nasihatle veya zamanın gerektirdiği eserleri telif etmekle metoduyla yapılan mücâhededir.

3) Manevi Cihâd: Her Mü’iminin kendi nefsine karşı yapması gereken mücâhadedir.

Şimdi ilmi ve manevi Cihâdı ele alacağız.

İlmi Cihâd:

İkinci kısım cihâdı emreden âyet-i kerime.

وَمَا كَانَ الْمُؤْمِنُونَ لِيَنْفِرُوا كَافَّةً فَلَوْلَا نَفَرَ مِنْ كُلِّ فِرْقَةٍ مِنْهُمْ طَائِفَةٌ لِيَتَفَقَّهُوا فِىالدّينِ وَلِيُنْذِرُوا قَوْمَهُمْ اِذَا رَجَعُوا اِلَيْهِمْ لَعَلَّهُمْ يَحْذَرُونَ

Bütün mü’minler, birden toplanıp savaşa çıkmaları doğru değildir. Her kabîleden bir kısım savaşa gitmeli, onlardan bir kısmı da dîn ilimlerini öğrenmek ve kabîleleri savaştan kendilerine döndüğü zamân, onları Allâh’ın azâbıyla korkutmak için geri kalmalıdır. Olur ki, Allâh’ın azâbından sakınırlar. (Tevbe sûresi, 122)

Bu âyet-i celîle, Müslümanların mükellef olduğu iki kısım cihâdı ifâde ediyor: Biri maddî cihâddır ki; Müslümanlardan bir kısmının Kur’ân’ın hakimiyeti için kafirlerle savaşmasıdır. Diğeri ise ilmi ve manevi cihâddır ki; Müslümanlardan bir kısmının ilim tahsilinde bulunması, dahil-i İslam’da bulunan münafıkları delillerle susturması ve mü’minlere karşı emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker vazîfesini edâ etmesidir. (İman edenlere hakkı anlatmak ve günahtan sakınmaları için nasihat etmek)

وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ اُمَّةٌ يَدْعُونَ اِلَى الْخَيْرِ وَيَاْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَروَاُولئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

Sizden hayıra çağıran, iyiliği emredip, kötülüğü men eden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir”. (Âli Îmrân sûrei, 104)

Bu âyet-i kerime ise müstakil olarak ilmi ve manevi Cihâdı emreder. Yine Peygambe (ASM) muhtelif hadisi şeriflerle bizlere maddi, manevi ve ilmi Cihâdı emreder. Manevi ve İlmi Cihâdı emreden hadisler;

Peygamber (ASM) şöyle buyuruyor; “Şübhe­siz k,i mü’min, kılıcı ve dili ile cihâd eder.” (Ahmed b. Hanbel, 6/ 387)

İmam Rabbânî, manevi cihâdın bu bölümünü şu veciz ifadeleriyle şöyle beyan etmektedir: “Bugün sizin söz ile yapdığınız cihâd, cihâd-ı ekberdir. Size nasîb olan bu ni’metin kıymetini biliniz. Var kuvvetiniz ile dîn düşmânlarını rezîl edip, hakkı söylemeğe çalışınız! Bu söz ve kalem ile olan cihâdı, kılınç ile olan cihâddan dahâ kârlı biliniz!

Dâr-ı İslâm’da Müslümânların, bâhusûs ulemânın dâhilî cihâdı, ilmen ve kalemledir. İslam beldelerinde Müslümanların, özellikle alimlerin kendi ülkelerinde yaşayan insanlara karşı yapacakları Cihâd, ister Müslüman olsunlar ister gayri müslim olsunlar farketmez onlara kılıç çekilmez, silaha başvurulmaz sadece ilimle ve nasihatladır.

Bedîüzzamân Saîd Nursî bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Hâricî tecâvüze karşı kuvvetle mukábele edilir. Çünkü düşmanın malı, çoluk-çocuğu ganîmet hükmüne geçer. Dâhilde ise öyle değildir. Dâhildeki hareket; müsbet bir şekilde, ma’nevî tahrîbâta karşı ma’nevî, ihlâs sırrı ile hareket etmektir. Hariçteki Cihâd başka, dâhildeki Cihâd başkadır. Şimdi milyonlar hakikî talebeleri Cenab-ı Hak bana vermiş. Biz bütün kuvvetimizle dâhilde ancak asayişi muhafaza için müsbet hareket edeceğiz. Bu zamanda dâhil ve hariçteki Cihâd-ı maneviyedeki fark, pek azîmdir.” (Emirdağ Lahikası, s 241)

Gelecek makalemiz Ma’nevi cihâd hususunda olacak inşallah.

Selam ve du’a ile Allah’a emanet olun.

 

  1. BÖLÜM

 

 

 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )