Nurdanhaber – Ömer Sevinçgül
- Eğitimde Rehberimiz: Efendimiz (1)
- Eğitimde Rehberimiz: Efendimiz (2)
- Eğitimde Rehberimiz: Efendimiz (3)
- Eğitimde Rehberimiz: Efendimiz (4)
- Eğitimde Rehberimiz: Efendimiz (5)
Sürekli dört duvar arasında geçen eğitim öğrenciyi usandırır, bunaltır.
Bunu gayet iyi bilen Efendimiz, eğitimi hayata yaymıştır.
Nebevi modelde hayat içi eğitim ve öğretimin önemli yeri vardır.
Hazreti Peygamber, dersini bitirince evine kapanan bir hoca olmamıştır.
Bazı özel vakitleri dışında sürekli sahabileriyle beraber olmuştur.
Birlikte yemek yemiş, hendek kazmış, mescit inşaatında çalışmış, sefere çıkmış, arkadaşlarının kederlerini, sevinçlerini paylaşmıştır.
Bu faaliyetler esnasında, yeri geldikçe, gerek tavırları, gerekse sözleriyle eğitime devam etmiştir.
Resulullah’ın özel hayatı bile dışarıya aksetmiştir.
Aynı zamanda birer sahabi olan hanımları, onun evdeki mahrem hayatını edebe uygun biçimde müminlere anlatmışlardır.
En çok hadis rivayet eden sahabilerden biri de Hazreti Ayşe annemizdir.
Hanımları bu mühim vazifeyi yapmamış olsalardı dinin neredeyse yarısı saklı kalacaktı.
Evet, Efendimiz hayatın her anında eğitir, öğretir, fakat bunu yaparken sistemli eğitimi ihmal etmez.
Mescidi aynı zamanda medresesi, okulu, sınıfıdır.
Minberi, ilim kürsüsüdür.
Mescidin yanı başındaki sofada bekâr sahabiler kalmaktaydı.
Bunlara ‘Suffe Sahabileri’ denir.
Bu sahabilerin işi, Kurán ve hadis öğrenmek, iman hakikatlerini tebliğ etmek, gerektiği zaman da cihada gitmekti.
Mescid-i Nebevi, bir bakıma, İslam toplumunun ilk yatılı üniversitesiydi.
‘Suffe Sahabileri’nin önemi büyük olmakla birlikte, Efendimizi dinleyenler sadece onlardan ibaret değildi.
Bütün sahabiler fırsat buldukça ziyaretine gelir, derslerini alırlardı.
Efendimizin her günü namaz vakitleriyle dilimlenmişti.
Namaz aralarında yapacakları belliydi.
Mühim bir hadise olmadığı sürece programı değişmezdi.
Haftanın cuma gününü ve her günün sabah namazı sonrasını derse ayırmıştı.
Bazen yatsı namazından sonra da sohbet ederdi.
Cabir bin Semure radıyallahu anh der ki:
“Peygamberimiz, sabah namazını kıldıktan sonra güneş açık ve parlak olarak görününceye kadar yerinde bağdaş kurarak oturur, sahabileriyle sohbet ederdi.”
Sahabilerden Abdullah İbni Mesud radıyallahu anh perşembe günleri halka ilmi konuşmalar yapardı.
“Bize her gün konuşma yapmanı istiyoruz” dediler.
Bunun üzerine İbni Mesud “Sizi usandırmak istemem. Allah Resulü bizi usandırmamak için ara sıra konuşurdu. Ben de ona uyarak belli zamanlarda konuşuyorum” diye cevap verdi.
Peygamber Efendimizin, konuların öncelik derecesine göre de bir sistemi vardı.
En başta imani bilgileri, arkasından ibadete ilişkin konuları, daha sonra da öbür dinî hükümleri öğretirdi.