Nurdan Haber

Aydınlık Tebrik Edilecek Bazı İyi Şeyleri Görmeye Başlamış

Aydınlık Tebrik Edilecek Bazı İyi Şeyleri Görmeye Başlamış
19 Kasım 2016 - 13:06

Nurdanhaber – Haber Merkezi

Başta habere verdiği isimle Aydınlık gazetesi tebriği hak ediyor. Tebrik Edilecek ikinci husus ise konun “din kültürü atölye çalışması” olması ve üçüncüsü ise ezberlenen vecizenin tamamen imani bir konu olup ahiretin kıymet ve ehemmiyetinden; ahirete, hesaba ve adalet-i ilahiyeye itimad ve teslimin ne kadar önemli olduğunu vurgulamasıdr. Habere konu olan okul ve öğretmeninin ne kadar hasbi ve toplumda çok önemli bir hizmeti deruhte ettiğini vurgulamak hususunda haberi manşete taşımakla diğer bir tebriği daha hak ediyor Aydınlık…

 Haberin içeriği ve bu tebrikler yanında düzeltilmesi gereken hususları da ayrıca ele almak lazım. Tüm zamanını öğrencilerinin dünyevi-uhrevi saadeti kazanmasına adayan gayretli ve fedakar bir öğretmenin çabalarını değerlendirirken biraz daha insaflı ve titiz davranabilirlerdi mesela. Hem haberi hem de içindeki hataları ayıklayalım şimdi. Haber böyle başlıyor:

Said Nursinin Risalesi okulda ders oldu. Bağcılar Mustafa Kemal Ortaokulu’nda müdür yardımcısı Aydın Başar, ahiret inancını anlatmak için öğrencilere Said Nursi’nin risalesini ezberletti.

Ezberlenen şey, bir kitabın tamamı mıdır? Yoksa birkaç satırlık bir vecize midir? 

Peki çocukların ezberledikleri vecize nedir? Kaynağından bir bakalım. Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Mektubat adlı eserinde 16 ncı Mektubun son kısmında geçen şu metin çocuklar tarafından güzelce ezberlenip okunmuş:

Beşinci Mes’ele: Dünya madem fânidir. Hem madem ömür kısadır. Hem madem gayet lüzumlu vazifeler çoktur. Hem madem hayat-ı ebediye burada kazanılacaktır. Hem madem dünya sahibsiz değil. Hem madem şu misafirhane-i dünyanın gayet Hakîm ve Kerim bir Müdebbiri var. Hem madem ne iyilik ve ne fenalık, cezasız kalmayacaktır. Hem madem لاَ يُكَلِّفُ اللّٰهُ نَفْسًا اِلاَّ وُسْعَهَا sırrınca teklif-i mâlâyutak yoktur. Hem madem zararsız yol, zararlı yola müreccahtır. Hem madem dünyevî dostlar ve rütbeler, kabir kapısına kadardır.

Elbette en bahtiyar odur ki: Dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya feda etmesin, hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyeviye için bozmasın, malayani şeylerle ömrünü telef etmesin; kendini misafir telakki edip misafirhane sahibinin emirlerine göre hareket etsin; selâmetle kabir kapısını açıp saadet-i ebediyeye girsin. Mektubat ( 71 )

Kız öğrencilerin çoğunun türbanlı olmasından da rahatsız olan Aydınlık gazetesi, bu öğrencilerin okuduğu vecize videosunu koca bir kitabın tamamı okunmuş gibi sunmaktan da geri durmayarak, MEB’in resmi internet sitesinde yayımlanmasına temas etmeden geçememiş.

Haberi hazırlayan Aydınlık gazetesinin muhabiri, aynen şöyle diyor:

İstanbul’da yer alan Bağcılar Mustafa Kemal Ortaokulu’nda din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni 7 ’nci sınıf öğrencilerine ahiret inancını anlatmak için Said Nursi’nin risalelerinden bölümler ezberletti. Türban takan ve Cumhuriyet düşmanı Said Nursi’nin risalesini ezbere okuyan çocukların videosu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi paylaşım ağı EBA’da yayımlandı.

Eski istibdat zamanlarında kalma iftira ve tezvir dolu bir ağızla daha osmanlı döneminde iken bile Dindar bir Cumhuriyetçi olduğu beyan eden Bediüzzaman için “Cumhuriyet düşmanı” yavesini savuruyor.

Bağcılar Mustafa Kemal Ortaokulu Müdür Yardımcısı Aydın Başar’ın Din Kültürü Atölyesi adı altında yaptığı çalışmalar, MEB’in resmi paylaşım ağında yayımlandı. Son videoda Aydın Başar, 7 ’nci sınıfta okuyan öğrencilere ahiret inancını anlatmak için Said Nursi’nin risalesinden bir bölüm ezberletti. Çoğu türban takmış halde öğrenciler, hep bir ağızdan Cumhuriyet düşmanı Said Nursi’nin risalesinden “Dünya madem fanidir” diye başlayan bir bölümü ezbere okudular. Videonun paylaşımıyla ilgili EBA’da Din Kültürü Atölyesi’nin ahiret inancıyla ilgili edebi metin ezberleme çalışması olduğu notu yayımlandı.

Videonun sonunda Said Nursi’nin resminin yanında “Büyük İslam alimi” ifadesi yer aldı.

Peki Bediüzzaman’a attıkları “Cumhuriyet düşmanı” iftirasına Bediüzzaman kendisi nasıl cevap vermiş bir de ona bakalım:

Bediüzzaman daha 1900 lerin başında Siirt’e bağlı Tillo kasabasında meşhur bir türbeye kapanmış. Orada küçük biraderi Mehmed’in getirdiği yemeğin tanelerini kubbenin etrafında bulunan karıncalara verip kendisi ekmeğini yemeğin suyuna batırarak kanaat etmesine karşı;

-Neden dolayı taneleri karıncalara veriyorsun? denildiğinde:

-Bunlarda hayat-ı içtimaiyeye mâlikiyet ve fevkalâde vazifeşinaslık ve çalışma bulunduğunu müşahede ettiğim için cumhuriyetperverliklerine mükâfaten kendilerine muavenet etmek istiyorum, cevabında bulunmuştur… Tarihçe-i Hayat ( 39 )

1935’te Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesinde “Cumhuriyet hakkında fikrin nedir?” sualine cevaben: -Eskişehir mahkeme reisinden başka daha sizler dünyaya gelmeden benim dindar bir cumhuriyetçi olduğumu elinizdeki tarihçe-i hayatım isbat eder, diyerek yukarıda zikredilen “Karınca hâdisesini” anlatır ve şöyle der:

-Hulefa-yı Raşidîn herbiri hem halife, hem reis-i cumhur idi. Sıddık-ı Ekber, Aşere-i Mübeşşereye ve Sahabe-i Kirama elbette reis-i cumhur hükmünde idi. Fakat manasız isim ve resim değil, belki hakikat-ı adaleti ve hürriyet-i şer’iyeyi taşıyan mana-yı dindar cumhuriyetin reisleri idiler. Tarihçe-i Hayat ( 39 )

İsimlerini değiştirmekle hakikatların tebeddül etmeyeceğini eserlerinde pek çok defa vurgulayan üstad bediüzzaman yine “Tebeddül-ü esma ile hakaik tebeddül etmez” diyerek konuyu vecize kıvamında tesbit etmiştir. Mahkeme müdafaalarında bu konuda bir kaç ifadesi şudur:

sizi iğfal eden ve adliyeyi şaşırtan ve hükûmeti bizimle, vatana ve millete zararlı bir surette meşgul eyleyen muarızlarımız olan zındıklar ve münafıklar, istibdad-ı mutlaka “cumhuriyet” namı vermekle, irtidad-ı mutlakı rejim altına almakla, sefahet-i mutlaka “medeniyet” ismi vermekle, cebr-i keyfî-i küfrîye “kanun” ismini takmakla hem sizi iğfal, hem hükûmeti işgal, hem bizi perişan ederek, hâkimiyet-i İslâmiyeye ve millete ve vatana ecnebi hesabına darbeler vuruyorlar. Tarihçe-i Hayat ( 416 )

Bediüzzaman cumhuriyeti ve Meşrutiyeti daima dindar olarak kabul etmiş, bu memlekette dinden tecerrüd eden cumhuriyetin en temel düsturu olan bitaraflıkta kalamayacağını harici şer kuvvetlerin bu açık kapıdan girip devlet millet bütünlüğünü tahribe yol bulacağını ihtar ve ikaz etmiştir.

 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )