Nurdan Haber

Çöl Gemisi-Deve

Çöl Gemisi-Deve
23 Temmuz 2018 - 6:56

 

Deveye sormuşlar boynun niçin eğri? Deve demiş: Nerem doğru ki! Bu bir fıkra olarak anlatılır. Ancak devenin eğri-böğrülüklerinde mühim hikmet vardır. Yaratılıştaki şekil aslında hiçbir zaman bir eksiklik ve bir kusur değildir.

Alman komutanı deveye binmesi için devenin yanına getirmişler. Komutan daha önce hiç deve görmediği için deveye şöyle bir bakmış ve: Çabuk baba bir merdiven getirin demiş.

Kur’ân-ı Kerim’de deveden çok bahsedilmektedir. İnsanların en fazla kullandığı evcil hayvanlar olan deve-sığır ve davar cinsini ifade eden ‘Enâm’ kelimesi 26 yerde geçmiştir.

Bazı müfessirler, “En’am” kelimesini inek, koyun, deve, keçi gibi hayvanlar olarak yorumlamışlardır. Deve, Kur’an’da zikredilen hayvanların başında gelmektedir. Deve ile ilgili ayetlerden bir kısmı şöyledir:

“İşte kurbanlık deve (büdün) ve sığırları Allah’ın size olan nişanelerinden kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. Bağlı halde keserken üzerlerine Allah’ın adını anın. Yan üstü düşüp ölünce onlardan yiyin, isteyene de istemeyene de verin. Şükredersiniz diye onları böylece sizin buyruğunuza verdik.” (22/Hac, 36)

Yüce Rabbimiz, devenin yaratılışı üzerine derinlemesine düşünmemizi özellikle istemiştir: “Bu insanlar, develerin (ibil) nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?” (81/Gaşiye, 17-20)

Devenin yaratılışı, göklerin, dağların ve yerin yaratılmasından önce zikredilmiştir. Zira devenin yaratılışında Yüce Rabbimizin erişilmez kudretini gösteren pek çok ayet vardır. Deve, özellikle Kur’an’ın ilk muhatapları olan sahabelerin hayatında ulaşılması en kolay ve en yakın olandır. Çünkü onlar deve ile iç içe bir hayat yaşamaktaydılar. Devenin ve diğer varlıkların yaratılışındaki hikmetleri düşünün, inceleyip araştırın ve onları yaratanın yüce kudretini fark edin. Sizin emrinize sunulan o nimetlerin kıymetini bilin ve onları nimet sahibi olan Allah’ın ölçüleri doğrultusunda kullanın.

“Deve, sahibi için berekettir/zenginliktir.” buyuran Peygamberimiz (s.a.v.)’in yaşadığı dönem ve toplumda devenin ayrı ve özel bir yeri vardır. Onun ticareti, hicreti, yolculukları deve ile olmuştur. Medine’ye hicret ettiğinde mescidinin ve misafir olarak kalacağı yerin belirlenmesinde deve rol oynamıştır.

O zaman zenginlik de deve sahibi olmakla ölçülürdü. Bir insanın ne kadar çok devesi varsa o kadar zengindi.

Peygamberimiz bazı seçkin sahabelere, ayrı ayrı maksatlar için dua etmiş. Duası öyle parlak bir surette kabul olmuş ki, o keramet-i duaiye, mu’cize derecesine çıkmış. Bunlardan birisi:

Hem başta İmam-ı Beyhakî, hadis ilmiyle uğraşanlar haber veriyorlar ki: Aşere-i Mübeşşereden (Peygamberimizin hayatta iken cennetle müjdelediği on sahabi) Abdurrahman bin Avf’a, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm mal çokluğu ve bereketle dua etmiş. O duanın bereketiyle o kadar servet kazanmış ki, bir defa yedi yüz deveyi yükleriyle beraber Allah rızası için sadaka vermiş. İşte, Peygamberimizin duasının bereketine bakınız, “Bârekâllah-Allah mübarek etsin, hayırlı ve bereketli olsun.” deyiniz.

Hz. Nûh’un gemiye aldığı hayvan çiftlerinden biri de devedir.

Zekât ibadetinde devenin özel bir yeri vardır, ticaret için olmayan beş deve için bir koyun zekât düşer.

Adam öldürmede bir kişinin diyet bedeli 100 deve olarak belirlenmiştir.

Deve; eti, sütü, derisi, yünü ve gübresinden istifade edilen bereketli bir hayvandır. Davar ve sığır cinsinden farklı olarak o binicilik ve taşımacılıkta da kullanılır. Birkaç hafta yiyip içmeden 200 kilometre kadar yol yapabilen dayanıklı bir hayvandır. Onun için ona ‘sefînetü’s-sahrâ/çöl gemisi’ denmiştir. Et ve süt verenler içerisinde en çok eti ve sütü olan, en fazla ve en uzun süreli yük taşıyabilen bir hayvandır. “O halde insanlar, develerin nasıl yaratıldığına bir bakmazlar mı?”

Deve, küçük bir çocuğun yönetebileceği kadar uysal, dinlediği müzikten etkilenen hassas ve duygusal, gittiği yolu iyi bilen zeki bir hayvandır. Aynı zamanda o, kızdığında tehlikeli olabilen kindar bir hayvandır. Onun için dilimizde “Deve kini gibi kini var.” deyimi yer almıştır.

Özet olarak bizim emrimize verilen hayvanların faydaları saymakla bitmez. Bu nimetlere karşı ne kadar şükür etsek azdır. Eğer bizim iktidar ve ihtiyarımıza verilse idiler biz bir kediye bile sözümüzü geçiremezdik, nerede kaldı, deve, öküz gibi cüsseli hayvanlar.

(Bu yazının hazırlanmasında http://somuncubaba.net/ilim-ve-hayat/dogrulugu-egriliginde- olan-bir-hayvan-deve/ isimli web kaynağından faydalanılmıştır.)

 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )