392– وعن أبي عبدِ اللَّه طَارِقِ بن أُشَيْمٍ ، رضي اللَّه عنه ، قال: سمعتُ رسولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يَقُولُ: « مَنْ قال لا إِلهَ إِلاَّ اللَّهُ محمدا رسولُ اللَّه ، وَكَفَرَ بِما يُعْبَدُ مِنْ دُونِ اللَّهِ ، حَرُمَ مالُهُ وَدَمُهُ ، وَحِسابُهُ على اللَّه تعالى » رواه مسلم.
- Ebû Abdullah Târık İbni Eşyem radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işitmiştir:
“Kim Allah’tan başka ilâh yoktur der ve Allah’tan başka ibadet edilenleri inkâr ederse, o kimsenin malı ve kanı haram olur. Gizli hallerinin hesabı ise Allah’a âittir.”
Müslim, Îmân 37
Târık İbni Eşyem
Sahâbe-i kirâmdandır. Künyesi Ebû Abdullah’tır. Ebû Mâlik el-Eşcaî’nin babasıdır. Târık, Kûfelilerden sayılır. Resûl-i Ekrem Efendimiz’den dört hadîs rivayet etmiştir. Müslim’in Sahîh’inde iki hadisi vardır. Târık’ın hayatı hakkında kaynaklarımızda bilgi bulunmamaktadır.
Allah ondan razı olsun.
Açıklamalar
Bazı rivayetlerde geçen “lâ ilâhe illallah: Allah’tan başka ilâh yoktur” lafzının mefhûmuna “Muhammedün Resûlullah: Muhammed Allah’ın Resûlüdür” kısmı da dâhil olup, bu terkîbe “kelime-i tevhîd” denir. Kelime-i tevhîd veya kelime-i şehâdeti söyleyenin müslümanlığına hükmedildiğini biliyoruz. Burada buna ilave olarak, Allah’tan başka tapınılan her şeyi inkâr etmek de zikredilmiştir. Esasen kelime-i şehâdet veya kelime-i tevhîdi söyleyen kimse, Allah’tan başka tapınılan bütün sahte ilâhları, tâğutları ve her türlü putu reddetmiş olur.
Bir çok hadiste ısrarla vurgulanan gizli hallerin hesabının Allah’a ait olduğu gerçeğini müslümanların çok iyi kavramaları gerekir. Çünkü niyetlerin ve düşüncelerin, vâkıf olunması mümkün olmayan özel hallerin hesabını sormaya kalkmak, hem toplumu fitneye sürükler, hem de birçok haksızlık ve zulümlere yol açar. Bu sebeple insanların bu çeşit araştırma ve soruşturmalardan ve netice itibariyle bu özelliklere yönelik hüküm ve davranışlardan kesinlikle uzak durmaları emredilmiştir.
Hadisten Öğrendiklerimiz
- Hükümler zâhire göre, yani dış görünüşe bakarak verilir; niyetlere ve gönülden geçenlere göre hüküm vermek sadece Allah’a mahsustur.
- Bütün bâtıl ilâhlardan uzak durmak ve onları reddetmek farzdır.
- İnsanları niyetlerine, kafalarında ve kalplerinde gizledikleri düşüncelerine göre yargılamaya kalkmak toplumları fitneye sürükler ve birçok zulümlerin işlenilmesine sebep olur.
Kaynak: Riyâzü’s Sâlihin