şuan yoldayım, gidiyorum…
Gözlerimden yaşlar akıyor, sizlerden ayrilmanin verdiği hüznün belirtisi şimdiden kabarmaya başladı.
öncelikle 45 gün kadar kısa bir sürede;bana risaleleri, düsturları, kuranı, kainat ve tevhidi o kadar müthiş ve mantiğa uygun bir sekilde kavratmaya yardımcı ve menfi felsefe cihetinden beni kurtarmaya vesile olduğunuz için size herdaim minnettar kalacağımı ifade etmek istiyorum.
çok büyük oranda; felsefe, diyalektik materyalizm ve komünizmin bataklığından kurtularak ayriliyorum sizlerden. bunda, evvela biraderim rıdvan; sonrada siz vesile oldunuz. Allah ikinizden de razı olsun.
aslında benim medreseye geliş amacım farklıydı biraz. siyasi paylasımların yapıldığı bir sitede köşe yazarligi yaparken, “cemaatlerin kirli iç yüzünü, dinciligin topluma olan afyonlaşlastırıcı mahiyetleri” türünden bir temayı kaleme almaya ve hülasa olarak köşe sayfamda yayinlatip, sonrada kitaplastirmayi düşünüyordum. (geliş sebeblerimden biride, felsefe ve politik ideolojimle; dini bilgileri pekiştirip istişare yapabilmekti)
İlk gelisimden sonra urfaya döndüm. Nur cemaatine yönelik; gözlem, itham ve düşüncelerimi köşe yazima eklemek üzere haber sitesini acmaya calistigimda, siteye sebepsiz bir şekilde mahkemece tedbir konulup kapatilmiştı.(bu duruma artık, ilahi bir etkinin olduguna kanaat getiriyorum) Çünkü o yazı yazilsaydi,tekrar donemezdim dersaneye. Size karşı aranıza sızmış bir muhbir yada ihanet hissiyatı doğacaktı içime; çok şükür ki, o yazimi ve cemaatinize yönelik yanlış itham ve düşüncelerimi yayinlayamadan site kapatıldı.
nur cemaatinide diğer cemaatler ile aynı kefeye koymuştum. Güya topluma olan köreltici ve apolitize etkisini köşe yazısı olarak yayinlatip, okuyucuyla bulusturamadim. Bu süreçten sonra ailevi bazi özel sorunlarim oldu, özellikle babamla olan münakaşalı ilişkilerimiz had safhaya ulaştı. ve evden ayrılıp, soluğu edirnede aldım tekrar…
işte bu süreçten sonrası, hayatımın dönüm noktası oldu. zaten ilk gelişimde(6 gün süre içinde) bazı degisimlere, ideolojimle çelismeye, bazı şeyleri düşünmeye ve silkelenme izlerim başlamıştı.
ilahi kudret işte; halbuki ne amaçla geldim… iman ve tevekkül nazarını aşılayarak gidiyorum. Ene’nin menfi felsefe cihetiyle bakmıyorum artık kainata, maddeye, hayata… Tamamıyla Ene’nin nübüvvet açısıyla bakmaya başladım ve inşaAllah; Bu Ehli hakikat düşüncemden, bana göstermiş oldugunuz hidayet yolundan hiç dönmem ve belki de büyük hizmetler yaparim,dualarinizla birlikte.
7. sözde geçen; “fen felsefe, sanat ve hikmet, o yolda beş para etmez. Onların ışıkları kabrin kapısına kadardır” cümlesi kulaklarımda çınlıyor halen. Güneş varken, biz fenerle aydinlatıyormuşuz hayatımızı. vahyin yaninda akıl hiçbirşey ifade etmiyor, hatta onunla kıyasa bile gelmiyor.
birkaç gün içinde, urfaya gidip üniversiteden kaydimi alıp, açıkögretime geçis yapacam. Sonra büyük ihtimalle ankara yada antalya’ya geçecem. ufak tefek ticaret yapmayı düşünüyorum, bu arada hergün risale okumaya devam edecem inşallah. gittigim yerlerde dersane varsa ve orda kalmasam bile en azından sohbetlere iştirak edecegim. Bu süreçte, bazı illere gidip, daha önce örgütleme çalışmasıyla, sosyalizm ve komünizm ideolojisini kavrattigim arkadaslara ulaşıp, hatalarimi ve günahlarimi azaltmaya calisacağım inşallah.
tekrar edirne’ye ne zaman dönerim bilmiyorum. Ama muhakkak döneceğim. (bu cümleyi yazarken gözyaşlarım daha cok akmaya basladi) daha fazla yazamayacagim. Hürmetle ellerinizden öpüyorum, hakkinizi helal edin.
(Netice:Sarsılmaz bir iman isteyen ve dinsiz anarşistliğe karşı kırılmaz bir kılınç arayanlar, Risale i Nura müracaat etsinler.)