Nurdan Haber

Tüm mahremiyetini dünyaya açan instatürbanlar!

Tüm mahremiyetini dünyaya açan instatürbanlar!
21 Kasım 2019 - 7:30

Başörtülü olduğu halde mahremiyetin ayaklar altına alındığı, israfın, gösterişin, şatafatın alabildiğine sergilendiği görüntüler eleştirilerin odak noktası

Son zamanlarda sosyal medyaya düşen “başörtülü”, “dindar” sonradan görmelerin şovları yazarların gündeminde.

Başörtülü olduğu halde mahremiyetin ayaklar altına alındığı, israfın, gösterişin, şatafatın alabildiğine sergilendiği görüntüler eleştirilerin odak noktası.

İşte yazarların eleştirileri:

Evinden dışarı çıkmayan ama yatak odasını dünyaya açan instatürbanlar

Fatma Barabarosoğlu (Yeni Şafak)

Dindarlar, akıllarını/idraklerini ellerindeki telefona infak edince, ekran ile imtihan çetin geçiyor.

Suret yasağının ruhunu, mahremiyetin sınırlarını kavrayamamış zihinler, “kanalıma hoş geldiniz” diyor en mahrem sahneler eşliğinde.

Tesettürün şekil şartlarını yerine getirip ruhunu süpürmüş olan instatürban kadınlar”, hayatlarını 7/24 şeffaf sindirim olarak “kanalından” yayınlayıp fenomenleşiyor.

Saç gizli, uzun kıyafet ile beden saklı, ful makyaj ile yüz hatları olabildiğince parıltılı…

Eşler her daim fon olmaya hazır ve nazır, ne de olsa onlar paranın kaynağı.

Evinden dışarı çıkmayan, erkeklerle aynı ortamı paylaşmaktan beri duran, ama bütün dünyaya, evinin her köşesini, yatak odasının kapısını dahi açan “yeni kadın/instatürban”ların “yeni yuva” anlayışı…

Dindarlar popüler kültüre çarpıldıkça dinlerinden uzaklaşıyor

Ergün Yıldırım (Yeni Şafak)

Show Müslümanlığı, mahremiyet kültürünü de yıkıyor. Anne, genç kız, arkadaşların özel kutlamaları pervasızca kamusal alana dökülüyor. Odalar, aile ve kutlama sahnenin bir parçasına dönüşüyor. Artık özel alan değil, sahne vardır. Mahremiyet değil, ifşa vardır. Şahsi olan değil, kamusal olan vardır. Kamusal etki oluşturmak için mahremiyet durumları ayaklar altına alınıyor. Mahremiyetin değeri, inanç ve kültürümüzdeki kudreti buharlaşıyor.

Mevlit veya başörtüsü şatafatın içinde hiçleşiyor! Ruhsal olan, kutsal olan, dinsel olan özünü kaybediyor. Her şey bir metaya, bir figüre dönüşüyor. Ortama egzotik hava veren bir süse… Kutsallık, tüketim toplumun showla bütünleşen aracı haline geliyor. Başörtüsü ve mevlit ne örtendir ne de kutsal olan. Gösteridir, tüketimdir, metadır.

Müslümanlar, dindarlar ve muhafazakârlar popüler kültüre ve zenginliğin kapitalist tarzına çarpıldıkça dinlerinden uzaklaşıyorlar. Bu çarpılma, ruhsal dünyalarını sarsıyor. İslam’ın üzerlerindeki anlamını kayba uğratıyor. Sadece sembollerden ibaret Müslümanlık geriye kalıyor.

 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )