Bediüzzaman Hazretlerinin hizmetkarı ve talebesi Hüsnü Bayramoğlu Ağabey anlatıyor;
“Üstadımız Afyon Mahkemesinden sonra Emirdağ’da kalıyordu. Burada ikamete mecbur edilmiş, ben de pederimin (Hıfzı Bayramoğlu Ağabey) hapisten gelmesini takiben Üstadımızın hizmeti için Emirdağ’a gitmiştim. Üstadımız fevkalade rahatsızdı. Bir gün bana “Hüsnü, evladım bu rahatsızlığım başka bir şey. Sen bir git bak bakalım alem-i islamda yahut memlekette bir hadise var mı?”
Çalışkan Ağabeylerin dükkanlarına gittim. “Ağabey Üstadımız hastadır. Kaç gündür rahatsız, bugün rahatsızlığı şiddetlendi. Gazetelerde bir mesele var mı diyor? Cerideler bir havadis naklediyor mu diyor?” dedim. Çalışkan Ağabey şöyle bir iki baktı ve “yok birşey kardeşim” dedi.
Ertesi gün bir münasebetle tekrar Çalışkan Ağabeyin dükkanına gitmiştim. Çalışkan Ağabey beni görünce, “gel gel Hüsnü” dedi. “Sen dün bana sordun ya var mı bir mesele diye, bak Mısır’da Hasan el-Benna şehid edilmiş ve devrimciler İhvan mensuplarını hapislere koymuşlar” dedi.
Üstadımıza varıp hadiseyi anlatınca Üstadımız, “tam kardeşim tam, ben Mısır’daki kardeşlerimizin ahvalinden müteessir olup hastalanmışım” buyurdular.
Alem-i İslama inen darbeler hakikaten evvela Üstadımızın omuzlarına iniyor gibi alem-i islam ile alakadardı.
Cenab-ı Hak islamın karasevdalısı, büyük mücahid, muallim ve şehid Hasan El Benna’ya rahmet eylesin.