Nurdanhaber-Haber Merkezi
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Mülteciler meselesi, insanlığın ortak sorunu olmaya devam ediyor. Bu konuda Almanya tarafından müspet adımların atılmış olması son derece sevindiricidir. Biz bugüne kadar birlikte işlettiğimiz tecrübeyi, göç eden Müslümanların entegrasyonu için paylaşmaya her zaman hazırız” dedi.
Görmez, Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Martin Erdmann’ı makamında kabul etti.
Türkiye’deki görevine yeni başlaması nedeniyle nezaket ziyaretinde bulunan Erdmann’a başarılar dileyen Görmez, iki ülke ilişkilerinin önemine değindi.
Almanya ile Türkiye’nin artık milyonları bulan ortak akrabaları olduğunu ifade eden Görmez, “Zaman zaman üç ayrı modelden bahsediyorum Avrupa’da. Birisi Fransa’daki modeldir. Fransa’da, yani göç alan ülkeler dikkate alındığında bir Cezayir ve Mağrip modeli söz konusudur. İngiltere’de, Hint-Pakistan modeli oluşmuştur. Almanya’da da Türk-Alman modeli oluşmuştur. Bu üç modeli bilimsel olarak mukayese ettiğimizde, Türk-Alman ilişkisi modelinin çok daha büyük mesafeler kat eden, çok daha şeffaf, açık ve önemli bir noktada olduğunu söyleyebilirim” diye konuştu.
Görmez, Almanya’nın Müslüman vatandaşlarına her seviyede din eğitimi sağlamak için gösterdiği çabayı takdirle karşıladıklarını dile getirdi.
Diyanet İşleri Başkanlığının bu çabaya önemli destekler verdiğini bildiren Görmez, “İlk İslamilahiyatını birlikte Frankfurt Üniversitesinin bünyesinde oluşturduk. Sonra orası örnek alınarak üç ayrı ilahiyat fakültesi kuruldu. Biz ayrıca uluslararası ilahiyat projesi geliştirerek, Almanya’da doğup büyüyen Türk çocuklarının, Türk kökenli çocukların İslam ilahiyatı tahsilini Türkiye’de görmelerini sağlamaya başladık” bilgisini verdi.
Güçlü iş birliklerinin çok daha faydalı olacağına işaret eden Görmez, bu kapsamda şimdiye kadar büyükelçilik ile başkanlıkları arasında çok güzel ve olumlu ilişkilerin geliştiğini vurguladı.
– “İki bine yakın camide hiçbir sorun yaşanmamıştır”
İslam karşıtı PEGIDA örgütüne de değinen Görmez, “Almanya’da daima müspet düşünceler, menfi düşüncelerin çok önünde olmuştur. Güçlü bir iş birliğiyle o negatif kısımlar daha da azaltılabilir” dedi.
Görmez, “Göçün 50. yılını geride bıraktığımız bir süreci yaşıyoruz. Almanya’daki camiler veya derneklerle Diyanet İşleri Başkanlığının ilişkisi pek çok dünyaya örnek olabilecek nitelikte olmuştur. 2 bine yakın camide bugüne kadar hiçbir sorunun yaşanmaması, hiçbir topluma sıkıntı çıkarabilecek herhangi hadisenin olmaması, orada entegrasyon dilinin hakim olması, komşuya iyiliğin daima önde tutulması bence çok önemli” ifadelerini kullandı.
Bütün ilahi dinlerin “insan olma ve insanın değerini ortaya çıkarmayı” vurguladığını belirten Görmez, bugün bütün farklı dinlerin bu konunun üzerinde yoğunlaşması gerektiğine işaret etti.
“Mülteciler meselesi artık insanlığın ortak sorunu olmaya devam ediyor” diye konuşan Görmez, şunları kaydetti:
“Akdeniz sadece bir mülteciler mezarlığına değil, bir vicdan ve merhamet mezarlığına dönüştü maalesef. Bu konuda Almanya tarafından müspet adımların atılmış olması son derece sevindiricidir. Bugüne kadar birlikte işlettiğimiz tecrübeyi, göç eden Müslümanların entegrasyonu için paylaşmaya her zaman hazırız. Diyanet olarak çadır kentin dışında yaşayan Suriyeli mültecilerin çocuklarının eğitimiyle ilgileniyoruz. Bir tarafta çadır kentlerde yaşayan mültecilerin din hizmetlerini ve din eğitimini, Suriye’den gelen din adamlarıyla planlıyoruz, organize ediyoruz. Şu anda yaklaşık 30 bini aşkın öğrencimiz var. Müfredatı, programı, kitapları birlikte hazırladık. Bütün bu hizmeti de devlet bütçesinden değil hayırseverlerin yardımlarıyla yürütüyoruz.”
– “Türk-Alman modeli en başarılı model”
Büyükelçi Erdmann ise Türkiye’de görev yapmanın kendisi için büyük onur olduğunu söyledi.
Almanya’nın, Türkiye ile insani bakımdan çok yönlü ve yoğun ilişkisi bulunduğuna dikkati çeken Erdmann, “insani köprülerin” öneminini vurguladı.
Türk kökenli 3 milyonu aşkın kişinin Almanya’da yaşadığını dile getiren Erdmann, “Tersine Türkiye’de yaşayan Almanlar da var. Yani her iki yönlü bir göçten bahsetmek mümkün. Türkler ve İslam, artık Almanya ve Alman toplumunun önemli bir parçasıdır” dedi.
Erdmann, “Az önce Fransa modeli, İngiltere Hindistan-Pakistan modeli ve Türkiye-Almanya modelini örnek göstermiştiniz. Bu noktada çok da mütevazı olmaya gerek yok. Bu üç model arasında bir kıyaslama yapıldığında, Türk-Alman modelinin, entegrasyon bakımından en başarılı model olduğunu söyleyebiliriz” görüşünü paylaştı.