“ATIF URAL’I BEN NASIL TARİF EDEYİM, ONUN GİBİ BİR İNSAN GÖRMEDİM”
“1953 ve 1954’de Atıf Ural ağabeyle beraberdik Ankara’da. Cebeci’de Tuna Apartmanı’nın zemin katında kalıyorduk. Üç katlı apartmandı. Soba yanıyordu, kalorifer yoktu, talaş yakıyorduk. Ben askerdim Ankara’da, evci kâğıdı yaptırdık; Cumartesi öğleden sonradan, Pazar günü öğleye kadar orada kalıyordum Atıf Ural’la beraber.
“Atıf Ural’ı ben nasıl tarif edeyim… Tarif etmekle olmuyor… Sadakat, sebat, metanet, uhuvvet, mehdiyet… Onun gibi bir insan görmedim ben… O bana mürşid oldu… Mustafa Türkmenoğlu, Ziya Arun, İsmail Doyuk, Ahmed Ural da vardı…
“Atıf Ural vasıtasıyla Risale-i Nur’u tanıdık. Öylece o kervanın arkasından gidiyoruz, Cenab-ı Allah bizi kabul buyursun…”