Nurdan Haber

Bediüzzaman Ve Anlatım Ustalığı

Bediüzzaman Ve Anlatım Ustalığı
Prof. Dr. Himmet Uç( himmetuc@hotmail.com )
12 Ocak 2022 - 12:13

Bediüzzaman Ve Anlatım Ustalığı

 

Tanzimattan beri dinin insanlara müslümanlara anlatımı sorun olmuştur, din hutbedeki bir ayet hadise, vaazda her zaman olmaz ara sıra bazı hakikatleri anlatmaya inhisar etmiştir, Ahmet Mithat Kur’an’ın tefsirinin 1870 yıllardan itibaren yapılması gerektiğini savunur, ama birileri karşı çıkar. Bediüzzaman “ Kur’anımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa cenneti de istemem derken” Kur’an’ı anlayan insanlar ve nesiller yet iştirmek için büyük gayret sarfetmiştir. Sürgünlerde ıztıraplarını sayıklamak yerine yeni bir form ve muhtevada tefsirler yapmıştır, onun anladığı tefsir geleneksel tefsir metoduna göre değildir. Kur’an’ın hakaik cihetini iman ve onun silsilesindeki rükünleri çok yönlü olarak izah etmiştir. Barla sürğününde  nasıl yazmalıyın neler yazmalıyım hangi teknikleri kullanmalıyım diye uzun uzun düşünmüştür, çünkü seçtiği anlatım tarzları bir reformdur adeta . Bediüzzaman ünlü mutasavvıfların  ve Hazreti Mevlana’nın tarzını takip etmemiş daha biçimlenmiş vaka örğüleri şahısları olan, tema  tez , imajları olan eserler meydana getirmiştir. Türkçüler  millete şovenist duygular vatan millet duyğularını aşılamışlar ama kimse bu büyük milletin itikadını inşa etmeyi düşünmemiştir.  Ömer  seyfettin harika hikayeler yazmıştır, tarihi ve kahramanlık ve hayat hikayeleri , ama o da milli heyecanları harekete geçirmiş ama  gençlerin itikadını kurtarmak için izahlar yapmamıştır, bu  bir eksik değil onun için çünkü Ömer Seyfettin güzel duygular telkin etmiş bir insandır.

Mithat Efendi evlere okuma saatleri koyacak kadar gayretli hareket etmiş, sürgün edildiği adada balıkçıların  tayfaların himmeti ile okul açtırmış insanlar yetiştirmiştir. Bediüzzaman’dan önce en çok gayret etmiş insanlardandır.  Bediüzzaman ne yapılması gerektiğini uzun uzun düşünmüş, kurmaca hikayeler ile dinin büyük hakikatlerini itikadı konularını anlatmıştır, onun Küçük Sözler’i  aslında koca dini bir kaç sayfaya sığdıracak tematik hikayelerdir. O kitabı Türk çocukları okumadığı sürece Allah’ı bilmek, itikad, ahiret, namaz ve diğer bahisleri samimi ve içten izahlarla okuyamazlar. Eski yazarlarda hakikatı üslüb içinde boğmak gibi bir kötü adet var, ama onlar üslub perest olmayı hakikatı anlatmaya tercih etmişlerdir, Bediüzzaman böyle üslub oyunlarından uzak durmuş, “ ey kardeş benden birkaç nasihat itedin, sen bir asker olduğun için askerlik temsilatı ile bir kaç küçük hikayeyi nefsimle beraber dinle demiş” deyiş o deyiş, bu bir fal-i hayır yüzotuz kitap bundan sonra devam edip gitmiş, zulüm ce sürgünler ona matbaa olmuş hapishane köşelerinde bulduğu kağıtlara kibrit kutularına eserler yazmıştır, onun eserlerinin telifi çok fantastik ve hakkında çok yorumlar yapılması gereken bir olaydır. Küçük Sözler isimli eserlerinde hikaye tekniğini kullanmış, olayları şahıslandırmış , yerine göre dünyayı büyük bir mekan olarak almış, iyi ve kötü adam, mümin ve anlamakta zorlanan adamlar, zaman zaman da kötü adam olarak şeytanı araya sokmuş büyük anlamlı eserler meydana getirmiştir. Bu dokuz sözde en çok üzerinde durulan namazdır, iki bahistir dördüncü söz ve Dokuzuncu Söz, Peygamberimizin çok görsel bir hadisini “ namaz dinin direğidir, bu bahsin can damarıdır, din kelimesinin anlamı hayattır, yoksa ibadet onun bir kısmıdır. Öyle ya direği olmayan bir ev nasıl ayakta durur, namaz da insanın dininin direğidir, eğer namaz yoksa direksiz ev nasıl durabilir, namaz”sız adam direksiz evde azraili bekler, üstüne yıkılır dini , birileri götürür mezara koyarlar direksiz  adamı .Edebiyatı dini ve milli ve edebiyat gibi bölümlere ayırmak yanlış, bir edebi metinde din de olmalı hayatta, bu yüzden bu ayırım laik hikayeler ve eserler denilen kimliksiz ve ruhsuz eserler ortaya  çıkarmıştır. Batılı böyle anlamamış Hugo Sefilller’de dini de anlatır hayatı da, bikr rahibi  gerçek dinin temsilcisi olarak anlatır, Dickens Oliver Tvist isimli eserinde Oliver’e din de anlatır,  hacda konuşmuştum araplar çocuklarına Deckens’i okutuyor muhafazakar ve makül duyguları anlattığı  için, Oiver gibi bir roman kahramanınız yok.  Bediüzzaman’ın  hikaye veya roman vadisindeki en önemli eseri Onuncu Söz diğer adı ile Haşir risalesidir. Hikayelerde merak unsuru ve gittikçe açılan bir yol takib edilir, Bediüzzaman  üç bölümlük eserinde birinci kısımda kısmen anlattığı hakikatleri hakikatler kısmında daha  canlı  anlatır.  Bu tekniği neden seçtiğini  bu kafamla yanında olsaydım kendinden dinleseydim, neden böyle bir yolu ihtiyar ettiniz Efendim ,diye  sorardım.

 

Bediüzzaman eserin baş kısmında bir münakaşa , tartışma ortamı  hazırlıyor.  Çünkü artık itikadi hükümler  Kur’an emrettiği için , peygamber söylediği için kabul edilmiyor. Bir mesele  hocaya sorulur  o  ne derse ona göre hareket edilir, geleneksel yüzyıllarca devam eden adet budur, ama  vahyin yerine aklı koyunca aklı tatmin etmek gerekmiştir,  bu yüzden yazar bütüneseri boyunca aklı tatmin etmeye çalışır, ama soyut akıla değil iki kahraman arasında akli bir hüküm ortaya çıkarmaya ç abalar, zaman zaman anlatıcı araya girer.

Romanda şahıslar, mekan , fon şahıslar , kalabalıklar var. Bunların hepsini gerekli görmüş. “ Bir zaman iki adam  cennet gibi güzel bir memlekete (şu dünyaya işarettir) gidiyorlar. Bakarlar ki herkes  ev , hane , dükkan kapılarını  açık bırakıp  muhafazasına dikkat etmiyorlar. Mal para meydanda sahipsiz kalır” Bir şehir profili çizmiş iki de şahıs üretmiş.

“ o adamlardan birisi her istediği şeye elini uzatıp  ya ç alıyor , ya gasbediyor . Hevesine tebaiyet edip her nevi zulmü sefaheti irtikab ediyor. Ahali de ona çok ilişmiyorlar. Diğer arkadaşı ona dedi, ne yapıyorsun ? ceza çekeceksin , beni de belaya sokacaksın . Bu mallar miri malıdır (devlet) bu ahali çoluk çocuğu ile asker olmuşlar veya memur olmuşlar. Şu işlerde sivil olarak istihdam ediliyorlar. Onun  için sana çok ilişmiyorlar. Fakat intizam şediddir. Padişah’ın her yerde telefonu var ve memurları bulunur. Çabuk git dehalet et, dedi. “

Ne kadar mahir bir romancı gibi anlatıyor, yazar konuşmaları idare ediyor. ( o adamlardan birisi , diğer arkadaşı ona dedi,) ne kadar dini yeni teknikle anlatmak istemiş,  yüz yıl geçti aradan , belli  mekanlara hapsedilmiş insanlar ve kitaplar, Allah’ım bu milletin ihtiyacı ve çocukların ihtiyacı bunlar, o garip sürgündeki adam zulüm ve baskı altında milletini düşünmüş bunları yazmış, elimizde bir cennet olacak memleket bak ne halde herkes birbirini yiyor. “


NurdanHaber – Haber Merkezi – Özel

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )