Nurdan Haber

Alimlerin gözüyle Bediüzzaman- 2

Alimlerin gözüyle Bediüzzaman- 2
24 Temmuz 2017 - 4:01

Molla Abdürrezak

Rahmi Erdem anlatıyor:

Bir gün Van’ın merkez köylerinden Alaköy’e gittim. Köye giderken merhum Hamit Kuralkan bana ’’Dikkat et o köyde çok meşhur Molla Abdürrezak isminde bir hoca efendi var, aman benliğini tahrik edip hadise çıkarma’’ diye tembih etti. Zaten Bediüzzaman hazretlerinin bu hususta tavsiyeleri hadsizdi. İlim cihetiyle onlara ziyade hürmet ediyor, ellerini öpüyor hayır dualarını almaya gayret ediyordum. Yalnız klasik medrese eğitiminden geçmiş bu zatların Bediüzzaman’ın yenilik ifade eden hüviyetinin tanıyamadıkları da bir gerçekti. Bundan mütevellit ufak tefek münakaşalar oluyor, Risale-i Nur’la aydınlanmış gençlerin, kısa zamanda kendilerine ilmen ve fikren muhatap olacak bir seviye kazanmaları bu hoca efendileri bir cihette hissi olarak rahatsız ediyordu. Çünkü Bediüzzaman’ın “Selefin hoşlarına giden çok kelimat ve hikayat ve hayalat ve mania ihtiyar ve zinetsiz olduklarından, halefin heves-i şebabanelerine tevafuk etmediklerinden meyl-i teceddüde ve fikr-i icada ve cüret-i tağyire sebep olmuşlardır’’ diye tarif ettikleri yenilik meylinden haberleri yoktu. Eski mesleklerini bir cihette muhafazaya çalışmaları normaldi. Köye gittim, doğruca hocanın evine gidip misafir oldum. Hocaya üstadın mantık ilmine dair Kızıl İ’caz adlı eserini hediye olarak götürüp takdim ettim. Hoca efendi eseri ayakta kabul edip, öpüp başına götürdü. Köylüler hasat mevsimi olduğu için tarlalarında çalışıyorlardı. Henüz akşama epeyce bir vakit vardı. Ben hocaya: ‘Hocam köylüler toparlanıncaya kadar, Kızıl İ’cazdan teberrüken bana bir satır ders verir misiniz? dedim. Hoca kitabı açtı başladı okumaya, bir satırı defaatle kendi kendine tekrar ederek sükûtunu devam ettirdi. Baktım anlında sıkıntıdan ter damlaları belirdi. Ben arzumu tekrarladım. Hoca artık dayanamadı bana hitaben: Rahmi Bey bu eserleri anlamak için allame olmak lazımdır diye cevap verdi. Benim de kastım Bediüzzaman’ın hiç şek ve şüphe olmayan muazzam ilmini bu hoca efendiye bir nebze olsun tanıtmak ve enaniyetini kırmak ve onu manen teslim almaktı. Hoca Efendi bilahare kendi gibi hoca olan oğluna köylüleri eve çağırmasını söyledi. Köylüler akşam namazından sonra eve gelmeye başladılar. Ben Risale-i Nur’u okuyordum, hoca efendi ağlıyordu. Artık dost olmuştuk. Kızıl İ’caz onu teshir etmişti.

 

[table id=124 /]

 

Alıntı: Risaleforum

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )