Nurdan Haber

Hadîs-i Şerîflerle Mescid-i Aksâ

Hadîs-i Şerîflerle Mescid-i Aksâ
12 Aralık 2017 - 8:40

ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması dünyada büyük tepkilere neden oldu. Peki Kudüs’ün Müslümanlar için önemi nedir? Kudüs’le ilgili hadisler nelerdir?

Etrafıyla beraber bereketli kılınmış olan bu mescid, Mescid-i Harâm ve Mescid-i Nebevî’den sonra yeryüzündeki en fazîletli mesciddir. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bu fazîleti şöyle ifade etmiştir: “(İbâdet için) şu üç mescidden başkasına yolculuk edilmez: el-Mescidü’l-Harâm, Mescidü’r-Rasûl(Mescid-i Nebevî) ve Mescidü’l-Aksâ.” [1]

Hadîs-i Şerîf’e ilk bakışta, metinde yer alan mescidler dışında bir mescide yolculuğa çıkmanın câiz olmadığına yönelik bir hüküm çıkıyor gibi görünse de, ziyâretle ilgili diğer hadîs-i şerîfleri de konu bütünlüğü açısından değerlendiren şârihler buradaki vurgunun, mescidlerin fazîletine yönelik bir vurgu olduğunu belirtmişlerdir.[2]

Hadîs-i Şerîf’te zikredilen üç mescidi diğer mescidlerden fazîletli kılan ortak nokta, her birinin de Peygamberler tarafından bina edilmiş mescidler olmalarıdır. Mescid-i Harâm’ı Hazreti İbrahim (Aleyhisselâm), Mescid-i Aksâ’yı Hazreti Süleyman (Aleyhisselâm) (bir görüşe göre Hazreti Dâvûd Aleyhisselâm), Mescid-i Nebevî’yi ise Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) binâ etmiştir.

Hazreti Âdem (Aleyhisselâm) Döneminde İnşâ Edilmiş Olan İki Mescid

Mescid-i Harâm ve Mescid-i Aksâ’nın tarihine biraz daha derinden bakıldığında bu mescidlerin Hazreti Âdem (Aleyhisselâm)ın devrinde yapıldığı bilgisine ulaşılmaktadır.

Ebû Zerr (Radıyallâhu Anh) anlatıyor: Ben, Rasûlullâh’a Yeryüzünde ilk önce hangi mescidin bina edilip konulduğunu sordum, bana: ‘el-Mescidü’l-Harâm’ buyurdu. ‘Sonra hangisi’ dedim, ‘el-Mescidü’l-Aksâ’ buyurdu. Sonra ben: ‘Bu iki mescidin kuruluşu arasında ne kadar zaman vardır’ dedim, ‘Kırk sene’ buyurdu…[3]

Başta da ifade ettiğimiz gibi bu iki mescid Hazreti Âdem (Aleyhisselâm) devrinde bina edilmiş ve bundan sonra birkaç kez yeniden inşâ edilmiştir. Hazreti İbrahim (Aleyhisselâm)ın ve Hazreti Süleyman (Aleyhisselâm)ın bina etme faaliyetleri, belli olan arazide daha önce inşâ edilmiş olan mescidlerin yeniden yapımı olmuştur. Zaten Hazreti İbrahim (Aleyhisselâm)ın Kâbe-i Muazzama’yı, Hazreti Süleyman (Aleyhisselâm)ın da Beytü’l-Makdis’i inşâ ettiğini beyan eden rivâyetlerde, ilk kez inşâ edenler oldukları yönünde bir tasrih de yer almamaktadır.

Hazreti Süleyman (Aleyhisselâm)ın Beytü’l-Makdis’i İnşâ Ettikten Sonraki Duâsı

Abdullah bin Amr (Radıyallâhu Anh)tan rivâyet edildiğine göre, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Dâvûd (Aleyhisselâm)ın oğlu Süleyman(Aleyhisselâm) Beytü’l-Makdis’in binasını bitirince Allah Te‘âlâ’dan üç dilekte bulunmuştur:

1- İlâhî hükme uygun bir hüküm verme kudreti.

2- Kendisinden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir mülk ve saltanat.

3- Yalnız namaz kılmak için Mescidi Aksâ’yı kastedip gelen kimsenin annesinden doğduğu gün gibi günahlarından çıkması.

Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) devamında buyurdu ki: “Süleyman (Aleyhisselâm)ın dilediği ilk iki şey kendisine verilmiştir. Üçüncü dileğinin de kendisine verilmiş olmasını umarım.”[4]

Her İki Mescid, Semâdaki Mescidlerin İzdüşümü mü?

Kur’ân-ı Kerîm’de: (Yedi kat semanın üzerinde, Kâ`be’nin hizasında ve Arş’ın altında bulunan ve her gün farklı yetmiş bin meleğin tavafıyla ihyâ edilen) Beyt-i Ma`mûr’a da!”[5]hitabında yer alan Beyt-i Ma‘mûr’un, semâda yer alan bir mescid olduğu Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) tarafından ve Hazreti Ali, Abdullah bin Abbâs, Mâlik bin Enes (Radıyallâhu Anhüm) gibi büyük sahâbîler tarafından ifade edilmiş ve bu yolla Kâbe-i Muazzama’nın, onun yeryüzündeki hizasında yani izdüşümünde binâ edilmiş olduğu belirtilmiştir. Mescid-i Aksâ’nın da benzer bir hususiyete sahip olduğu belirtilmiştir ve bu hususiyet, Mescid-i Harâm gibi, arsasının yedi kat semâya kadar harem kılınmış olduğunu bildiren rivâyetle de desteklenmektedir. “Yerdeki Harem bölgesinin üstü, yedi kat semâda da, yerdeki kadar harem bölgesidir. Beytü’l-Makdis’in üstü, yedi kat semâda da, yerde olduğu kadar mukaddestir.”[6]

Mekke-i Mükerreme’nin harem bölgesi bu vasfını, Hazreti İbrahim (Aleyhisselâm)la, Mescid-i Nebevî ise Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)le kazanmıştır. Bu hakikati Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle ifade buyurmuştur: “Şüphesiz ki İbrahim (Aleyhisselâm) Mekke’yi harem (hürmete layık) görmüş ve bu belde için duâ etmiştir. Ben de, İbrahim’in Mekke’yi harem kıldığı gibi, Medine’yi harem kılıyorum.”[7]

Mescid-i Aksâ’da Kılınan Namazın Fazîleti

Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in mevlâsı, Meymûne (Radıyallâhu Anhâ) şöyle demiştir: Ben (bir gün): ‘Yâ Rasûlellâh! Beytü’l-Makdis (Mescîd-i Aksa) hakkında bize fetva ver’,dedim. Buyurdu ki: (Orası) mahşer (kıyamet günü) yeridir. Oraya varıp içinde namaz kılınız. Çünkü Onda kılınan bir namaz, başka yerde kılınan bin namaz gibidir.” Ben: ‘Eğer oraya kadar yolculuk etmeye gücüm yetmezse ne edeceğimi haber verir misin?’ diye sordum. Buyurdu ki: “Sen Ona zeytinyağını hediye edersin, aydınlatılmasında kullanılır. Kim bunu yaparsa, oraya varmış gibi olur.”[8]

Bu Hadîs-i Şerîf’in dışında, Mescid-i Aksâ’da kılınan namazın fazîletine dair muhtelif hadîsler de vârid olmuştur.[9] Bütün bu fazîletlere binaen Mescid-i Aksâ mü’minler için mukaddes bir mekân ve önemli bir ziyaretgâhtır. Mescid-i Aksâ ve etrafında gelişen olaylar, baş gösteren sorunlar, bütün mü’minlerin gündemi ve yine bütün mü’minlerin sorunudur.

Dipnotlar


[1Buhârî, Tetavvu’, 14; Müslim, Mesâcid 2.
[2] Ahmed Davudoğlu, Sahîh-i Müslim Terceme ve Şerhi, c.4, s.2879-2881.
[3Buhârî, Enbiyâ 40.
[4İbn Mâce, İkâmetü’s-Salât, 196
[5] Tûr Sûresi:4
[6] es-Süyûtî, Dürru’l-Mensur, c.9. s.221.
[7] Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 4/141; İbn-i Esîr, Üsdü’l-Gâbe, 3/159.
[8Ebû Dâvûd, Kitâbu’s-Salât, 14
[9] Konuyla ilgili olarak kaynaklarımızda, Mescid-i Aksâ’da kılınacak namazın beş yüz namaza mukabil olduğuna yönelik de bir hadîs-i şerîf yer almaktadır. (Beyhakî, Şua‘bu’l-Îmân, c.4, s.550, No:3845) Bir başka Hadîs-i Şerîf’te de oranın, namaz kılmak için tercih edilebilecek en güzel yerlerden olduğu bildirilmiştir. (Beyhakî, Şua‘bu’l-Îmân, c.4, s.550, No:3849) Mescid-i Aksâ’dan ayrıca, bir kimsenin orada namaz kılmayı nezretmesi (adaması) konusunda da birtakım hadisler vârid olmuş, bu mukaddes mâbed kitaplarımızda en çok da Mi‘râc-ı Nebî bağlamında yer almıştır.

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )