Ey mülhid-i gaddar, Ulu sultana dokunma,
Ol varis-i fermanber-i furkana dokunma…
Envarına müştak-ı zemin, gökte melekler,
Bir hüznüne deryaları, toprakları titrer…
Erbab-ı kemal eyliyor ikdam bu zuhura,
Hep nemli nazarlarla, kavuşşam diye nura…
Bir kenz-i mâarif olan irfana dokunma,
Ol varis-i peygamberi zişana dokunma…
Küfrün o habis sar’ası tutduysa eğer, sen,
Çırpınma, zelilane gebermen daha ehven…
Ef’al-i kabihin ediyor alemi telvis,
İcrâ-i habasette geri kalmada iblis…
Yüz milyonun ağzında bu ahd, aynı sadadır ,
Üstad-ı necibim, sana can başta fedadır…
İhsan-ı hüda, seyyidül ebrâra dokunma,
Bir necm-i sera perde-i envara dokunma…
Nurunla bahar ufkumuza sanki hazansız,
Rencide eden kalbini kim?.. hangi vatansız!
Ey burc-u Suad ; bilseki dünya seni kimsin !
Âsâra taşıp, bin senedir beklediğimsin…
Bir nefhayi ruh sanki gönüllerde bu gür ses,
Bir tâc-ı münevver gibi başlarda mukaddes…
Emvâc-ı ziya,ahsen-i ahyâra dokunma,
Âyine-i pâk, Ahmed-i Muhtara dokunma…
Mehmet Kayalar