Nurdan Haber

Karanlıkta uyumak zihni temizliyor

Karanlıkta uyumak zihni temizliyor
10 Ekim 2015 - 13:04

Nurdanhaber-Haber Merkezi

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Gölbaşı, sağlıklı ve mutlu toplum oluşturmanın en önemli koşulunun karanlık düşüncelerden uzak, karanlık odalarda uyumaktan geçtiğini söyledi.

VÜCUDUMUZDAKİ HÜCRELER FABRİKA

Vücudumuzda yer alan hücrelerin her birinde bir fabrikada yer alan sistemlerin hepsinin bulunduğunu, gündüz ve gece iki vardiya halinde sürekli çalıştığını aktaran Prof. Dr. Gölbaşı, “Gündüz vardiyasında tam kapasite ile çalışırken, gece vardiyasında daha düşük kapasite ile çalışılmakta. Esas olarak gündüz vardiyası için hazırlık yapılmaktadır. Gece vardiyasında üretimin yanı sıra, gündüz ortamda biriken atıkların fabrikadan uzaklaştırılması ve bütün makinelerin gündüz tam kapasite ile çalışabilecek bakımlarının yapılması sağlanmaktadır. Bu işlemler yapılmadığı takdirde fabrika gündüz tam kapasite ile çalışamaz ve üretim düşmektedir” diye konuştu.

AYDINLIK ORTAMDA UYUYAN YORGUN, BİTKİN, SİNİRLİ OLUR

Prof. Dr. Gölbaşı, “Bizim fabrikada gece vardiyası genellikle saat 23.00’te başlamakta, gün ağarırken 05.00’te son bulmaktadır. Ancak yine de mesainin başlama ve bitişini belirleyen en önemli unsur, gecenin karanlığıdır. Karanlığa hassas sokak lambaları misali, ortam yeterince karanlık olduğunda gece mesaisi başlamaktadır. Eğer gecenin geç saatlerinde dahi ortam aydınlıksa mesai başlamamaktadır. Aydınlık ortamda uyuyan bir kişi için ertesi güne gerekli hazırlıklar yapılmamıştır. Yorgunluk, bitkinlik, sinirlilik durumları gelişecektir” diye konuştu.

VÜCUDUN GECE MÜDÜRÜ MELATONİN

Her fabrikada olduğu gibi vücutta da vardiyadaki temizlikten ertesi günkü hazırlığa kadar her türlü durumu koordine eden gece müdürü bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Gölbaşı, “Bunlar karanlıkta ortaya çıkan yıldızlar misali, saat geç olsa da hava kararmadıkça gece mesaisine başlamazlar ve çalışanlara başlatmazlar. Hava kararınca gece boyunca ortamın temizlik ve ertesi güne hazırlık işlemlerini sabahın erken saatlerine kadar devam ettirirler. Sabaha doğru ise sporcuların ısınma hareketlerine benzer etki yaratmak amacıyla, kan şekerimiz, kan basıncımız ve vücut ısımızın yükselmesini koordine ederek bizi güne hazır hale getirirler. Bütün geceyi koordine eden bu çalışkan müdür melatonin olarak bilinmektedir” diye konuştu.

MELATONİN KARANLIKTA BEYİNDE DOĞAR

Yıldızların gecenin en karanlık anında en parlak hallerini almaları gibi, melatoninin de gecenin en karanlık anında beynimizde doğduğunu ve bedene ışık gibi yayıldığını kaydeden Prof. Dr. Gölbaşı, “Bunun için saat 24.00’ten önce karanlık odada uyumaya başlamamız gerekmektedir. Melatoninin en önemli görevi hücrelerdeki zararlı atık kimyasal maddeleri etkisiz hale getirerek ortamdan uzaklaştırılmasını organize etmektir. Vücudun savunma sistemlerini güçlendirmekte, kontrolden çıkarak bireysel hareket etmeye çalışan kanser hücrelerine izin vermemektedir. Yapılan çalışmalarda kanser gelişen kimselerde, özellikle meme kanserlerinde melatonin salınımının düşük düzeylerde olduğu gösterilmiştir” diye konuştu.

ZİNDE VE MUTLU BİR GÜNÜN KOŞULU

Prof. Dr. Gölbaşı, sabah dinlenmiş, zinde ve mutlu olarak güne başlamanın koşulunun, gece karanlık odada yatarak melatonin etkisinden faydalanmaya bağlı olduğunu aktardı. Prof. Dr. Gölbaşı, şöyle konuştu:

“Eğer geç saatlere kadar televizyon, bilgisayar karşısında vakit geçirmişsek veya ışıklı ortamda uyumuşsak melatoninin bu olumlu etkilerinden yeterli fayda sağlayamayız. Bu ışıklı ortamlardan en olumsuz etkilisi mavi ışık yayan bilgisayar, tablet, telefon ve floresan lambalardır. Bu da bizi yorgun, sinirli ve depresif hale sokacaktır. Eğer ortamda ışık kaynağı kullanmamız gerekirse, kırmızı veya yeşil ışık tercih edilmelidir. Melatoninin olumlu etkilerinden yararlanmak için başta çocuklarımız olmak üzere karanlık ortamda uyumak faydalı olacaktır. Böylece enfeksiyona, kansere, stresli ortamlara ve obeziteye daha dirençli, daha mutlu bireyler haline gelinecektir. Sonuç olarak, sağlıklı ve mutlu toplum oluşturmanın en önemli koşulu karanlık düşüncelerden uzak, karanlık odalarda uyumaktan geçmektedir.”

Sabah

 

Uyku konusu Risale-i Nur’da şöyle geçmektedir:

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
اَوْ هُمْ قَائِلُونَ

 

Re’fet, اَوْ هُمْ قَائِلُونَ âyet-i celilesindeki قَائِلُونَ kelimesinin manasını merak edip sorması münasebetiyle ve hapiste sabah namazından sonra sairler gibi yatmasından gelen rehavet dolayısıyla, elmas gibi kalemini atalete uğratmamak için yazılmıştır. Uyku üç nevidir:

Birincisi: Gayluledir ki, fecirden sonra tâ vakt-i kerahet bitinceye kadardır. Bu uyku, rızkın noksaniyetine ve bereketsizliğine hadîsçe sebebiyet verdiği için, hilaf-ı sünnettir. Çünki rızık için sa’yetmenin mukaddematını ihzar etmenin en münasib zamanı, serinlik vaktidir. Bu vakit geçtikten sonra bir rehavet ârız olur. O günkü sa’ye ve dolayısıyla da rızka zarar verdiği gibi, bereketsizliğe de sebebiyet verdiği, çok tecrübelerle sabit olmuştur.

İkincisi: Feyluledir ki, ikindi namazından sonra mağribe kadardır. Bu uyku ömrün noksaniyetine, yani uykudan gelen sersemlik cihetiyle o günkü ömrü nevm-âlûd, yarı uyku, kısacık bir şekil aldığından maddî bir noksaniyet gösterdiği gibi; manevî cihetiyle de o gün hayatının maddî ve manevî neticesi ekseriya ikindiden sonra tezahür ettiğinden, o vakti uyku ile geçirmek, o neticeyi görmemek hükmüne geçtiğinden, güya o günü yaşamamış gibi oluyor.

Üçüncüsü: Kayluledir ki, bu uyku sünnet-i seniyedir. Duha vaktinden, öğleden biraz sonraya kadardır. Bu uyku, gece kıyamına sebebiyet verdiği için sünnet olmakla beraber, Ceziret-ül Arab’da vakt-üz zuhr denilen şiddet-i hararet zamanında bir ta’til-i eşgal, âdet-i kavmiye ve muhitiye olduğundan, o sünnet-i seniyeyi daha ziyade kuvvetlendirmiştir. Bu uyku, hem ömrü, hem rızkı tezyide medardır. Çünki yarım saat kaylule, iki saat gece uykusuna muadil gelir. Demek ömrüne hergün bir buçuk saat ilâve ediyor. Rızık için çalışmak müddetine, yine bir buçuk saati ölümün kardeşi olan uykunun elinden kurtarıp yaşatıyor ve çalışmak zamanına ilâve ediyor.

Said Nursî
Lem’alar ( 270 )
 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )