Nurdanhaber-Haber Merkezi

Bediüzzaman anlaşılamadı vesselâm!

İki kişi hariç, bugüne kadar Bediüzzaman’ı anlayan çıkmadı.

 

Gerçi Bediüzzaman’ın etrafında kenetlenen pek çok talebesi ve sadık hizmetkârı vardı. Ama onlardan hiçbiri Bediüzzaman’ı anlamadı.

 

Hulûsi Beye Üstad “Nur’un birinci talebesi” diyordu; yine de o Bediüzzaman’ı anlayamamıştı.

 

Üstad’ın “Esrar-ı Kur’âniyede beni iştiyaklarıyla konuşturan zekî, ferasetli muhataplarım” dediği talebeleri de onu anlayamadılar.

 

Binbaşı Asım, Hafız Ali ve Hasan Feyzi de Bediüzzaman’ı anlayamadılar, ama hayatlarını onun için feda ettiler.

 

Üstad’ın “Hayatım hayatınla devam edecek” iltifatına mazhar olan Zübeyir Gündüzalp ile Mustafa Sungur da Bediüzzaman’ı anlamadı.

 

Risale-i Nur’ları okudukça Üstad’ın “Aynı hissiyatımla mütehassis oluyorlar” sözleriyle tarif ettiği halet-i ruhiyeyi kazanarak bütün Risale-i Nur talebelerine örnek ve rehber olan has talebeleri de Bediüzzaman’ı anlamadı.

 

“Allâmelerin işini gören ve Isparta’nın intibahına vesile olan” Emrullah oğlu Bekir gerçi Bediüzzaman’ın âhiret kardeşiydi, ama yine de onu anlamadı.

 

Üstad ve bir kısım talebeleri idam niyetiyle tutuklanıp Eskişehir hapsine kapatıldıkları zaman onların yokluğunda Risale-i Nur hizmetini hiç aksatmadan sürdüren ve Üstad ile hiçbir muhabere imkânına sahip olmadıkları halde bu eserleri Anadolu’nun dört bir yanına ulaştıracak bir tezgâhı kurup yıllarca işleten talebeleri de Bediüzzaman’ı anlamadı.

SİNGAPUR’DA İSLAMİYET VE RİSALE-İ NUR HİZMETLERİ…

 

Üstad’ın talebem dediği, muhatap aldığı, yanında yetiştirdiği, vekâlet verdiği, vâris tayin ettiği talebelerinden hiçbiri onu anlamadı.

 

Yurt içinde ve dışında Risale-i Nur ile imanlarını kurtaran ve sayısını Allah’tan başka kimsenin bilmediği o muazzam kalabalıklar içinde de Bediüzzaman’ı anlayan çıkmadı.

 

Bugün, bu anda, yeryüzünün binlerce köşesinde Risale-i Nur dersleri yapılıyor. Bu eserler, beşer eliyle yazılmış hiçbir eserin görmediği bir ilgiyle okunuyor.

 

Anlaşılmadığı için Bediüzzaman bu kadar çok seviliyor. Anlaşılmadığı için Risale-i Nur’lar bu kadar çok okunuyor.

 

Fakat bu anlaşılmazlık kıyamete kadar sürecek değildi ya!

 

Nihayet biri soyadıyla müsemmâ Abdullah Aymaz, diğeri kibriyle mâruf Suat Alkan adında iki beşeriyet harikası yeryüzüne ayak bastı da Bediüzzaman’ı anlayan birileri çıkmış oldu.

 

Eğer onlar dünyamızı şereflendirmeseydi, Bediüzzaman boşuna yaşamış, Risale-i Nur boşuna yazılmış olacaktı.

 

Kullarına lütfettiği akıl ve hidayet nimetine şükretmek için bu iki zât-ı muhteremi bir vahid-i kıyasî yapan Allah’a hamd olsun.