Nurdanhaber-Haber Merkezi
Deprem riski nedeniyle yıkılan ve yeniden yapılan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camisi, yarın ibadete açılacak.
İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Köse, caminin deprem riski nedeniyle yıkıldığını ve yapımının 3 yılda tamamlandığını belirtti.
Caminin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in katılımıyla yarın cuma namazıyla hizmete alınacağını bildiren Köse, camide namazdan önce de şehitler için Kur’an-ı Kerim okunacağını kaydetti.
Ali Köse, caminin aynı zamanda fakültenin “tatbikat camisi” olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Önceki camiden iki kat büyük olan cami, yaklaşık 5 bin cemaat alabilecek. Caminin en altında otopark bulunuyor. Hem temel İslam bilimlerine hem de İslam sanatlarına ilişkin kursların olduğu eğitim alanımız olacak. Kur’an-ı Kerim, Arapça, Osmanlıca, hat, tezhip, ney gibi birçok alanda kurslar açılacak. Halkla bütünleşmemiz eskiden olduğu gibi tekrardan gerçekleşecek. Caminin içerisinde Türkiye’deki tüm dini yayınların bir arada bulunacağı Marmara Üniversitesi İlahiyat Yayınevi, hizmet vermeye devam edecek.”
“Çok örneği görülen bir cami değil”
Caminin Anadolu yakasının en önemli protokol camilerinden olduğunu, şimdi bu fonksiyonunu daha kapasiteli şekilde icra etmeye devam edeceğini kaydeden Köse, caminin görünüm itibariyle Türkiye’de ya da İslam dünyasında çok örneği görülen bir cami olmadığını söyledi.
İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Köse, şu bilgileri verdi:
“Cami klasik mimari içeriyor fakat örneği daha önce daha sergilenmemiş. Modern ya da postmodern tarzında tepkiler söz konusu oldu. Bunlar, mimarımız Hilmi Şenalp’ı üzen tespitlerdi. Hilmi Şenalp, Orta Asya’dan Anadolu’ya getirdiğimiz veya getiremediğimiz, İslam dünyasında bazı yerlerde kullanılan bazı motifleri tek bir camide toplayarak, yeni bir uzlaşı ortaya koyarak, yeni bir cami stili geliştirmiş oldu. Bunun denenmesi gerekiyordu ve denendi. Başlangıçta tepki gösteren birçok kişinin, caminin içine girdikleri, buradaki atmosferi hissettikleri zaman fikirleri değişti.
Caminin en önemli özelliklerinden biri de duvarlara işlenmiş hat yazıları yok, levhalara yazılmış hat yazıları var. Gündüz hava ne kadar karanlık olursa olsun elektrik kullanmaya gerek yok, dışarıyı görebilen 12 ayak üzerine kurulu, 12 büyük pencere var. Camideki levha üzerindeki hat yazıları Hattat Hüseyin Kutlu’ya ait. Kubbe, kırlangıç kubbe denilen, bunun örneği bir camide yok ama Sivas’taki Divriği’nin bazı konaklarında Selçuklu evleri diyebileceğimiz motiflere baktığımız zaman bu kubbeden görme şansımız var. Kubbenin en tepesi camdan işlenmiş vaziyette, yukarıya başınızı kaldırdığınız zaman hava açıksa akşamları yıldızları görebileceksiniz. Caminin bir de alt katı var. Alt katın işlemeleri, motifleri üst kadar güzel. Cami yapılırken engelli vatandaşlarımız da düşünüldü, üst kattan alt kata işleyen bir asansör olacak.”
Ali Köse, caminin maliyetinin bir hayırsever tarafından karşılandığını, kamunun ya da üniversitenin herhangi bir harcaması olmadığını belirterek, hayırsevere teşekkür etti.
AA