Azim neticelere gebe, devlet ve millete hazırlanan dünya çapındaki tuzağı ters yüz eden bir seçimi geride bıraktık çok şükür.
Hem kendime verdiğim söz, hem de “ Kur’an Nuru” mesleği iktizasınca seçim sandığı önüme getirilinceye kadar iç politika ile alâkalı kalem oynatmayacağım. Birilerinin kendi “zu’m”larını Risale dersi yapıyorum demeleri gibi “ ama ‘kalbim safidir’ (!) demeyeceğim.
Haşir meydanında Üstad’ın:
“ Ben marijinal partileri desteklemek bir yana, ne zaman Şer Fırkasını ehven gösterdim?” itabına muhatap olmak isteyenlere de karışmayacağım. İsteyerek düştükleri çamur meydanda değil mi? “Erradi bidderâri lâ yünzarü leh.”
Vazifemiz mâlum: “Geniş dairelerde ARA SIRA” bulunabiliriz ancak.
Dün 2 Kasım’dı. Bu tarih mühim. Cennet-mekân Sultan Abdulhamid Han’ı “azlettiren” komitenin reisleri Talat-Cemal- Enver Paşaların yurtdışına kaçtıkları gün.
Ya 1 Kasım. Nur Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin, “Meclis’in şahs-ı manevisine” dayanarak icraat yapmasının -ancak- mümkün olacağını buyurduğu Hilafet’in kaldırılıp İslam Alemi’nin, imamesiz bir tesbihe döndürüldüğü “yevm-i meş’um.” ( M. Akif Külliyatı)
Seçim tahminimde YANILDIM. Nihayetsiz şükür ki tahminim eksik çıktı. Evet, bir önceki yazımda dediğim gibi “yağacak milyonlarca oy” ile tek başına iktidar yakalanacak diye düşünmüştüm. Ama oy oranı için % 45 bekliyordum.
2 Kasım günü bir dostun yanına uğradım. O da bu harika; 6 Kasım’dan da şiddetli tokadı beklemiyor, bu neticeyi “akla ziyan” buluyordu.
Gerçi seçimden önce % 47’yi telaffuz etmişti ama yine de şaşırdığını söylüyordu. “ Bu, ancak mazlumların dualarına, kalb ehli müttaki insanların tazarru ve niyazlarına bağlanabilir.” diyordu.
“Bu topraklarda yatan ve bizlerden sessizce bir Fatiha bekleyen Ashab ve Evliya’yı da unutma!” diye karşılık verdim. “ Bu netice ile Üstad’ın teminatı bir defa daha tescillendi. “ Bu asil Türk ( Yani İslam ümmeti) milleti o partiyi ihtiyariyle iktidara getirmeyecek.”
Karnınızı tuta tuta güleceğinizden eminim. Paralelcilerle onların “kankası” bir azınlık “o parti”yi Ak Parti diye anlıyorlar!!! ( Şimdi ne oldi?!)
Her şey ortada. “Beyhude çene çalmak mânasızdır.” (Tarihçe, Mektubat)
Bu netice karşısında sevinenler kim? Gazzeli ve Filistinli Müslümanlar, Suriyeli mücahitler, Ehl-i Sünnet Alimleri, Bütün İslami Cemaatler ve hizpler, tüm mazlum insanlık……
Ya hüzünlenenler? Başta İsrail Hükumeti ve Mossad, Dünya Yahudi Teşkilatı, İngiltere, İslam düşmanı Avrupalılar, Asya münafıkları, CIA ile Yahudi kontrolündeki Pensilvanyanın avaneleri ve dün “NUR’un haini ve gizli ……..ist dedikleri hoca”ya İslami cemaat diye bakmaya başlayan; dinde de hassas olmayan: “…muhakeme-i akliyede noksan” sıfatına layık bir kısım eski tüfekler! Bölücü bile değil, yıkıcı bütün örgütler.
Fazla söze ne hacet. “ Fitne zamanlarında haklı olanı bulmak için düşmanın okunu takip ediniz.” şeklindeki İmam-ı Şafii (RA) beyanı, her zaman baki.
Selam ve dua ile.